When's Ne Demek - İngilizce Sözlük

When's

"when's" teriminin Türkçe anlamları:

  • Günlük Konuşma Dili (expr.): o da kimmiş?
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): kimmiş o?
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): o da kim?
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): bazı insanlar nerede/ne zaman duracağını bilmiyorlar/bilmezler
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): bazı insanlar nerede/ne zaman duracağını bilmiyorlar/bilmezler
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): ne zamandan beri umurunda?
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): o işi de/onu da zamanı gelince hallederiz
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): ne zamandır?
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): keyfi gelince
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): zamanı gelince
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): (özellikle birisinin bardağına bir şeyler doldururken) yeter de
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): ödeme/maaş gününde
  • Yaygın Kullanım (adv.): ne zaman
  • Yaygın Kullanım (adv.): ne zaman?
  • Genel (v.): ıkınmak
  • Genel (v.): faturanın gününü geçirmek
  • Genel (v.): istenmediğini bilmek
  • Genel (v.): zirvede bırakmak
  • Genel (n.): adli tatil
  • Genel (n.): zaman
  • Genel (adv.): ne zamana kadar?
  • Genel (adv.): dilediğinde
  • Genel (adv.): o zamandan beri
  • Genel (adv.): gerektiğinde ve gerektikçe
  • Genel (adv.): vaktaki
  • Genel (adv.): o zamana kadar
  • Genel (adv.): gereğinde
  • Genel (adv.): ne zamandan beri
  • Genel (adv.): her ne zaman olursa olsun
  • Genel (adv.): ne zaman olursa olsun
  • Genel (adv.): her ne zaman olsa
  • Genel (adv.): ne vakit
  • Genel (adv.): ne zaman olduğuna bakmayarak
  • Genel (adv.): her nerede olsa
  • Genel (adv.): o zaman
  • Genel (adv.): ne zamana kadar
  • Genel (adv.): sırasında
  • Genel (adv.): orada
  • Genel (adv.): ne zaman?
  • Genel (adv.): fırsat düşünce
  • Genel (adv.): zaman geldiğinde
  • Genel (adv.): ihtiyaç halinde
  • Genel (adv.): ihtiyaç olduğunda
  • Genel (adv.): ihtiyaç duyulduğunda
  • Genel (adv.): ne zaman
  • Genel (adv.): bakıldığında
  • Genel (adv.): incelendiğinde
  • Genel (adv.): olası olduğunda
  • Genel (adv.): gerekli olduğunda
  • Genel (adv.): gerekli olduğunda
  • Genel (adv.): gerektiğinde
  • Genel (adv.): gerekli olunca
  • Genel (adv.): gerekli olunca
  • Genel (adv.): gerektiğinde
  • Genel (adv.): dikkate alındığında
  • Genel (adv.): nazara alındığında
  • Genel (adv.): dikkate alındığında
  • Genel (adv.): düşünüldüğünde
  • Genel (adv.): düşünüldüğünde
  • Genel (adv.): dikkate alındığında
  • Genel (adv.): ancak o zaman
  • Genel (adv.): ancak o vakit
  • Genel (adv.): koşullar münasip olduğunda
  • Genel (adv.): şartlar uygun olduğunda
  • Genel (adv.): ihtiyaç duyulduğu zaman
  • Genel (adv.): ihtiyaç duyulduğu zaman
  • Genel (adv.): gerektiği zaman
  • Genel (adv.): gerektiği zaman
  • Genel (adv.): dikkate alındığında
  • Genel (adv.): teşrif buyurduklarında
  • Genel (adv.): -er...-mez
  • Genel (adv.): nerede ve ne zaman
  • Genel (adv.): -emez
  • Genel (adv.): -r
  • Genel (adv.): -maz
  • Genel (adv.): -er
  • Genel (adv.): vardığında
  • Genel (adv.): vardığında
  • Genel (prep.): derken
  • Genel (prep.): ne zaman olduğuna bakmayarak
  • Genel (conj.): (olması gerektiği) halde
  • Genel (conj.): sırasında
  • Genel (conj.): vakit
  • Genel (conj.): (mümkün olduğu) halde
  • Genel (conj.): ne zaman
  • Genel (conj.): iken
  • Genel (conj.): -de dahi
  • Genel (conj.): -ması gerektiği halde
  • Genel (conj.): -diği zaman
  • Genel (conj.): -diği (gün)
  • Genel (conj.): -ince
  • Genel (conj.): -diğinde
  • Genel (conj.): -ması mümkün olduğu halde
  • Genel (conj.): -diğine göre
  • Genel (conj.): -de
  • Genel (conj.): -ken
  • Genel (conj.): -dığı zaman
  • Genel (conj.): -ınca
  • Genel (conj.): olduğu zaman
  • Genel (conj.): -dığında
  • Genel (conj.): -dığında/-diğinde
  • Genel (conj.): -dığı zaman bile
  • Genel (interj.): vur abalıya!
  • Deyimler (v.): eve gelince tüm neşesini yitirmek
  • Deyimler (v.): ailesinin yanındayken keyfi kaçmak
  • Deyimler (v.): eve gelince kendini kapatmak
  • Deyimler (v.): birşeyi olması gerektiğinin tersi şekilde yapmak
  • Deyimler (v.): düşene bir tekme daha vurmak
  • Deyimler (v.): düşene tekme atmak
  • Deyimler (v.): ne zaman duracağını bilmemek
  • Deyimler (v.): ne zaman duracağını bilmemek
  • Deyimler (v.): ne zaman duracağını bilmemek
  • Deyimler (v.): koşullar uygun olduğunda harekete geçmek
  • Deyimler (v.): eve gelince pestili çıkmak
  • Deyimler (v.): eve gelince hali kalmamak
  • Deyimler (v.): eve gelince hiçbir şey yapacak hali kalmamak
  • Deyimler (n.): bıçak kemiğe dayanırsa
  • Deyimler (n.): heyecanın doruğa ulaştığı an
  • Deyimler (adv.): ortalık durulunca
  • Deyimler (adv.): ortalık sakinleşince
  • Deyimler (expr.): balık kavağa çıkınca
  • Deyimler (expr.): çıkmaz ayın son çarşambası
  • Deyimler (expr.): köşeyi döndüğünde
  • Deyimler (expr.): zengin olduğunda
  • Deyimler (expr.): talih yüzüne güldüğünde
  • Deyimler (expr.): balık kavağa çıkınca
  • Deyimler (expr.): asla
  • Deyimler (expr.): iki cihan biraya gelse
  • Deyimler (expr.): çıkmaz ayın son çarşambası
  • Deyimler (expr.): burada rüzgar estiğinde orada fırtına çıkar
  • Deyimler (expr.): biri hapşırdığında öteki nezle olur
  • Deyimler (expr.): biri aksırdığında öteki öksürmeye başlar
  • Deyimler (expr.): birinin başına gelen şeyin başkasını daha da kötü etkilemesi
  • Deyimler (expr.): bir yerde yaşanan kötü bir durumun başka bir yerde daha büyük sorunlara yol açması
  • Deyimler (expr.): burada rüzgar estiğinde orada fırtına çıkar
  • Deyimler (expr.): biri hapşırdığında öteki nezle olur
  • Deyimler (expr.): biri aksırdığında öteki öksürmeye başlar
  • Deyimler (expr.): birinin başına gelen şeyin başkasını daha da kötü etkilemesi
  • Deyimler (expr.): bir yerde yaşanan kötü bir durumun başka bir yerde daha büyük sorunlara yol açması
  • Deyimler (expr.): burada rüzgar estiğinde orada fırtına çıkar
  • Deyimler (expr.): biri hapşırdığında öteki nezle olur
  • Deyimler (expr.): biri aksırdığında öteki öksürmeye başlar
  • Deyimler (expr.): birinin başına gelen şeyin başkasını daha da kötü etkilemesi
  • Deyimler (expr.): bir yerde yaşanan kötü bir durumun başka bir yerde daha büyük sorunlara yol açması
  • Deyimler (expr.): burada rüzgar estiğinde orada fırtına çıkar
  • Deyimler (expr.): biri hapşırdığında öteki nezle olur
  • Deyimler (expr.): biri aksırdığında öteki öksürmeye başlar
  • Deyimler (expr.): birinin başına gelen şeyin başkasını daha da kötü etkilemesi
  • Deyimler (expr.): bir yerde yaşanan kötü bir durumun başka bir yerde daha büyük sorunlara yol açması
  • Deyimler (expr.): düşünecek olursan
  • Deyimler (expr.): bir düşünürsen
  • Deyimler (expr.): asla
  • Deyimler (expr.): asla
  • Deyimler (expr.): asla olmaz/gerçekleşmez
  • Deyimler (expr.): yumurta kapıya dayanınca
  • Deyimler (expr.): bir şeyi ancak istediğinde yapmak
  • Deyimler (expr.): bütün kozlar oynandığında
  • Deyimler (expr.): bıçak kemiğe dayanınca
  • Deyimler (expr.): balık kavağa çıkınca
  • Deyimler (expr.): balık kavağa çıkınca
  • Deyimler (expr.): balık kavağa çıkınca
  • Deyimler (expr.): balık kavağa çıkınca
  • Deyimler (expr.): bir şeyi keyfi gelince yapmak
  • Deyimler (expr.): balık kavağa çıkınca
  • Deyimler (expr.): beklenmedik bir anda
  • Deyimler (expr.): daha babanın yemediği portakalda vitaminken
  • Deyimler (expr.): çok zengin olunca
  • Deyimler (expr.): daha babanın yemediği portakalda vitaminken
  • Deyimler (expr.): çıkmaz ayın son çarşambası
  • Deyimler (expr.): çok önemli bir noktaya ulaştığında
  • Deyimler (expr.): çok zengin olunca
  • Deyimler (expr.): çıkmaz ayın son çarşambası
  • Deyimler (expr.): çok önemli bir noktaya erişildiğinde
  • Deyimler (expr.): çıkmaz ayın son çarşambası
  • Deyimler (expr.): çıkmaz ayın son çarşambasında
  • Deyimler (expr.): çok önemli bir karar alınması gerektiğinde
  • Deyimler (expr.): çıkmaz ayın son çarşambasında
  • Deyimler (expr.): çıkmaz ayın son çarşambası
  • Deyimler (expr.): çıkmaz ayın son çarşambasında
  • Deyimler (expr.): en zor aşamaya gelinirse
  • Deyimler (expr.): en olmadı (öyle yaparız)
  • Deyimler (expr.): görünen köy kılavuz istemez
  • Deyimler (expr.): hiçbir zaman
  • Deyimler (expr.): hiç
  • Deyimler (expr.): en zor aşamaya gelindiğinde
  • Deyimler (expr.): harekete geçme zamanı geldiğinde
  • Deyimler (expr.): her şey göz önüne alındığında
  • Deyimler (expr.): hazır olduğunda
  • Deyimler (expr.): iş o noktaya gelirse
  • Deyimler (expr.): işler rayına oturunca
  • Deyimler (expr.): iş o raddeye gelirse
  • Deyimler (expr.): iş ciddiye bindiğinde
  • Deyimler (expr.): iki çıplak bir hamamda yakışır
  • Deyimler (expr.): iki cihan bir araya gelse
  • Deyimler (expr.): iş ciddiye bindiğinde
  • Deyimler (expr.): işler sarpa sardığında
  • Deyimler (expr.): karar verme zamanı geldiğinde
  • Deyimler (expr.): kedi gidince meydan farelere kalır
  • Deyimler (expr.): olabilmesi/gerçekleşmesi mümkün değil
  • Deyimler (expr.): ortalık durulunca
  • Deyimler (expr.): olmamış bir şey için endişelenmeyelim
  • Deyimler (expr.): kozlar oynandığında
  • Deyimler (expr.): önemli bir noktaya varıldığında
  • Deyimler (expr.): köşeyi döndüğünde
  • Deyimler (expr.): kel ölür sırma saçlı olur kör ölür badem gözlü olur
  • Deyimler (expr.): ortalık yatışınca
  • Deyimler (expr.): önemli noktada
  • Deyimler (expr.): kırmızı kar yağınca
  • Deyimler (expr.): kritik zamanlarda
  • Deyimler (expr.): şaka yapıyorsun!
  • Deyimler (expr.): toz duman dağıldığında
  • Deyimler (expr.): zor zamanlar başladığında
  • Deyimler (expr.): (bir daha) şehre gelince/geldiğimde, seni ararım
  • Deyimler (expr.): zengin olduğunda
  • Deyimler (expr.): zamanı gelince
  • Deyimler (expr.): ummadık anda
  • Deyimler (expr.): yapmazsın sen!
  • Deyimler (expr.): (bir daha şehre) geldiğinde/uğradığında beni ara
  • Deyimler (expr.): hiçbir zaman
  • Deyimler (expr.): asla
  • Deyimler (expr.): çıkmaz ayın son çarşambası
  • Deyimler (expr.): kırmızı kar yağınca
  • Deyimler (expr.): balık kavağa çıkınca
  • Deyimler (expr.): insanlar konuyu öğrenmeye/duymaya başlarsa
  • Deyimler (expr.): insanlar konuyu öğrenmeye/duymaya başladığı anda
  • Deyimler (expr.): konu/laf yayılmaya başlarsa
  • Deyimler (expr.): konu/laf yayılmaya başladığı anda
  • Deyimler (expr.): eğer duyulmaya başlarsa
  • Deyimler (expr.): duyulmaya başladığı anda
  • Deyimler (expr.): laf çıkarsa
  • Deyimler (expr.): laf çıktığı anda
  • Deyimler (expr.): bir şeyin lafı çıkarsa/çıktığı anda
  • İfadeler (expr.): bir düze çıkayım
  • İfadeler (expr.): talihi/şansı döndüğünde
  • İfadeler (expr.): talih yüzüne güldüğünde
  • İfadeler (expr.): köşeyi döndüğünde
  • İfadeler (expr.): paraya kavuştuğunda
  • İfadeler (expr.): bir düze çıkayım
  • İfadeler (expr.): talihi/şansı döndüğünde
  • İfadeler (expr.): talih yüzüne güldüğünde
  • İfadeler (expr.): köşeyi döndüğünde
  • İfadeler (expr.): paraya kavuştuğunda
  • İfadeler (n.): aksi belirtilmedikçe
  • İfadeler (expr.): işler ciddiye bindiğinde
  • İfadeler (expr.): olay/işler ciddileştiğinde
  • İfadeler (expr.): olay/işler kritik bir hale geldiğinde
  • İfadeler (expr.): olay/işler karıştığında
  • İfadeler (expr.): olay/işler çıkmaza girdiğinde
  • İfadeler (expr.): olay/işler patlak verdiğinde
  • İfadeler (expr.): olay/işler içinden çıkılmayacak hale geldiğinde
  • İfadeler (expr.): olay/işler son kerteye geldiğinde
  • İfadeler (expr.): ... günler eskide kaldı
  • İfadeler (expr.): böyle bir şeyle karşılaşıldığında
  • İfadeler (expr.): işler o raddeye vardığında
  • İfadeler (expr.): seçmek zorunda kalındığında
  • İfadeler (expr.): belli bir noktaya gelindiğinde
  • İfadeler (expr.): işler o noktaya geldiğinde
  • İfadeler (expr.): aksilikler hep üst üste gelir
  • İfadeler (expr.): anne mutlu değilse, kimse mutlu olmaz
  • İfadeler (expr.): bir kapı kapandığında, başka bir kapı açılır
  • İfadeler (expr.): bir kapı kapanır diğeri açılır
  • İfadeler (expr.): bu açıdan bakıldığında
  • İfadeler (expr.): başka hiçbir şey işe yaramadığında
  • İfadeler (expr.): bilgi paylaştıkça büyür
  • İfadeler (expr.): bu açıdan bakıldığında
  • İfadeler (expr.): bakacak olursak
  • İfadeler (expr.): bakıldığında
  • İfadeler (expr.): bütün bu nedenler düşünüldüğünde
  • İfadeler (expr.): dikkate alındığında
  • İfadeler (expr.): denilince
  • İfadeler (expr.): düşünüldüğünde
  • İfadeler (expr.): düşünülünce
  • İfadeler (expr.): düşünüldüğü zaman
  • İfadeler (expr.): dikkate alındığında
  • İfadeler (expr.): düşünüldüğünde
  • İfadeler (expr.): denince
  • İfadeler (expr.): dikkate alındığında
  • İfadeler (expr.): denilince
  • İfadeler (expr.): dışarıdan bakınca
  • İfadeler (expr.): daha yakından baktığımızda
  • İfadeler (expr.): denince
  • İfadeler (expr.): denilince
  • İfadeler (expr.): düşünüldüğünde
  • İfadeler (expr.): denince
  • İfadeler (expr.): göz önünde bulundurduğumuzda
  • İfadeler (expr.): her şey göz önüne alındığında
  • İfadeler (expr.): fırsat oldukça
  • İfadeler (expr.): gereksinim olduğunda
  • İfadeler (expr.): gerektiğinde
  • İfadeler (expr.): en iyinin yeterince iyi olmadığı zaman
  • İfadeler (expr.): filler tepişir karıncalar ezilir
  • İfadeler (expr.): göz önünde bulundurursak
  • İfadeler (expr.): gereğinde
  • İfadeler (expr.): felaket/afet vurduğunda/vurunca
  • İfadeler (expr.): fırsat olunca
  • İfadeler (expr.): geriye dönüp baktığında
  • İfadeler (expr.): en son
  • İfadeler (expr.): geriye dönüp baktığımda
  • İfadeler (expr.): günümüze baktığımızda
  • İfadeler (expr.): günümüze baktığımızda
  • İfadeler (expr.): gereksinim doğduğunda
  • İfadeler (expr.): gerekli olunca
  • İfadeler (expr.): gerektiğinde
  • İfadeler (expr.): ilk görüldüğünde
  • İfadeler (expr.): ihtiyaç halinde
  • İfadeler (expr.): ihtiyaç olduğunda
  • İfadeler (expr.): işler sarpa sardığında
  • İfadeler (expr.): it ürür kervan yürür
  • İfadeler (expr.): işler sarpa sarınca
  • İfadeler (expr.): ilk görüştüğümüzde
  • İfadeler (expr.): ihtiyaç halinde
  • İfadeler (expr.): ihtiyaç olduğunda
  • İfadeler (expr.): ihtiyaç duyulduğunda
  • İfadeler (expr.): ihtiyaç olduğunda
  • İfadeler (expr.): mademki
  • İfadeler (expr.): koşullar el verdiğinde
  • İfadeler (expr.): nazara alındığında
  • İfadeler (expr.): söz konusu olduğunda
  • İfadeler (expr.): şartlar el verdiğince
  • İfadeler (expr.): sırası geldikçe
  • İfadeler (expr.): rağmen
  • İfadeler (expr.): söz konusu olunca
  • İfadeler (expr.): şartlar el verdiğince
  • İfadeler (expr.): şartlar el verdiğinde
  • İfadeler (expr.): sorun ciddileşirse
  • İfadeler (expr.): şeytan dünyaya gelip ilk aşkını bulduğunda kötülük serbest kalacak
  • İfadeler (expr.): sevgi paylaştıkça çoğalır
  • İfadeler (expr.): tüm çareler tükendiğinde
  • İfadeler (expr.): zorunluluğu bulunmamakla birlikte/bulunmadığında
  • İfadeler (expr.): zora düşüldüğünde
  • İfadeler (expr.): yeri geldiğinde
  • İfadeler (expr.): uygun zamanda
  • İfadeler (expr.): yeri gelir
  • İfadeler (expr.): -ken
  • İfadeler (expr.): zamanında
  • İfadeler (expr.): (ile) karşılaştırıldığında
  • İfadeler (expr.): yeri geldikçe
  • İfadeler (expr.): vadesinde
  • İfadeler (expr.): kötülüğe meydan verme
  • İfadeler (expr.): iyiler bir şey yapmadıkça kötüler meydanı boş bulur
  • İfadeler (expr.): iyiler bir şey yapmadıkça kötülük kazanır
  • İfadeler (expr.): hani … olunca hissedersin ya
  • İfadeler (expr.): … olduğundaki his
  • İfadeler (expr.): ... olduğundaki o his
  • İfadeler (expr.): hemen hemen herkesin bildiği bir his
  • İfadeler (expr.): hani … olunca hissedersin ya
  • İfadeler (expr.): … olduğundaki his
  • İfadeler (expr.): ... olduğundaki o his
  • İfadeler (expr.): hemen hemen herkesin bildiği bir his
  • İfadeler (expr.): yaklaşık olarak ne zaman
  • Atasözü (): yokluk kapıdan girince aşk pencereden uçar
  • Atasözü (): yoksulluk kapıdan girince aşk pencereden kaçar
  • Atasözü (): yoksulluk kapıdan girince aşk pencereden kaçar
  • Atasözü (): nerede beleş oraya yerleş
  • Atasözü (): nerede beleş oraya yerleş
  • Atasözü (): bedava bulabiliyorsam neden para vereyim
  • Atasözü (): maşa varken elimi niye ateşe sokayım
  • Atasözü (): bedava bulabiliyorsam neden para vereyim
  • Atasözü (): maşa varken elimi niye ateşe sokayım
  • Atasözü (): yalancının evi yanmış kimse inanmamış
  • Atasözü (): yalancının mumu yatsıya kadar yanar
  • Atasözü (): aç elini kora sokar
  • Atasözü (): yalancı kırk yılda bir doğru söylese de inanan olmaz
  • Atasözü (): kedilerin olmadığı yerde meydan farelere kalır
  • Atasözü (): bir kapı kapanır bir kapı açılır
  • Atasözü (): yalancı kırk yılda bir doğru söylese de inanan olmaz
  • Atasözü (): yalancının evi yanmış kimse inanmamış
  • Atasözü (): kedi gidince meydan farelere kalır
  • Atasözü (): yoksulluk kapıdan girince aşk pencereden kaçar
  • Atasözü (): bir kapı kapanır bir diğeri açılır
  • Atasözü (): bir kapı kapanır bir kapı açılır
  • Atasözü (): işler zorlaştığında güçlü olan sıyrılır geçer
  • Atasözü (): su akıyorken testiyi doldur
  • Atasözü (): çaresizlik insana herşeyi yaptırır
  • Atasözü (): çaresizlik insana neler yaptırmaz
  • Atasözü (): dünya malı dünyada kalır
  • Atasözü (): bulunduğun yerin kurallarına göre hareket et
  • Atasözü (): roma'da romalılar gibi davran
  • Atasözü (): su akarken testiyi doldurmalı
  • Atasözü (): körle yatan şaşı kalkar
  • Atasözü (): itle yatan pireyle kalkar
  • Atasözü (): deniz sakinken dümeni herkes tutar
  • Atasözü (): sakin denizde herkes kaptan kesilir
  • Konuşma (n.): annem ve babam ben çok küçükken boşandılar
  • Konuşma (n.): askerdeyken düşünecek çok vaktin oluyor
  • Konuşma (n.): bazı insanlar nerede/ne zaman duracağını bilmiyorlar/bilmezler
  • Konuşma (n.): herşeyden önemlisi
  • Konuşma (interj.): bugün işten çıkınca direkt eve gel
  • Konuşma (expr.): açken sen sen değilsin
  • Konuşma (expr.): alarm çaldığında
  • Konuşma (expr.): alışverişe çıktığında ne alırsın?
  • Konuşma (expr.): anneleri küçükken öldü
  • Konuşma (expr.): annem bana hamileyken
  • Konuşma (expr.): annem beni görünce ağladı mı?
  • Konuşma (expr.): araba kaymaya başladığında yapılması gereken ilk şey nedir?
  • Konuşma (expr.): araba sürerken emniyet kemerini takmalısın
  • Konuşma (expr.): arkası dönükken
  • Konuşma (expr.): aslına bakarsan
  • Konuşma (expr.): bunu yaparken aklından neler geçiyordu?
  • Konuşma (expr.): ben gittiğimde
  • Konuşma (expr.): ben çocukken
  • Konuşma (expr.): buluştuğumuz zaman
  • Konuşma (expr.): ben küçükken
  • Konuşma (expr.): büyüyünce stilist olmak istiyorum
  • Konuşma (expr.): ben yokken
  • Konuşma (expr.): birinin çocuğunu kaybetmesi her zaman trajik olmuştur
  • Konuşma (expr.): böyle bir vücudun olduğunda her şey üzerine tam oturur
  • Konuşma (expr.): bir şeyler öğrenirsen bana da haber ver
  • Konuşma (expr.): büyüyünce
  • Konuşma (expr.): beş yaşında yüzebiliyorlardı
  • Konuşma (expr.): bu savaş ne zaman bitecek?
  • Konuşma (expr.): baban arabasını ne zaman yıkıyor?
  • Konuşma (expr.): benim yaşıma geldiğinde
  • Konuşma (expr.): baban arabasını ne zaman yıkar?
  • Konuşma (expr.): benim yaşıma geldiğinde
  • Konuşma (expr.): ben gecikince karım endişeleniyor
  • Konuşma (expr.): ben 16 yaşındayken
  • Konuşma (expr.): ben büyüyünce
  • Konuşma (expr.): bunu ne zaman yaptınız?
  • Konuşma (expr.): büyüdüğünde ne olacaksın?
  • Konuşma (expr.): bu işe ne zaman başlıyorsun?
  • Konuşma (expr.): bu işareti gördüğünde
  • Konuşma (expr.): bıçak kemiğe dayandığında
  • Konuşma (expr.): büyüyünce stilist olmak istiyorum
  • Konuşma (expr.): buraya ben küçükken geldik
  • Konuşma (expr.): bu ne zaman oldu?
  • Konuşma (expr.): büyüyüp çocukların olduğunda beni anlarsın
  • Konuşma (expr.): bütün bunları ne zaman yaptın?
  • Konuşma (expr.): birlikteyken
  • Konuşma (expr.): birlikteyken
  • Konuşma (expr.): bir karar vermeye gelince annem en iyisini bilir
  • Konuşma (expr.): buraya ne zaman gelebilirsin?
  • Konuşma (expr.): büyüyünce ne olmak istiyorsun?
  • Konuşma (expr.): biz ne zaman evleneceğiz?
  • Konuşma (expr.): ben stresliyken
  • Konuşma (expr.): ben stresliyken voleybol oynarım
  • Konuşma (expr.): ben stres anında voleybol oynarım
  • Konuşma (expr.): biz bizeyken
  • Konuşma (expr.): buraya ne zaman gelebilirsin?
  • Konuşma (expr.): bunu ne zaman yaptın?
  • Konuşma (expr.): büyüdüğümde
  • Konuşma (expr.): ben oradayken
  • Konuşma (expr.): buraya geldiğinde
  • Konuşma (expr.): ben küçük bir kızken
  • Konuşma (expr.): buraya ne zaman geleceksin?
  • Konuşma (expr.): böyle bir durumda
  • Konuşma (expr.): bana ne zaman yiyecek bir şeyler vereceksin?
  • Konuşma (expr.): bazen ne zaman şaka yaptığını anlamıyorum
  • Konuşma (expr.): büyüdüğümde
  • Konuşma (expr.): büyüyünce onun gibi olmak istiyorum
  • Konuşma (expr.): ben her zaman insanlara ihtiyacı olduklarında yardım ederim
  • Konuşma (expr.): büyüdüğümde onun gibi olmak istiyorum
  • Konuşma (expr.): bilgisayarını ne zaman kullanırsın?
  • Konuşma (expr.): ben gençken
  • Konuşma (expr.): düğün ne zaman?
  • Konuşma (expr.): dava sona erdiğinde
  • Konuşma (expr.): çocukken çok yaramazmışım
  • Konuşma (expr.): doğum gününüz ne zaman?
  • Konuşma (expr.): dikkate alındığında
  • Konuşma (expr.): denince
  • Konuşma (expr.): çocukken kahvaltıda ne yerdin?
  • Konuşma (expr.): çocukken hiç günlük tuttun mu?
  • Konuşma (expr.): canın yandığında sızlanma
  • Konuşma (expr.): çocukken çok yaramazmışım
  • Konuşma (expr.): çocukken çok yaramazmışım
  • Konuşma (expr.): çocukken çok yaramazmışım
  • Konuşma (expr.): döndüğümde uzun uzun konuşuruz
  • Konuşma (expr.): canın istediğinde
  • Konuşma (expr.): dikkate alındığında
  • Konuşma (expr.): çocukken
  • Konuşma (expr.): dikkate alındığında
  • Konuşma (expr.): çocukken çok ağlardım
  • Konuşma (expr.): doğum ne zaman?
  • Konuşma (expr.): doğum günün ne zaman?
  • Konuşma (expr.): döndüğümde
  • Konuşma (expr.): durum düzelince
  • Konuşma (expr.): çocukken ne olmak isterdin?
  • Konuşma (expr.): canın istediğinde
  • Konuşma (expr.): daha uzun vaktiniz olduğunda yine gelin
  • Konuşma (expr.): çocuğun kaçırıldığı geceyi hatırlıyor musun?
  • Konuşma (expr.): düşene bir tekme de ben vurmak istemiyorum
  • Konuşma (expr.): çiçekler açtığında
  • Konuşma (expr.): en son ne zaman pizza yedin?
  • Konuşma (expr.): geriye dönüp baktığımda
  • Konuşma (expr.): en son ne zaman bir arkadaşınla buluştun?
  • Konuşma (expr.): en son ne zaman uyudun?
  • Konuşma (expr.): hiç beklemediğin bir anda
  • Konuşma (expr.): eğlenirken / keyifliyken zamanın nasıl geçtiğini farketmezsin
  • Konuşma (expr.): fırsat buldukça
  • Konuşma (expr.): en son ne zaman okula gittin?
  • Konuşma (expr.): hazır olduğunda
  • Konuşma (expr.): hayat onu paylaştığımızda güzel
  • Konuşma (expr.): geldiğinizde bize haber verin
  • Konuşma (expr.): eve ne zaman dönüyorsun?
  • Konuşma (expr.): fırsat buldukça
  • Konuşma (expr.): gençliğimde
  • Konuşma (expr.): en son ne zaman bir kız arkadaşın oldu
  • Konuşma (expr.): gözümle görmeden inanmam
  • Konuşma (expr.): eve geldiğimde
  • Konuşma (expr.): eve gittiğinde ne oldu?

Ayrıca Bakınız

Sözlük Terim Anlamı

Nedir - Ne Demek

Atasözleri ve Deyimler

Telaffuz Okunuşu

İngilizce Sözlük Çeviri

Nasıl Okunur

Turkish Terms

Yayınlanma: Güncellenme:

Bu site genel internet kaynaklarından alınan bilgiler içerir. Kullanım sorumluluğu size aittir. Materyal sahiplerine ait olan içeriklerin, logoların ve telif ihlaliyle ilgili sorumluluğu ilgililere aittir. Bilgilerin doğruluğu ve güncelliği garanti edilmez. Hatalı veya eksik bilgiler için bize iletişim yoluyla bildirin.