When's
"when's" teriminin Türkçe anlamları:
- Günlük Konuşma Dili (expr.): o da kimmiş?
- Günlük Konuşma Dili (expr.): kimmiş o?
- Günlük Konuşma Dili (expr.): o da kim?
- Günlük Konuşma Dili (expr.): bazı insanlar nerede/ne zaman duracağını bilmiyorlar/bilmezler
- Günlük Konuşma Dili (expr.): bazı insanlar nerede/ne zaman duracağını bilmiyorlar/bilmezler
- Günlük Konuşma Dili (expr.): ne zamandan beri umurunda?
- Günlük Konuşma Dili (expr.): o işi de/onu da zamanı gelince hallederiz
- Günlük Konuşma Dili (expr.): ne zamandır?
- Günlük Konuşma Dili (expr.): keyfi gelince
- Günlük Konuşma Dili (expr.): zamanı gelince
- Günlük Konuşma Dili (expr.): (özellikle birisinin bardağına bir şeyler doldururken) yeter de
- Günlük Konuşma Dili (expr.): ödeme/maaş gününde
- Yaygın Kullanım (adv.): ne zaman
- Yaygın Kullanım (adv.): ne zaman?
- Genel (v.): ıkınmak
- Genel (v.): faturanın gününü geçirmek
- Genel (v.): istenmediğini bilmek
- Genel (v.): zirvede bırakmak
- Genel (n.): adli tatil
- Genel (n.): zaman
- Genel (adv.): ne zamana kadar?
- Genel (adv.): dilediğinde
- Genel (adv.): o zamandan beri
- Genel (adv.): gerektiğinde ve gerektikçe
- Genel (adv.): vaktaki
- Genel (adv.): o zamana kadar
- Genel (adv.): gereğinde
- Genel (adv.): ne zamandan beri
- Genel (adv.): her ne zaman olursa olsun
- Genel (adv.): ne zaman olursa olsun
- Genel (adv.): her ne zaman olsa
- Genel (adv.): ne vakit
- Genel (adv.): ne zaman olduğuna bakmayarak
- Genel (adv.): her nerede olsa
- Genel (adv.): o zaman
- Genel (adv.): ne zamana kadar
- Genel (adv.): sırasında
- Genel (adv.): orada
- Genel (adv.): ne zaman?
- Genel (adv.): fırsat düşünce
- Genel (adv.): zaman geldiğinde
- Genel (adv.): ihtiyaç halinde
- Genel (adv.): ihtiyaç olduğunda
- Genel (adv.): ihtiyaç duyulduğunda
- Genel (adv.): ne zaman
- Genel (adv.): bakıldığında
- Genel (adv.): incelendiğinde
- Genel (adv.): olası olduğunda
- Genel (adv.): gerekli olduğunda
- Genel (adv.): gerekli olduğunda
- Genel (adv.): gerektiğinde
- Genel (adv.): gerekli olunca
- Genel (adv.): gerekli olunca
- Genel (adv.): gerektiğinde
- Genel (adv.): dikkate alındığında
- Genel (adv.): nazara alındığında
- Genel (adv.): dikkate alındığında
- Genel (adv.): düşünüldüğünde
- Genel (adv.): düşünüldüğünde
- Genel (adv.): dikkate alındığında
- Genel (adv.): ancak o zaman
- Genel (adv.): ancak o vakit
- Genel (adv.): koşullar münasip olduğunda
- Genel (adv.): şartlar uygun olduğunda
- Genel (adv.): ihtiyaç duyulduğu zaman
- Genel (adv.): ihtiyaç duyulduğu zaman
- Genel (adv.): gerektiği zaman
- Genel (adv.): gerektiği zaman
- Genel (adv.): dikkate alındığında
- Genel (adv.): teşrif buyurduklarında
- Genel (adv.): -er...-mez
- Genel (adv.): nerede ve ne zaman
- Genel (adv.): -emez
- Genel (adv.): -r
- Genel (adv.): -maz
- Genel (adv.): -er
- Genel (adv.): vardığında
- Genel (adv.): vardığında
- Genel (prep.): derken
- Genel (prep.): ne zaman olduğuna bakmayarak
- Genel (conj.): (olması gerektiği) halde
- Genel (conj.): sırasında
- Genel (conj.): vakit
- Genel (conj.): (mümkün olduğu) halde
- Genel (conj.): ne zaman
- Genel (conj.): iken
- Genel (conj.): -de dahi
- Genel (conj.): -ması gerektiği halde
- Genel (conj.): -diği zaman
- Genel (conj.): -diği (gün)
- Genel (conj.): -ince
- Genel (conj.): -diğinde
- Genel (conj.): -ması mümkün olduğu halde
- Genel (conj.): -diğine göre
- Genel (conj.): -de
- Genel (conj.): -ken
- Genel (conj.): -dığı zaman
- Genel (conj.): -ınca
- Genel (conj.): olduğu zaman
- Genel (conj.): -dığında
- Genel (conj.): -dığında/-diğinde
- Genel (conj.): -dığı zaman bile
- Genel (interj.): vur abalıya!
- Deyimler (v.): eve gelince tüm neşesini yitirmek
- Deyimler (v.): ailesinin yanındayken keyfi kaçmak
- Deyimler (v.): eve gelince kendini kapatmak
- Deyimler (v.): birşeyi olması gerektiğinin tersi şekilde yapmak
- Deyimler (v.): düşene bir tekme daha vurmak
- Deyimler (v.): düşene tekme atmak
- Deyimler (v.): ne zaman duracağını bilmemek
- Deyimler (v.): ne zaman duracağını bilmemek
- Deyimler (v.): ne zaman duracağını bilmemek
- Deyimler (v.): koşullar uygun olduğunda harekete geçmek
- Deyimler (v.): eve gelince pestili çıkmak
- Deyimler (v.): eve gelince hali kalmamak
- Deyimler (v.): eve gelince hiçbir şey yapacak hali kalmamak
- Deyimler (n.): bıçak kemiğe dayanırsa
- Deyimler (n.): heyecanın doruğa ulaştığı an
- Deyimler (adv.): ortalık durulunca
- Deyimler (adv.): ortalık sakinleşince
- Deyimler (expr.): balık kavağa çıkınca
- Deyimler (expr.): çıkmaz ayın son çarşambası
- Deyimler (expr.): köşeyi döndüğünde
- Deyimler (expr.): zengin olduğunda
- Deyimler (expr.): talih yüzüne güldüğünde
- Deyimler (expr.): balık kavağa çıkınca
- Deyimler (expr.): asla
- Deyimler (expr.): iki cihan biraya gelse
- Deyimler (expr.): çıkmaz ayın son çarşambası
- Deyimler (expr.): burada rüzgar estiğinde orada fırtına çıkar
- Deyimler (expr.): biri hapşırdığında öteki nezle olur
- Deyimler (expr.): biri aksırdığında öteki öksürmeye başlar
- Deyimler (expr.): birinin başına gelen şeyin başkasını daha da kötü etkilemesi
- Deyimler (expr.): bir yerde yaşanan kötü bir durumun başka bir yerde daha büyük sorunlara yol açması
- Deyimler (expr.): burada rüzgar estiğinde orada fırtına çıkar
- Deyimler (expr.): biri hapşırdığında öteki nezle olur
- Deyimler (expr.): biri aksırdığında öteki öksürmeye başlar
- Deyimler (expr.): birinin başına gelen şeyin başkasını daha da kötü etkilemesi
- Deyimler (expr.): bir yerde yaşanan kötü bir durumun başka bir yerde daha büyük sorunlara yol açması
- Deyimler (expr.): burada rüzgar estiğinde orada fırtına çıkar
- Deyimler (expr.): biri hapşırdığında öteki nezle olur
- Deyimler (expr.): biri aksırdığında öteki öksürmeye başlar
- Deyimler (expr.): birinin başına gelen şeyin başkasını daha da kötü etkilemesi
- Deyimler (expr.): bir yerde yaşanan kötü bir durumun başka bir yerde daha büyük sorunlara yol açması
- Deyimler (expr.): burada rüzgar estiğinde orada fırtına çıkar
- Deyimler (expr.): biri hapşırdığında öteki nezle olur
- Deyimler (expr.): biri aksırdığında öteki öksürmeye başlar
- Deyimler (expr.): birinin başına gelen şeyin başkasını daha da kötü etkilemesi
- Deyimler (expr.): bir yerde yaşanan kötü bir durumun başka bir yerde daha büyük sorunlara yol açması
- Deyimler (expr.): düşünecek olursan
- Deyimler (expr.): bir düşünürsen
- Deyimler (expr.): asla
- Deyimler (expr.): asla
- Deyimler (expr.): asla olmaz/gerçekleşmez
- Deyimler (expr.): yumurta kapıya dayanınca
- Deyimler (expr.): bir şeyi ancak istediğinde yapmak
- Deyimler (expr.): bütün kozlar oynandığında
- Deyimler (expr.): bıçak kemiğe dayanınca
- Deyimler (expr.): balık kavağa çıkınca
- Deyimler (expr.): balık kavağa çıkınca
- Deyimler (expr.): balık kavağa çıkınca
- Deyimler (expr.): balık kavağa çıkınca
- Deyimler (expr.): bir şeyi keyfi gelince yapmak
- Deyimler (expr.): balık kavağa çıkınca
- Deyimler (expr.): beklenmedik bir anda
- Deyimler (expr.): daha babanın yemediği portakalda vitaminken
- Deyimler (expr.): çok zengin olunca
- Deyimler (expr.): daha babanın yemediği portakalda vitaminken
- Deyimler (expr.): çıkmaz ayın son çarşambası
- Deyimler (expr.): çok önemli bir noktaya ulaştığında
- Deyimler (expr.): çok zengin olunca
- Deyimler (expr.): çıkmaz ayın son çarşambası
- Deyimler (expr.): çok önemli bir noktaya erişildiğinde
- Deyimler (expr.): çıkmaz ayın son çarşambası
- Deyimler (expr.): çıkmaz ayın son çarşambasında
- Deyimler (expr.): çok önemli bir karar alınması gerektiğinde
- Deyimler (expr.): çıkmaz ayın son çarşambasında
- Deyimler (expr.): çıkmaz ayın son çarşambası
- Deyimler (expr.): çıkmaz ayın son çarşambasında
- Deyimler (expr.): en zor aşamaya gelinirse
- Deyimler (expr.): en olmadı (öyle yaparız)
- Deyimler (expr.): görünen köy kılavuz istemez
- Deyimler (expr.): hiçbir zaman
- Deyimler (expr.): hiç
- Deyimler (expr.): en zor aşamaya gelindiğinde
- Deyimler (expr.): harekete geçme zamanı geldiğinde
- Deyimler (expr.): her şey göz önüne alındığında
- Deyimler (expr.): hazır olduğunda
- Deyimler (expr.): iş o noktaya gelirse
- Deyimler (expr.): işler rayına oturunca
- Deyimler (expr.): iş o raddeye gelirse
- Deyimler (expr.): iş ciddiye bindiğinde
- Deyimler (expr.): iki çıplak bir hamamda yakışır
- Deyimler (expr.): iki cihan bir araya gelse
- Deyimler (expr.): iş ciddiye bindiğinde
- Deyimler (expr.): işler sarpa sardığında
- Deyimler (expr.): karar verme zamanı geldiğinde
- Deyimler (expr.): kedi gidince meydan farelere kalır
- Deyimler (expr.): olabilmesi/gerçekleşmesi mümkün değil
- Deyimler (expr.): ortalık durulunca
- Deyimler (expr.): olmamış bir şey için endişelenmeyelim
- Deyimler (expr.): kozlar oynandığında
- Deyimler (expr.): önemli bir noktaya varıldığında
- Deyimler (expr.): köşeyi döndüğünde
- Deyimler (expr.): kel ölür sırma saçlı olur kör ölür badem gözlü olur
- Deyimler (expr.): ortalık yatışınca
- Deyimler (expr.): önemli noktada
- Deyimler (expr.): kırmızı kar yağınca
- Deyimler (expr.): kritik zamanlarda
- Deyimler (expr.): şaka yapıyorsun!
- Deyimler (expr.): toz duman dağıldığında
- Deyimler (expr.): zor zamanlar başladığında
- Deyimler (expr.): (bir daha) şehre gelince/geldiğimde, seni ararım
- Deyimler (expr.): zengin olduğunda
- Deyimler (expr.): zamanı gelince
- Deyimler (expr.): ummadık anda
- Deyimler (expr.): yapmazsın sen!
- Deyimler (expr.): (bir daha şehre) geldiğinde/uğradığında beni ara
- Deyimler (expr.): hiçbir zaman
- Deyimler (expr.): asla
- Deyimler (expr.): çıkmaz ayın son çarşambası
- Deyimler (expr.): kırmızı kar yağınca
- Deyimler (expr.): balık kavağa çıkınca
- Deyimler (expr.): insanlar konuyu öğrenmeye/duymaya başlarsa
- Deyimler (expr.): insanlar konuyu öğrenmeye/duymaya başladığı anda
- Deyimler (expr.): konu/laf yayılmaya başlarsa
- Deyimler (expr.): konu/laf yayılmaya başladığı anda
- Deyimler (expr.): eğer duyulmaya başlarsa
- Deyimler (expr.): duyulmaya başladığı anda
- Deyimler (expr.): laf çıkarsa
- Deyimler (expr.): laf çıktığı anda
- Deyimler (expr.): bir şeyin lafı çıkarsa/çıktığı anda
- İfadeler (expr.): bir düze çıkayım
- İfadeler (expr.): talihi/şansı döndüğünde
- İfadeler (expr.): talih yüzüne güldüğünde
- İfadeler (expr.): köşeyi döndüğünde
- İfadeler (expr.): paraya kavuştuğunda
- İfadeler (expr.): bir düze çıkayım
- İfadeler (expr.): talihi/şansı döndüğünde
- İfadeler (expr.): talih yüzüne güldüğünde
- İfadeler (expr.): köşeyi döndüğünde
- İfadeler (expr.): paraya kavuştuğunda
- İfadeler (n.): aksi belirtilmedikçe
- İfadeler (expr.): işler ciddiye bindiğinde
- İfadeler (expr.): olay/işler ciddileştiğinde
- İfadeler (expr.): olay/işler kritik bir hale geldiğinde
- İfadeler (expr.): olay/işler karıştığında
- İfadeler (expr.): olay/işler çıkmaza girdiğinde
- İfadeler (expr.): olay/işler patlak verdiğinde
- İfadeler (expr.): olay/işler içinden çıkılmayacak hale geldiğinde
- İfadeler (expr.): olay/işler son kerteye geldiğinde
- İfadeler (expr.): ... günler eskide kaldı
- İfadeler (expr.): böyle bir şeyle karşılaşıldığında
- İfadeler (expr.): işler o raddeye vardığında
- İfadeler (expr.): seçmek zorunda kalındığında
- İfadeler (expr.): belli bir noktaya gelindiğinde
- İfadeler (expr.): işler o noktaya geldiğinde
- İfadeler (expr.): aksilikler hep üst üste gelir
- İfadeler (expr.): anne mutlu değilse, kimse mutlu olmaz
- İfadeler (expr.): bir kapı kapandığında, başka bir kapı açılır
- İfadeler (expr.): bir kapı kapanır diğeri açılır
- İfadeler (expr.): bu açıdan bakıldığında
- İfadeler (expr.): başka hiçbir şey işe yaramadığında
- İfadeler (expr.): bilgi paylaştıkça büyür
- İfadeler (expr.): bu açıdan bakıldığında
- İfadeler (expr.): bakacak olursak
- İfadeler (expr.): bakıldığında
- İfadeler (expr.): bütün bu nedenler düşünüldüğünde
- İfadeler (expr.): dikkate alındığında
- İfadeler (expr.): denilince
- İfadeler (expr.): düşünüldüğünde
- İfadeler (expr.): düşünülünce
- İfadeler (expr.): düşünüldüğü zaman
- İfadeler (expr.): dikkate alındığında
- İfadeler (expr.): düşünüldüğünde
- İfadeler (expr.): denince
- İfadeler (expr.): dikkate alındığında
- İfadeler (expr.): denilince
- İfadeler (expr.): dışarıdan bakınca
- İfadeler (expr.): daha yakından baktığımızda
- İfadeler (expr.): denince
- İfadeler (expr.): denilince
- İfadeler (expr.): düşünüldüğünde
- İfadeler (expr.): denince
- İfadeler (expr.): göz önünde bulundurduğumuzda
- İfadeler (expr.): her şey göz önüne alındığında
- İfadeler (expr.): fırsat oldukça
- İfadeler (expr.): gereksinim olduğunda
- İfadeler (expr.): gerektiğinde
- İfadeler (expr.): en iyinin yeterince iyi olmadığı zaman
- İfadeler (expr.): filler tepişir karıncalar ezilir
- İfadeler (expr.): göz önünde bulundurursak
- İfadeler (expr.): gereğinde
- İfadeler (expr.): felaket/afet vurduğunda/vurunca
- İfadeler (expr.): fırsat olunca
- İfadeler (expr.): geriye dönüp baktığında
- İfadeler (expr.): en son
- İfadeler (expr.): geriye dönüp baktığımda
- İfadeler (expr.): günümüze baktığımızda
- İfadeler (expr.): günümüze baktığımızda
- İfadeler (expr.): gereksinim doğduğunda
- İfadeler (expr.): gerekli olunca
- İfadeler (expr.): gerektiğinde
- İfadeler (expr.): ilk görüldüğünde
- İfadeler (expr.): ihtiyaç halinde
- İfadeler (expr.): ihtiyaç olduğunda
- İfadeler (expr.): işler sarpa sardığında
- İfadeler (expr.): it ürür kervan yürür
- İfadeler (expr.): işler sarpa sarınca
- İfadeler (expr.): ilk görüştüğümüzde
- İfadeler (expr.): ihtiyaç halinde
- İfadeler (expr.): ihtiyaç olduğunda
- İfadeler (expr.): ihtiyaç duyulduğunda
- İfadeler (expr.): ihtiyaç olduğunda
- İfadeler (expr.): mademki
- İfadeler (expr.): koşullar el verdiğinde
- İfadeler (expr.): nazara alındığında
- İfadeler (expr.): söz konusu olduğunda
- İfadeler (expr.): şartlar el verdiğince
- İfadeler (expr.): sırası geldikçe
- İfadeler (expr.): rağmen
- İfadeler (expr.): söz konusu olunca
- İfadeler (expr.): şartlar el verdiğince
- İfadeler (expr.): şartlar el verdiğinde
- İfadeler (expr.): sorun ciddileşirse
- İfadeler (expr.): şeytan dünyaya gelip ilk aşkını bulduğunda kötülük serbest kalacak
- İfadeler (expr.): sevgi paylaştıkça çoğalır
- İfadeler (expr.): tüm çareler tükendiğinde
- İfadeler (expr.): zorunluluğu bulunmamakla birlikte/bulunmadığında
- İfadeler (expr.): zora düşüldüğünde
- İfadeler (expr.): yeri geldiğinde
- İfadeler (expr.): uygun zamanda
- İfadeler (expr.): yeri gelir
- İfadeler (expr.): -ken
- İfadeler (expr.): zamanında
- İfadeler (expr.): (ile) karşılaştırıldığında
- İfadeler (expr.): yeri geldikçe
- İfadeler (expr.): vadesinde
- İfadeler (expr.): kötülüğe meydan verme
- İfadeler (expr.): iyiler bir şey yapmadıkça kötüler meydanı boş bulur
- İfadeler (expr.): iyiler bir şey yapmadıkça kötülük kazanır
- İfadeler (expr.): hani … olunca hissedersin ya
- İfadeler (expr.): … olduğundaki his
- İfadeler (expr.): ... olduğundaki o his
- İfadeler (expr.): hemen hemen herkesin bildiği bir his
- İfadeler (expr.): hani … olunca hissedersin ya
- İfadeler (expr.): … olduğundaki his
- İfadeler (expr.): ... olduğundaki o his
- İfadeler (expr.): hemen hemen herkesin bildiği bir his
- İfadeler (expr.): yaklaşık olarak ne zaman
- Atasözü (): yokluk kapıdan girince aşk pencereden uçar
- Atasözü (): yoksulluk kapıdan girince aşk pencereden kaçar
- Atasözü (): yoksulluk kapıdan girince aşk pencereden kaçar
- Atasözü (): nerede beleş oraya yerleş
- Atasözü (): nerede beleş oraya yerleş
- Atasözü (): bedava bulabiliyorsam neden para vereyim
- Atasözü (): maşa varken elimi niye ateşe sokayım
- Atasözü (): bedava bulabiliyorsam neden para vereyim
- Atasözü (): maşa varken elimi niye ateşe sokayım
- Atasözü (): yalancının evi yanmış kimse inanmamış
- Atasözü (): yalancının mumu yatsıya kadar yanar
- Atasözü (): aç elini kora sokar
- Atasözü (): yalancı kırk yılda bir doğru söylese de inanan olmaz
- Atasözü (): kedilerin olmadığı yerde meydan farelere kalır
- Atasözü (): bir kapı kapanır bir kapı açılır
- Atasözü (): yalancı kırk yılda bir doğru söylese de inanan olmaz
- Atasözü (): yalancının evi yanmış kimse inanmamış
- Atasözü (): kedi gidince meydan farelere kalır
- Atasözü (): yoksulluk kapıdan girince aşk pencereden kaçar
- Atasözü (): bir kapı kapanır bir diğeri açılır
- Atasözü (): bir kapı kapanır bir kapı açılır
- Atasözü (): işler zorlaştığında güçlü olan sıyrılır geçer
- Atasözü (): su akıyorken testiyi doldur
- Atasözü (): çaresizlik insana herşeyi yaptırır
- Atasözü (): çaresizlik insana neler yaptırmaz
- Atasözü (): dünya malı dünyada kalır
- Atasözü (): bulunduğun yerin kurallarına göre hareket et
- Atasözü (): roma'da romalılar gibi davran
- Atasözü (): su akarken testiyi doldurmalı
- Atasözü (): körle yatan şaşı kalkar
- Atasözü (): itle yatan pireyle kalkar
- Atasözü (): deniz sakinken dümeni herkes tutar
- Atasözü (): sakin denizde herkes kaptan kesilir
- Konuşma (n.): annem ve babam ben çok küçükken boşandılar
- Konuşma (n.): askerdeyken düşünecek çok vaktin oluyor
- Konuşma (n.): bazı insanlar nerede/ne zaman duracağını bilmiyorlar/bilmezler
- Konuşma (n.): herşeyden önemlisi
- Konuşma (interj.): bugün işten çıkınca direkt eve gel
- Konuşma (expr.): açken sen sen değilsin
- Konuşma (expr.): alarm çaldığında
- Konuşma (expr.): alışverişe çıktığında ne alırsın?
- Konuşma (expr.): anneleri küçükken öldü
- Konuşma (expr.): annem bana hamileyken
- Konuşma (expr.): annem beni görünce ağladı mı?
- Konuşma (expr.): araba kaymaya başladığında yapılması gereken ilk şey nedir?
- Konuşma (expr.): araba sürerken emniyet kemerini takmalısın
- Konuşma (expr.): arkası dönükken
- Konuşma (expr.): aslına bakarsan
- Konuşma (expr.): bunu yaparken aklından neler geçiyordu?
- Konuşma (expr.): ben gittiğimde
- Konuşma (expr.): ben çocukken
- Konuşma (expr.): buluştuğumuz zaman
- Konuşma (expr.): ben küçükken
- Konuşma (expr.): büyüyünce stilist olmak istiyorum
- Konuşma (expr.): ben yokken
- Konuşma (expr.): birinin çocuğunu kaybetmesi her zaman trajik olmuştur
- Konuşma (expr.): böyle bir vücudun olduğunda her şey üzerine tam oturur
- Konuşma (expr.): bir şeyler öğrenirsen bana da haber ver
- Konuşma (expr.): büyüyünce
- Konuşma (expr.): beş yaşında yüzebiliyorlardı
- Konuşma (expr.): bu savaş ne zaman bitecek?
- Konuşma (expr.): baban arabasını ne zaman yıkıyor?
- Konuşma (expr.): benim yaşıma geldiğinde
- Konuşma (expr.): baban arabasını ne zaman yıkar?
- Konuşma (expr.): benim yaşıma geldiğinde
- Konuşma (expr.): ben gecikince karım endişeleniyor
- Konuşma (expr.): ben 16 yaşındayken
- Konuşma (expr.): ben büyüyünce
- Konuşma (expr.): bunu ne zaman yaptınız?
- Konuşma (expr.): büyüdüğünde ne olacaksın?
- Konuşma (expr.): bu işe ne zaman başlıyorsun?
- Konuşma (expr.): bu işareti gördüğünde
- Konuşma (expr.): bıçak kemiğe dayandığında
- Konuşma (expr.): büyüyünce stilist olmak istiyorum
- Konuşma (expr.): buraya ben küçükken geldik
- Konuşma (expr.): bu ne zaman oldu?
- Konuşma (expr.): büyüyüp çocukların olduğunda beni anlarsın
- Konuşma (expr.): bütün bunları ne zaman yaptın?
- Konuşma (expr.): birlikteyken
- Konuşma (expr.): birlikteyken
- Konuşma (expr.): bir karar vermeye gelince annem en iyisini bilir
- Konuşma (expr.): buraya ne zaman gelebilirsin?
- Konuşma (expr.): büyüyünce ne olmak istiyorsun?
- Konuşma (expr.): biz ne zaman evleneceğiz?
- Konuşma (expr.): ben stresliyken
- Konuşma (expr.): ben stresliyken voleybol oynarım
- Konuşma (expr.): ben stres anında voleybol oynarım
- Konuşma (expr.): biz bizeyken
- Konuşma (expr.): buraya ne zaman gelebilirsin?
- Konuşma (expr.): bunu ne zaman yaptın?
- Konuşma (expr.): büyüdüğümde
- Konuşma (expr.): ben oradayken
- Konuşma (expr.): buraya geldiğinde
- Konuşma (expr.): ben küçük bir kızken
- Konuşma (expr.): buraya ne zaman geleceksin?
- Konuşma (expr.): böyle bir durumda
- Konuşma (expr.): bana ne zaman yiyecek bir şeyler vereceksin?
- Konuşma (expr.): bazen ne zaman şaka yaptığını anlamıyorum
- Konuşma (expr.): büyüdüğümde
- Konuşma (expr.): büyüyünce onun gibi olmak istiyorum
- Konuşma (expr.): ben her zaman insanlara ihtiyacı olduklarında yardım ederim
- Konuşma (expr.): büyüdüğümde onun gibi olmak istiyorum
- Konuşma (expr.): bilgisayarını ne zaman kullanırsın?
- Konuşma (expr.): ben gençken
- Konuşma (expr.): düğün ne zaman?
- Konuşma (expr.): dava sona erdiğinde
- Konuşma (expr.): çocukken çok yaramazmışım
- Konuşma (expr.): doğum gününüz ne zaman?
- Konuşma (expr.): dikkate alındığında
- Konuşma (expr.): denince
- Konuşma (expr.): çocukken kahvaltıda ne yerdin?
- Konuşma (expr.): çocukken hiç günlük tuttun mu?
- Konuşma (expr.): canın yandığında sızlanma
- Konuşma (expr.): çocukken çok yaramazmışım
- Konuşma (expr.): çocukken çok yaramazmışım
- Konuşma (expr.): çocukken çok yaramazmışım
- Konuşma (expr.): döndüğümde uzun uzun konuşuruz
- Konuşma (expr.): canın istediğinde
- Konuşma (expr.): dikkate alındığında
- Konuşma (expr.): çocukken
- Konuşma (expr.): dikkate alındığında
- Konuşma (expr.): çocukken çok ağlardım
- Konuşma (expr.): doğum ne zaman?
- Konuşma (expr.): doğum günün ne zaman?
- Konuşma (expr.): döndüğümde
- Konuşma (expr.): durum düzelince
- Konuşma (expr.): çocukken ne olmak isterdin?
- Konuşma (expr.): canın istediğinde
- Konuşma (expr.): daha uzun vaktiniz olduğunda yine gelin
- Konuşma (expr.): çocuğun kaçırıldığı geceyi hatırlıyor musun?
- Konuşma (expr.): düşene bir tekme de ben vurmak istemiyorum
- Konuşma (expr.): çiçekler açtığında
- Konuşma (expr.): en son ne zaman pizza yedin?
- Konuşma (expr.): geriye dönüp baktığımda
- Konuşma (expr.): en son ne zaman bir arkadaşınla buluştun?
- Konuşma (expr.): en son ne zaman uyudun?
- Konuşma (expr.): hiç beklemediğin bir anda
- Konuşma (expr.): eğlenirken / keyifliyken zamanın nasıl geçtiğini farketmezsin
- Konuşma (expr.): fırsat buldukça
- Konuşma (expr.): en son ne zaman okula gittin?
- Konuşma (expr.): hazır olduğunda
- Konuşma (expr.): hayat onu paylaştığımızda güzel
- Konuşma (expr.): geldiğinizde bize haber verin
- Konuşma (expr.): eve ne zaman dönüyorsun?
- Konuşma (expr.): fırsat buldukça
- Konuşma (expr.): gençliğimde
- Konuşma (expr.): en son ne zaman bir kız arkadaşın oldu
- Konuşma (expr.): gözümle görmeden inanmam
- Konuşma (expr.): eve geldiğimde
- Konuşma (expr.): eve gittiğinde ne oldu?