Skin's Ne Demek - İngilizce Sözlük

Skin's

"skin's" teriminin Türkçe anlamları:

  • Havacılık (n.): atlama mesafesi
  • Havacılık (n.): gövde kaplama saçı
  • Otomotiv (n.): dış sac
  • Otomotiv (n.): cilt katmanı
  • Otomotiv (n.): deri
  • Otomotiv (n.): dış panel
  • Otomotiv (n.): kapı sacı
  • Günlük Konuşma Dili (v.): beşlik çakmak
  • Günlük Konuşma Dili (v.): birinin kıçını kurtarmak
  • Günlük Konuşma Dili (v.): cezalandırmak
  • Günlük Konuşma Dili (v.): dövmek
  • Günlük Konuşma Dili (v.): çok azarlamak
  • Günlük Konuşma Dili (v.): dolandırmak
  • Günlük Konuşma Dili (v.): haşlamak
  • Günlük Konuşma Dili (v.): imdadına yetişmek
  • Günlük Konuşma Dili (v.): kazıklamak
  • Günlük Konuşma Dili (v.): yardımına koşmak
  • Günlük Konuşma Dili (v.): yardımına yetişmek
  • Günlük Konuşma Dili (v.): yardım etmek
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): çak bi beşlik
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): çak bir beşlik!
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): çak!
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): çak!
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): çak!
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): çak bir beşlik!
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): donuma kadar ıslandım
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): çak bi beşlik!
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): çak bir beşlik
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): çak bir beşlik!
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): çak!
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): çak bir beşlik
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): çak bi beşlik
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): çak bakalım!
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): çak bi beşlik!
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): iliklerime kadar ıslandım
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): (yağmur vb yüzünden) sırılsıklam oldum
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): beni ırgalamaz
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): beni ırgalamaz
  • Yaygın Kullanım (v.): soymak
  • Yaygın Kullanım (n.): ten
  • Yaygın Kullanım (n.): cilt
  • Yaygın Kullanım (n.): deri
  • Yaygın Kullanım (n.): ten rengi
  • Bilgisayar (n.): dış görünüm
  • İnşaat (n.): çift duvarlı cephe
  • İnşaat (n.): çift kabuklu cephe
  • İnşaat (n.): tek katlı çatı kaplama
  • İnşaat (n.): yüzey sürtünmesi
  • Mobilya (n.): kapı paneli
  • Genel (v.): tırmanmak (ağaç/direk vb'ne)
  • Genel (v.): derisini yüzmek
  • Genel (v.): güçbela becermek
  • Genel (v.): iğne ipliğe dönmek
  • Genel (v.): iliklerine kadar ıslanmak
  • Genel (v.): kabuğunu soymak
  • Genel (v.): inmek (ağaç/direk vb'nden)
  • Genel (v.): sırsıklam olmak
  • Genel (v.): dövmek
  • Genel (v.): kabuk bağlamak
  • Genel (v.): sağ kurtulmak
  • Genel (v.): sinir etmek
  • Genel (v.): yüzmek
  • Genel (v.): sıvışmak
  • Genel (v.): zar zor başarmak
  • Genel (v.): postu kurtarmak
  • Genel (v.): başını kurtarmak
  • Genel (v.): cezalandırmak
  • Genel (v.): kemikleri sayılmak
  • Genel (v.): soymak (kabuğunu/dış zarını)
  • Genel (v.): paçayı kurtarmak
  • Genel (v.): pişirmek
  • Genel (v.): tulum çıkarmak
  • Genel (v.): kaburgaları çıkmak
  • Genel (v.): kabuğunu soymak
  • Genel (v.): çıkarmak
  • Genel (v.): kızdırmak
  • Genel (v.): kazıklamak
  • Genel (v.): derisini yüzmek
  • Genel (v.): sıyırıp çıkarmak
  • Genel (v.): güçbela başarmak
  • Genel (v.): inmek (ağaç/direk)
  • Genel (v.): soymak
  • Genel (v.): tırmanmak
  • Genel (v.): kabuğunu soymak
  • Genel (v.): ancak geçmek (dar bir yerden)
  • Genel (v.): sıyırmak
  • Genel (v.): tırmanarak çıkmak
  • Genel (v.): güçbela geçmek (dar bir yerden)
  • Genel (v.): becerebilmek
  • Genel (v.): derisini soymak
  • Genel (v.): deri yüzmek
  • Genel (v.): deri yüzmek
  • Genel (v.): teni korumak
  • Genel (v.): bir deri bir kemik olmak
  • Genel (v.): kadidi çıkmak
  • Genel (v.): deri altına uyuşturucu enjekte etmek
  • Genel (v.): birini rahatsız etmek
  • Genel (v.): tedirginlik vermek
  • Genel (v.): rahatsızlık vermek
  • Genel (v.): kremi vücuduna sürmek
  • Genel (v.): (yılan) kabuk değiştirmek
  • Genel (v.): cildi kurumak
  • Genel (v.): derisi soyulmak
  • Genel (v.): kabuğunu kesmek
  • Genel (v.): sırılsıklam olmak
  • Genel (n.): deri kaplama
  • Genel (n.): geceyanığı
  • Genel (n.): kaymak (süt/yoğurt vb'nin üstünde oluşan)
  • Genel (n.): tulum
  • Genel (n.): kalın cilt
  • Genel (n.): diken diken olmuş deri
  • Genel (n.): dolandırıcılık
  • Genel (n.): deri (hayvana ait)
  • Genel (n.): kaz derisi
  • Genel (n.): aletsiz dalış
  • Genel (n.): cilt pudrası
  • Genel (n.): soğan zarı
  • Genel (n.): cilt rengi
  • Genel (n.): aletsiz dalış
  • Genel (n.): muz kabuğu
  • Genel (n.): cilt kremi
  • Genel (n.): cilt yenileme
  • Genel (n.): gömlek
  • Genel (n.): bir deri bir kemik
  • Genel (n.): kuzu postu
  • Genel (n.): yeniden modelleme
  • Genel (n.): gön
  • Genel (n.): üçkağıt
  • Genel (n.): tulumpeyniri
  • Genel (n.): cilt rengi
  • Genel (n.): hayvan derisi
  • Genel (n.): samur kürk
  • Genel (n.): deri hastalığı
  • Genel (n.): alıngan
  • Genel (n.): kaplama
  • Genel (n.): dazlak
  • Genel (n.): zar
  • Genel (n.): cimri
  • Genel (n.): post
  • Genel (n.): pösteki
  • Genel (n.): kabuk
  • Genel (n.): balıkadam
  • Genel (n.): aletsiz dalgıç
  • Genel (n.): cilt
  • Genel (n.): deri
  • Genel (n.): cilt bakımı
  • Genel (n.): bronz ten
  • Genel (n.): bronz ten
  • Genel (n.): yağlı cilt
  • Genel (n.): cilt problemleri
  • Genel (n.): alerjik cilt
  • Genel (n.): cilt dokusu
  • Genel (n.): dış kabuk
  • Genel (n.): aletsiz dalan dalgıç
  • Genel (n.): deri kuruluğu
  • Genel (n.): deri kırpıntısı
  • Genel (n.): koyu ten
  • Genel (n.): timsah derisi çanta
  • Genel (n.): beyaz deri
  • Genel (n.): solgun deri
  • Genel (n.): soluk beniz
  • Genel (n.): soluk deri
  • Genel (n.): cilt lekeleri
  • Genel (n.): elma kabuğu
  • Genel (n.): açık ten
  • Genel (n.): açık ten
  • Genel (n.): tavşan postu
  • Genel (n.): cilt ıslaklığı
  • Genel (n.): tüylerin ürpermesi
  • Genel (n.): deri oluşumu
  • Genel (n.): tulum
  • Genel (n.): soğan zarı
  • Genel (n.): ten rengi
  • Genel (n.): üzüm kabuğu
  • Genel (n.): pürüzsüz cilt
  • Genel (n.): bir deri bir kemik
  • Genel (n.): ten rengi
  • Genel (n.): cilt rengi
  • Genel (n.): cilt tonu
  • Genel (n.): deri veya saç bakım cihazları
  • Genel (n.): kaplan postu
  • Genel (n.): yanık ten
  • Genel (n.): yanık ten
  • Genel (n.): cilt lekesi
  • Genel (n.): cilt lekesi
  • Genel (n.): sağlıklı cilt
  • Genel (n.): sağlıklı cilt
  • Genel (n.): cilt bakım ürünleri
  • Genel (n.): daracık kıyafetler
  • Genel (n.): daracık elbiseler
  • Genel (n.): daracık kıyafetler
  • Genel (n.): daracık elbiseler
  • Genel (n.): cilt bakım kremi
  • Genel (n.): cilt kızarması
  • Genel (n.): et beni
  • Genel (n.): deri ve kürk
  • Genel (n.): domates kabuğu
  • Genel (n.): kuru cilt
  • Genel (n.): soluk ten
  • Genel (n.): cilt problemleri
  • Genel (n.): balık derisi
  • Genel (n.): koyun postu
  • Genel (n.): meyve kabuğu
  • Genel (n.): sarkık cilt
  • Genel (n.): sıkı cilt
  • Genel (n.): kuru cilt kremi
  • Genel (n.): davul zarı
  • Genel (adj.): bir deri bir kemik
  • Genel (adj.): bir deri bir kemik
  • Genel (adj.): kabuklu
  • Genel (adj.): duyarsız
  • Genel (adj.): iliklerine kadar ıslanmış
  • Genel (adj.): kabuksuz
  • Genel (adj.): bir deri bir kemik
  • Genel (adj.): yüzeysel
  • Genel (adj.): derine gitmeyen
  • Genel (adj.): üstünkörü
  • Genel (adj.): sathi
  • Genel (adj.): deri lamineli
  • Genel (adv.): ancak
  • Genel (adv.): derinin altında
  • Genel (adv.): tenine
  • Genel (adv.): burnu bile kanamadan
  • Genel (adv.): sıyrık bile almadan
  • Deyimler (v.): para için her yola başvurmak
  • Deyimler (v.): sineğin yağını çıkarmak
  • Deyimler (v.): doğrudan/bir an önce konuya girmek
  • Deyimler (v.): bir an önce işe girişmek/başlamak
  • Deyimler (v.): konuya kafadan/bodoslama girmek
  • Deyimler (v.): özünde/temelde benzer olmak
  • Deyimler (v.): özünde/temelde birbirine benzemek
  • Deyimler (v.): özünde/temelde aynı duyguları paylaşmak
  • Deyimler (v.): tedbirsiz/ihtiyatsız/akılsızca iş yapmak
  • Deyimler (v.): ağzının payını vermek
  • Deyimler (v.): aklı başından gitmek
  • Deyimler (v.): aklı başından gitmek
  • Deyimler (v.): aklı başından gitmek
  • Deyimler (v.): aklı başından gitmek
  • Deyimler (v.): birisini azarlamak
  • Deyimler (v.): birisine çok sinirlenmek
  • Deyimler (v.): bir deri bir kemik kalmak
  • Deyimler (v.): birini uyuz etmek
  • Deyimler (v.): bir hedefi gerçekleştirmek uğruna maddi riske girmek
  • Deyimler (v.): birisinin derdi olmamak
  • Deyimler (v.): birinin kıçını kurtarmak
  • Deyimler (v.): birisini ilgilendiren bir sıkıntı olmamak
  • Deyimler (v.): bir deri bir kemik olmak/kalmak
  • Deyimler (v.): birisinin derdi olmamak
  • Deyimler (v.): birinin sinirine dokunmak
  • Deyimler (v.): birisinin umurunda olmamak
  • Deyimler (v.): birisinin umurunda olmamak
  • Deyimler (v.): birisinin derdi olmamak
  • Deyimler (v.): birisini ilgilendiren bir sıkıntı olmamak
  • Deyimler (v.): birisini ilgilendiren bir sıkıntı olmamak
  • Deyimler (v.): bir deri bir kemik olmak
  • Deyimler (v.): bir deri bir kemik olmak/kalmak
  • Deyimler (v.): çöpe dönmek
  • Deyimler (v.): çiğ çiğ yemek (birini)
  • Deyimler (v.): çok zayıflamak
  • Deyimler (v.): dereyi görmeden paçaları sıvamak
  • Deyimler (v.): doğmamış çocuğa kaftan biçmek
  • Deyimler (v.): eleştirilere kulak asmayan biri olmak
  • Deyimler (v.): haz etmemek
  • Deyimler (v.): hoşlanmamak
  • Deyimler (v.): iliklerine kadar ıslanmak
  • Deyimler (v.): iliklerine kadar ıslanmak
  • Deyimler (v.): iğne ipliğe dönmek
  • Deyimler (v.): ödü kopmak
  • Deyimler (v.): ödü kopmak
  • Deyimler (v.): kendi kıçını kurtarmak
  • Deyimler (v.): ödü patlamak
  • Deyimler (v.): kendinden memnun olmak
  • Deyimler (v.): ödü patlamak
  • Deyimler (v.): kendiyle barışık olmak
  • Deyimler (v.): nefret etmek
  • Deyimler (v.): kendinden emin olmak
  • Deyimler (v.): kendinden emin olmak
  • Deyimler (v.): ödü kopmak
  • Deyimler (v.): kendi postunu kurtarmak
  • Deyimler (v.): korkuyla yerinden sıçramak
  • Deyimler (v.): korkmak
  • Deyimler (v.): kendine yabancılaşmak
  • Deyimler (v.): ödü patlamak
  • Deyimler (v.): sucuk gibi ıslanmak
  • Deyimler (v.): postu kurtarmak
  • Deyimler (v.): sırılsıklam ıslanmak
  • Deyimler (v.): rahatsızlık vermek
  • Deyimler (v.): sırsıklam olmak
  • Deyimler (v.): tüm gücünü/varını yoğunu ortaya koyup iyi bir performans göstermek
  • Deyimler (v.): tüylerini ürpertmek
  • Deyimler (v.): tüm gücünü/varını yoğunu ortaya koyup iyi bir performans göstermek
  • Deyimler (v.): tüylerini diken diken etmek
  • Deyimler (v.): yüreği ağzına gelmek
  • Deyimler (v.): (yağmur vb) birini sırılsıklam ıslatmak
  • Deyimler (v.): vurdumduymaz olmak
  • Deyimler (v.): yüreği ağzına gelmek
  • Deyimler (v.): umurunda olmamak
  • Deyimler (v.): bir amaçta/başarıda katkısı olmak
  • Deyimler (v.): bir amaçta/başarıda parasal desteği olmak
  • Deyimler (v.): çorbada tuzu olmak
  • Deyimler (v.): çorbada tuzu bulunmak
  • Deyimler (v.): bir şeyin, projenin, etkinliğin başarısında/başarısızlığında katkısı olmak
  • Deyimler (v.): bir şeyin, projenin, etkinliğin başarısında/başarısızlığında payı olmak
  • Deyimler (v.): pay sahibi olmak
  • Deyimler (v.): (birinin) sinirini oynatmak
  • Deyimler (v.): (birini) rahatsız etmek
  • Deyimler (v.): (birini) irite etmek
  • Deyimler (v.): obsesyon yaratmak
  • Deyimler (v.): takıntı olmak
  • Deyimler (v.): saplantı olmak
  • Deyimler (v.): aklına takılmak
  • Deyimler (v.): birini çok iyi anlamak/tanımak
  • Deyimler (v.): birinin ciğerini bilmek
  • Deyimler (v.): birini derinlemesine anlamaya çalışmak
  • Deyimler (v.): birinin ne hissettiğini anlamaya çalışmak
  • Deyimler (v.): birinin içini görmek
  • Deyimler (v.): birinin içine bakmak
  • Deyimler (v.): sinir etmek
  • Deyimler (v.): uyuz etmek
  • Deyimler (v.): sinirine dokunmak
  • Deyimler (v.): sinirini bozmak
  • Deyimler (v.): içine işlemek
  • Deyimler (v.): merak uyandırmak
  • Deyimler (v.): kanına girmek
  • Deyimler (v.): birini çok kızdırmak
  • Deyimler (v.): birinin çok fena sinirini bozmak
  • Deyimler (v.): birini tahrik etmek
  • Deyimler (v.): birini gıcık etmek
  • Deyimler (v.): birinin zihnini sürekli meşgul etmek
  • Deyimler (v.): birinin zihnini zorlamak
  • Deyimler (v.): birini çok iyi anlamak/tanımak
  • Deyimler (v.): birinin ciğerini bilmek/içini görmek
  • Deyimler (n.): aslan kılığına/postuna girmiş/bürünmüş eşek
  • Deyimler (n.): palavracı ahmak
  • Deyimler (n.): martavalcı
  • Deyimler (n.): kurusıkı atıcı
  • Deyimler (n.): alıngan tip
  • Deyimler (n.): bir deri bir kemik
  • Deyimler (n.): dış görünüş
  • Deyimler (n.): hükümetin bir ayıbı
  • Deyimler (n.): kolay alınan kimse
  • Deyimler (adj.): sırılsıklam ıslanmış
  • Deyimler (adj.): sırılsıklam
  • Deyimler (adj.): sırılsıklam
  • Deyimler (adv.): kıtı kıtına
  • Deyimler (adv.): ancak
  • Deyimler (expr.): bir hedefe ulaşmanın birden çok yolu vardır
  • Deyimler (expr.): bir işi yapmanın birden çok yolu vardır
  • Deyimler (expr.): her problemin birden çok çözümü vardır
  • Deyimler (expr.): olmadı başka bir yol buluruz
  • Deyimler (expr.): olmadı başka bir hal çaresi vardır illaki
  • Deyimler (expr.): ancak
  • Deyimler (expr.): anca
  • Deyimler (expr.): beni bağlamaz
  • Deyimler (expr.): beni bağlamaz
  • Deyimler (expr.): beni bağlamaz
  • Deyimler (expr.): bir deri bir kemik
  • Deyimler (expr.): bir şeyi yapmanın birden fazla yolu vardır
  • Deyimler (expr.): beni bağlamaz
  • Deyimler (expr.): çöp gibi (zayıf)
  • Deyimler (expr.): çok az farkla
  • Deyimler (expr.): darı darına
  • Deyimler (expr.): daradar
  • Deyimler (expr.): darı darına
  • Deyimler (expr.): dar darına
  • Deyimler (expr.): güçbela
  • Deyimler (expr.): güç bela
  • Deyimler (expr.): kıl payı
  • Deyimler (expr.): kemikleri sayılan
  • Deyimler (expr.): kıl payı
  • Deyimler (expr.): yüz güzelliği hamamdan eve, öz güzelliği urum'dan şam'a
  • Deyimler (expr.): zar zor
  • Denizcilik (n.): geminin dış kaplaması
  • Tıbbi (n.): geçmişte yaşanmış veya halihazırda mevcut tüberküloz enfeksiyonunu tespit etmekte kullanılan cilt testi
  • Tıbbi (n.): alerjik deri pozitifliği
  • Tıbbi (n.): baş ve boyun melanom dışı deri kanserleri
  • Tıbbi (n.): bakteriyel deri hastalıkları
  • Tıbbi (n.): bakteriyel deri enfeksiyonları
  • Tıbbi (n.): bekçi nodül
  • Tıbbi (n.): büllöz deri hastalığı
  • Tıbbi (n.): cilt yanıkları
  • Tıbbi (n.): cilt kanseri
  • Tıbbi (n.): cilt problemi
  • Tıbbi (n.): cilt-altı dokusunun akut bakteriyel enfeksiyonları
  • Tıbbi (n.): cilt tipi
  • Tıbbi (n.): cilt sıkılaştırma
  • Tıbbi (n.): cilt problemi
  • Tıbbi (n.): cilt metastazı
  • Tıbbi (n.): cilt testi
  • Tıbbi (n.): cildin nemlendirilmesi
  • Tıbbi (n.): cilt yaşlanması
  • Tıbbi (n.): cilt hastalığı
  • Tıbbi (n.): cilt kapatılması
  • Tıbbi (n.): cilt hastalıkları
  • Tıbbi (n.): cilt sorunu
  • Tıbbi (n.): cilt yaşlanması karşıtı dermakozmetik ürünler
  • Tıbbi (n.): çatlak kremi
  • Tıbbi (n.): cilt kuruması
  • Tıbbi (n.): cilt rahatsızlığı
  • Tıbbi (n.): cilt kuruması
  • İfadeler (expr.): aslında
  • İfadeler (expr.): burnu bile kanamadan
  • İfadeler (expr.): güzellik sadece dıştadır
  • İfadeler (expr.): sapasağlam
  • İfadeler (expr.): sıyrık bile almadan
  • İfadeler (expr.): temelinde
  • Atasözü (): asıl güzellik yürektedir
  • Atasözü (): fiziksel güzellik yüzeyseldir
  • Atasözü (): iç güzelliği önemlidir
  • Atasözü (): güzellik geçici karakter kalıcıdır
  • Atasözü (): güzellik yalnızca dış görünüştedir
  • Atasözü (): güzelliğe kapılma kişiliğe bak
  • Atasözü (): kendi işini kendin hallet
  • Atasözü (): bir şeyi yapmanın birden fazla yolu vardır
  • Atasözü (): mühim olan ruh güzelliği
  • Atasözü (): önemli olan ruh güzelliği
  • Atasözü (): her koyun kendi bacağından asılır
  • Argo (v.): beşlik çakmak
  • Argo (n.): porno film
  • Argo (n.): uyuşturucuyu deriden alma
  • Konuşma (expr.): benim için hava hoş
  • Konuşma (expr.): benim için fark etmez
  • Konuşma (expr.): benim için fark etmez
  • Konuşma (expr.): benim derdim değil
  • Konuşma (expr.): beni alakadar etmez
  • Konuşma (expr.): benim derdim değil
  • Konuşma (expr.): beni ilgilendirmez
  • Konuşma (expr.): benim için fark etmez
  • Konuşma (expr.): beni ilgilendirmez
  • Konuşma (expr.): benim için hava hoş
  • Konuşma (expr.): benim için hava hoş
  • Konuşma (expr.): benim derdim değil
  • Konuşma (expr.): beni ilgilendirmez
  • Konuşma (expr.): benim için fark etmez
  • Konuşma (expr.): benim için hava hoş
  • Konuşma (expr.): beni ilgilendirmez
  • Konuşma (expr.): benim derdim değil
  • Konuşma (expr.): cildi güzelleştirir
  • Konuşma (expr.): cildinizi soğuktan koruyun
  • Konuşma (expr.): tenime değen silahın soğuğu
  • Konuşma (expr.): tenime değen silahın soğuğu
  • Teknik (n.): altıncı derisi
  • Teknik (n.): bir kazığın cidar sürtünmesi
  • Teknik (n.): boya tabakası
  • Teknik (n.): cilt
  • Teknik (n.): çift kabuklu kusur
  • Teknik (n.): çatı örtüsü
  • Teknik (n.): cidar sürtünmesi
  • Teknik (n.): derinin kuruması
  • Teknik (n.): dış kabuk
  • Teknik (n.): deri kaplama
  • Teknik (n.): deri olayı
  • Teknik (n.): dış katman
  • Teknik (n.): deri veya saç bakım cihazları
  • Teknik (n.): deri
  • Teknik (n.): deri tabaka
  • Teknik (n.): fil derisi oluşumu
  • Teknik (n.): fleksıbıl kabuk
  • Teknik (n.): ince geçili haddeleme
  • Teknik (n.): ince paso
  • Teknik (n.): ince geçi
  • Teknik (n.): kalkmış yüzey
  • Teknik (n.): kabuk kalkması
  • Teknik (n.): kapı paneli
  • Teknik (n.): kabuk tesiri
  • Teknik (n.): kabuk etkisi
  • Teknik (n.): kemik ve deri tutkalları
  • Teknik (n.): koruması olmayan deri
  • Teknik (n.): köpük zarı
  • Teknik (n.): morötesi ve kızılaltı ışımalı deri bakım cihazları
  • Teknik (n.): ortalama yüzey sürtünme faktörü
  • Teknik (n.): negatif yüzey sürtünmesi
  • Teknik (n.): pösteki
  • Teknik (n.): post yünü
  • Teknik (n.): post
  • Teknik (n.): sac gövde
  • Teknik (n.): sıcak yüzey ezme haddelemesi
  • Teknik (n.): su altına dalma
  • Teknik (n.): tabak yünü
  • Teknik (n.): toplam yüzey köpüğü
  • Teknik (n.): temper hadde
  • Teknik (n.): timsah derisi
  • Teknik (n.): üst katman sertliği
  • Teknik (n.): vericinin yansıyan dalganın yere ilk ulaştığı noktaya olan uzaklığı
  • Teknik (n.): uçağın dış kaplaması
  • Teknik (n.): yüzey haddelenmiş çelik levha
  • Teknik (n.): yüzey sürtünmesi
  • Teknik (n.): yüzey çekintisi
  • Teknik (n.): yüzey sürtünme kuvveti sürtünme
  • Teknik (n.): yüzey sürtünme hızı
  • Teknik (n.): yüzey etkisi
  • Teknik (n.): yüzey kurutmalı kum kalıplar
  • Teknik (n.): yüzeyi kurutulmuş kalıp
  • Teknik (n.): yüzey kurutma
  • Teknik (n.): yüzeyi kurutulmuş kalıp
  • Teknik (n.): yüzey haddesi
  • Teknik (n.): yüzey ezmesi
  • Teknik (adj.): yüzey haddeli
  • Teknik (adj.): yüzey haddelenmiş
  • Telekom (n.): yüzey etkisi

Ayrıca Bakınız

Sözlük Terim Anlamı

Nedir - Ne Demek

Atasözleri ve Deyimler

Telaffuz Okunuşu

İngilizce Sözlük Çeviri

Nasıl Okunur

Turkish Terms

Yayınlanma: Güncellenme:

Bu site genel internet kaynaklarından alınan bilgiler içerir. Kullanım sorumluluğu size aittir. Materyal sahiplerine ait olan içeriklerin, logoların ve telif ihlaliyle ilgili sorumluluğu ilgililere aittir. Bilgilerin doğruluğu ve güncelliği garanti edilmez. Hatalı veya eksik bilgiler için bize iletişim yoluyla bildirin.