Put-out Ne Demek - İngilizce Sözlük

Put-out

"put-out" teriminin Türkçe anlamları:

  • Yaygın Kullanım (v.): söndürmek
  • Genel (v.): kapamak (ışığı)
  • Genel (v.): bakmak
  • Genel (v.): yıkmak
  • Genel (v.): yangını söndürmek
  • Genel (v.): gönüllenmek
  • Genel (v.): bozmak
  • Genel (v.): kızdırmak
  • Genel (v.): yaymak
  • Genel (v.): mahvetmek
  • Genel (v.): üretmek
  • Genel (v.): alarga etmek
  • Genel (v.): emekli etmek
  • Genel (v.): faize yatırmak
  • Genel (v.): çayıra salmak
  • Genel (v.): ateş söndürmek
  • Genel (v.): çıkarmak
  • Genel (v.): aklından çıkarmak
  • Genel (v.): emzirmek
  • Genel (v.): saklamak
  • Genel (v.): vermek (ısı)
  • Genel (v.): dışarı atmak
  • Genel (v.): ağız aramak
  • Genel (v.): işlemez hale getirmek
  • Genel (v.): üzmek
  • Genel (v.): zahmet vermek
  • Genel (v.): bozmak
  • Genel (v.): darıltmak
  • Genel (v.): dilini çıkarmak
  • Genel (v.): otlatmak
  • Genel (v.): ödünç vermek
  • Genel (v.): bir uzvun yerinden çıkması
  • Genel (v.): nabzını yoklamak
  • Genel (v.): denize açılmak
  • Genel (v.): ortadan kaldırmak
  • Genel (v.): itfa etmek
  • Genel (v.): rahatsızlık vermek
  • Genel (v.): dargın olmak
  • Genel (v.): hariç bırakmak
  • Genel (v.): hariç tutmak
  • Genel (v.): saf dışı etmek
  • Genel (v.): saf dışı bırakmak
  • Genel (v.): yem takmak
  • Genel (v.): pasif kılmak
  • Genel (v.): albüm çıkarmak
  • Genel (v.): sigara söndürmek
  • Genel (v.): sigarasını söndürmek
  • Genel (v.): ihale edilmek
  • Genel (v.): sigara söndürmek
  • Genel (v.): üzerinde sigara söndürmek
  • Genel (v.): canını sıkmak
  • Genel (v.): şaşırtmak
  • Genel (v.): birisi için kayıp ilanı vermek
  • Genel (v.): elini uzatmak
  • Genel (v.): huzurunu kaçırmak
  • Genel (v.): birini mahvetmek
  • Genel (v.): başını belaya sokmak
  • Genel (v.): huzurunu kaçırmak
  • Genel (v.): başını belaya sokmak
  • Genel (v.): ateşi söndürmek
  • Genel (v.): yangını söndürmek
  • Genel (v.): ateşi söndürmek
  • Genel (v.): yangını söndürmek
  • Genel (adj.): sönmüş
  • Deyimler (v.): işleri durmak/azalmak
  • Deyimler (v.): işleri kesat gitmek
  • Deyimler (v.): satışları azalmak/durmak
  • Deyimler (v.): satışların/işin önü kesilmek
  • Deyimler (v.): (şirket için) bir projeden/ihaleden çekilmek zorunda kalmak
  • Deyimler (v.): (şirket için) kapanmak/işi bırakmak
  • Deyimler (v.): (şirket için) işi bırakmak zorunda kalmak
  • Deyimler (v.): sokağa/dışarı çıkarmak/atmak
  • Deyimler (v.): kaldırıma koymak
  • Deyimler (v.): evsiz bırakmak
  • Deyimler (v.): evsiz kalmasına neden olmak
  • Deyimler (v.): sokağa atmak
  • Deyimler (v.): sokakta kalmasına neden olmak
  • Deyimler (v.): herkese söylemek/duyurmak
  • Deyimler (v.): bir haberi açıklamak
  • Deyimler (v.): ifşa etmek
  • Deyimler (v.): ortalıktan/ortadan/kenara kaldırmak
  • Deyimler (v.): ortalıktan/ortadan çekmek
  • Deyimler (v.): hapse atmak
  • Deyimler (v.): hapsetmek
  • Deyimler (v.): deliğe atmak/tıkmak
  • Deyimler (v.): öldürmek
  • Deyimler (v.): ortadan kaldırmak
  • Deyimler (v.): kırmızı halılar sermek
  • Deyimler (v.): ayağının altına kırmızı halı sermek
  • Deyimler (v.): yoluna kırmızı halılar sermek
  • Deyimler (v.): krallar gibi karşılamak
  • Deyimler (v.): krallar gibi ağırlamak
  • Deyimler (v.): coşkuyla karşılamak
  • Deyimler (v.): dört başı mamur bir şekilde ağırlamak
  • Deyimler (v.): birini ağırlamak için çok hazırlanmak
  • Deyimler (v.): acısına son vermek
  • Deyimler (v.): ağız aramak
  • Deyimler (v.): ağzından laf almaya çalışmak
  • Deyimler (v.): ağzını aramak
  • Deyimler (v.): ağzını yoklamak
  • Deyimler (v.): battal etmek
  • Deyimler (v.): birini öldürmek için kiralık katil tutmak
  • Deyimler (v.): emekliye ayırmak
  • Deyimler (v.): haberi/bilgiyi yaymak/iletmek
  • Deyimler (v.): emekli olmaya zorlamak
  • Deyimler (v.): nabız yoklamak
  • Deyimler (v.): rahatını bozmak
  • Deyimler (v.): tutuklama emri çıkartmak
  • Deyimler (v.): yakalama emri çıkartmak
  • Deyimler (v.): (birini) suçlu duruma düşürmek
  • Deyimler (v.): utandırmak
  • Deyimler (v.): (bildiri vb) yayınlamak
  • Deyimler (v.): sıcak karşılamak
  • Deyimler (v.): özenle ağırlamak
  • Deyimler (v.): özenli bir karşılama yapmak
  • Deyimler (v.): ziyaretçileri/misafirleri memnun etmeye çalışmak
  • Deyimler (v.): ziyaretçilerin/misafirlerin kendilerini rahat hissetmesi için uğraşmak
  • Deyimler (v.): (birinin) ağzını aramak
  • Deyimler (v.): (birinin) ağzından laf almaya çalışmak
  • Deyimler (v.): (birinin) ağzını yoklamak
  • Deyimler (v.): (birinin) nabzını yoklamak
  • Deyimler (v.): antenleri açık tutmak
  • Deyimler (v.): ortamın havasını koklamak
  • Deyimler (v.): radarları açık olmak
  • Deyimler (v.): gözünü dört açmak
  • Deyimler (v.): (birinin) ağzını aramak
  • Deyimler (v.): (birinin) ağzından laf almaya çalışmak
  • Deyimler (v.): (birinin) ağzını yoklamak
  • Deyimler (v.): (birinin) nabzını yoklamak
  • Deyimler (v.): antenleri açık tutmak
  • Deyimler (v.): ortamın havasını koklamak
  • Deyimler (v.): radarları açık olmak
  • Deyimler (v.): gözünü dört açmak
  • Deyimler (v.): ağız aramak
  • Deyimler (v.): ağzından laf almaya çalışmak
  • Deyimler (v.): ağız yoklamak
  • Deyimler (v.): nabız yoklamak
  • Deyimler (v.): nabız yoklaması yapmak
  • Deyimler (v.): antenleri açık tutmak
  • Deyimler (v.): ortamın havasını koklamak
  • Deyimler (v.): radarları açık olmak
  • Deyimler (v.): gözünü dört açmak
  • Deyimler (v.): acil durumlarla uğraşmak
  • Deyimler (v.): günlük işler dışında acil durumlara koşturmak
  • Deyimler (v.): acil konularla boğuşmak
  • Deyimler (v.): aciliyeti olan işleri halletmek krizlerle uğraşmak
  • Deyimler (v.): kriz çözmek
  • Deyimler (v.): acil durumlarla uğraşmak
  • Deyimler (v.): günlük işler dışında acil durumlara koşturmak
  • Deyimler (v.): acil konularla boğuşmak
  • Deyimler (v.): aciliyeti olan işleri halletmek krizlerle uğraşmak
  • Deyimler (v.): kriz çözmek
  • Hukuk (v.): adli duruşmayı reddetmek
  • Tıbbi (v.): anestezi yapmak
  • Tıbbi (v.): narkoz vermek
  • Tıbbi (v.): uyuşturmak
  • Tıbbi (v.): uyutmak
  • Fotoğrafçılık (v.): merkezi kaydırmak
  • İfadeler (v.): anestezi yapmak
  • İfadeler (v.): bayıltmak
  • İfadeler (v.): bir çuval inciri berbat etmek
  • İfadeler (v.): bozmak
  • İfadeler (v.): bildirmek
  • İfadeler (v.): dağıtmak
  • İfadeler (v.): işlerini karıştırmak
  • İfadeler (v.): keyfini bozmak
  • İfadeler (v.): söndürmek
  • İfadeler (v.): rahatsız etmek
  • İfadeler (v.): uyuşturmak
  • İfadeler (v.): (kemik) çıkmak
  • İfadeler (v.): uzatmak (bir yöne doğru)
  • Argo (v.): ağzını aramak
  • Argo (v.): birisiyle yatmayı kabul etmek
  • Argo (v.): nabzını ölçmek
  • Argo (v.): nabız yoklamak
  • Ticaret / Ekonomik (v.): tedavülden çekmek
  • Ticaret / Ekonomik (v.): tedavülden çekmek

Ayrıca Bakınız

Sözlük Terim Anlamı

Nedir - Ne Demek

Atasözleri ve Deyimler

Telaffuz Okunuşu

İngilizce Sözlük Çeviri

Nasıl Okunur

Turkish Terms

Yayınlanma: Güncellenme:

Bu site genel internet kaynaklarından alınan bilgiler içerir. Kullanım sorumluluğu size aittir. Materyal sahiplerine ait olan içeriklerin, logoların ve telif ihlaliyle ilgili sorumluluğu ilgililere aittir. Bilgilerin doğruluğu ve güncelliği garanti edilmez. Hatalı veya eksik bilgiler için bize iletişim yoluyla bildirin.