Push- Ne Demek - İngilizce Sözlük

Push-

"push-" teriminin Türkçe anlamları:

  • Reklamcılık (n.): kalabalık kitleye yönelik olan her tür reklam
  • Günlük Konuşma Dili (v.): bir saat ertelemek
  • Günlük Konuşma Dili (v.): birini çamura itmek
  • Günlük Konuşma Dili (v.): damarına basmak
  • Günlük Konuşma Dili (v.): defetmek
  • Günlük Konuşma Dili (v.): iki saat ertelemek
  • Günlük Konuşma Dili (v.): kovmak
  • Günlük Konuşma Dili (v.): ölmek
  • Günlük Konuşma Dili (v.): nalları dikmek
  • Günlük Konuşma Dili (v.): kapı dışarı etmek
  • Günlük Konuşma Dili (v.): kalabalığı yararak ilerlemek
  • Günlük Konuşma Dili (v.): kapıyı göstermek
  • Günlük Konuşma Dili (v.): sepetlemek
  • Günlük Konuşma Dili (v.): pabucunu eline vermek
  • Günlük Konuşma Dili (v.): yol vermek
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): düğmeye bas
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): gerekirse
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): itiniz
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): tuşa bas
  • Yaygın Kullanım (v.): itelemek
  • Yaygın Kullanım (v.): itmek
  • Genel (v.): zorla kabul ettirmek
  • Genel (v.): ilerletmek
  • Genel (v.): iteklemek
  • Genel (v.): şansını zorlamak
  • Genel (v.): baskı yapmak
  • Genel (v.): itip kakmak
  • Genel (v.): yürütmek
  • Genel (v.): satmak
  • Genel (v.): yükseltmek
  • Genel (v.): kakmak
  • Genel (v.): itelemek
  • Genel (v.): safdışı etmek (birini)
  • Genel (v.): basmak (düğme vb'ne)
  • Genel (v.): uyuşturucu satmak
  • Genel (v.): bertaraf etmek (birini)
  • Genel (v.): itip defetmek
  • Genel (v.): çaba harcamak
  • Genel (v.): sürmek
  • Genel (v.): geriye itmek
  • Genel (v.): dışarı itmek
  • Genel (v.): ısrarla istemek
  • Genel (v.): sevk etmek
  • Genel (v.): devam etmek
  • Genel (v.): bir şeyi birine zorla kabul ettirmek
  • Genel (v.): defolmak
  • Genel (v.): reklamla satmak
  • Genel (v.): dürtüşmek
  • Genel (v.): itip kakmak
  • Genel (v.): merdiven dayamak
  • Genel (v.): itişmek
  • Genel (v.): yukarı sürmek
  • Genel (v.): zorlamak
  • Genel (v.): yasadışı yoldan (uyuşturucu) satmak
  • Genel (v.): dayanmak
  • Genel (v.): sıkıştırmak
  • Genel (v.): bastırmak
  • Genel (v.): itip içeri sokmak
  • Genel (v.): aşağı itmek
  • Genel (v.): çekip gitmek
  • Genel (v.): elden çıkarmak
  • Genel (v.): zorluk çıkarmak
  • Genel (v.): kesenin ağzını açmak
  • Genel (v.): sokuşturmak
  • Genel (v.): artırmak
  • Genel (v.): dürtmek
  • Genel (v.): şiddetle talep etmek
  • Genel (v.): zorlamak
  • Genel (v.): saldırmak
  • Genel (v.): abanmak
  • Genel (v.): bir şeyi kabul ettirmek
  • Genel (v.): birşeyi kabul ettirmeye çalışmak
  • Genel (v.): uğraşmak
  • Genel (v.): ilerlemek
  • Genel (v.): birini iterek (bir yerden) çıkarmak
  • Genel (v.): araya sıkışmak
  • Genel (v.): itmek
  • Genel (v.): işten atmak
  • Genel (v.): kovmak
  • Genel (v.): depresyona sokmak
  • Genel (v.): limiti zorlamak
  • Genel (v.): ön plana çıkartmak
  • Genel (v.): fiyatını indirmek
  • Genel (v.): fiyatı indirmek
  • Genel (v.): fiyatı düşürmek
  • Genel (v.): fiyatını düşürmek
  • Genel (v.): yukarı itmek
  • Genel (v.): yükseltmek (fiyat)
  • Genel (v.): fiyatları yukarı çekmek
  • Genel (v.): sınırlarını zorlamak
  • Genel (v.): maliyeti yükseltmek
  • Genel (v.): şartları zorlamak
  • Genel (v.): fiyatları düşürmek
  • Genel (v.): fiyatları aşağı çekmek
  • Genel (v.): maliyet arttırmak
  • Genel (v.): maliyet artırmak
  • Genel (v.): fiyatı aşağı çekmek
  • Genel (v.): geri itmek
  • Genel (v.): boşa uğraşmak
  • Genel (v.): maliyeti artırmak
  • Genel (v.): ön plana almak
  • Genel (v.): önplana almak
  • Genel (v.): düğmeye basmak
  • Genel (v.): butona basmak
  • Genel (v.): sınırı zorlamak
  • Genel (v.): bebek arabası kullanmak
  • Genel (v.): bebek arabası kullanmak
  • Genel (v.): arka plana atmak
  • Genel (v.): sınırları zorlamak
  • Genel (v.): fiyatı (aşağı) çekmek
  • Genel (v.): kovmak
  • Genel (v.): iterek sokmak
  • Genel (v.): gitmek
  • Genel (v.): can atmak
  • Genel (v.): başından atmak
  • Genel (v.): basmak
  • Genel (v.): bastırmak
  • Genel (v.): arzulamak
  • Genel (v.): kaçmak
  • Genel (v.): limitleri zorlamak
  • Genel (v.): kalabalığı yararak ilerlemek
  • Genel (v.): (ile) ilerlemeye devam etmek
  • Genel (v.): (ile) ilerlemek
  • Genel (v.): çabuklaştırmak
  • Genel (v.): hızlandırmak
  • Genel (v.): birisini sinirlendirmek
  • Genel (v.): üstüne gitmek
  • Genel (v.): üstüne gitmek
  • Genel (v.): birisini sinirlendirmek
  • Genel (v.): kabadayılık etmek
  • Genel (v.): gözünü korkutmak
  • Genel (v.): (birisini) sindirmek
  • Genel (v.): ikinci plana atmak
  • Genel (v.): geri plana atmak
  • Genel (v.): sınırlarını zorlamak
  • Genel (v.): elleriyle birini ayaklarından kaldırarak yukarıya doğru itmek
  • Genel (v.): kağıt işlerini halletmek
  • Genel (v.): bürokrasiyle uğraşmak
  • Genel (v.): sınırlarını zorlamak
  • Genel (v.): fiyatları aşırı yükseltmek
  • Genel (v.): birinin sabrını zorlamak
  • Genel (v.): iteklemek
  • Genel (v.): sınırları zorlamak
  • Genel (v.): suça itmek
  • Genel (v.): ıkınmak
  • Genel (v.): rezervasyonu ileri bir tarihe ertelemek
  • Genel (n.): sıkışık durum
  • Genel (n.): dürtüş
  • Genel (n.): atak
  • Genel (n.): sıkıştırma
  • Genel (n.): hücum
  • Genel (n.): arka çıkan kimse
  • Genel (n.): kakış
  • Genel (n.): iten faktörler
  • Genel (n.): hamle
  • Genel (n.): zorlama
  • Genel (n.): şınav
  • Genel (n.): torpil
  • Genel (n.): kampanya
  • Genel (n.): grup
  • Genel (n.): kakma
  • Genel (n.): zor durum
  • Genel (n.): kitle
  • Genel (n.): sıkıntı
  • Genel (n.): düğme
  • Genel (n.): çaba
  • Genel (n.): gayret
  • Genel (n.): itici mil
  • Genel (n.): bebek arabası
  • Genel (n.): sürme
  • Genel (n.): çete
  • Genel (n.): topluluk
  • Genel (n.): ihtiyaç
  • Genel (n.): itme
  • Genel (n.): göğüsleri alttan destekleyerek dik ve yukarda görünmelerini sağlayan sütyen
  • Genel (n.): şınav
  • Genel (n.): bisiklet
  • Genel (n.): başlangıç
  • Genel (n.): bisiklet
  • Genel (n.): tuş
  • Genel (n.): itiş
  • Genel (n.): sürgü
  • Genel (n.): tuşlu telefon
  • Genel (n.): basma düğme
  • Genel (n.): dürtme
  • Genel (n.): basmalı düğme
  • Genel (n.): elektrik düğmesi
  • Genel (n.): buton
  • Genel (n.): basmalı anahtar
  • Genel (n.): basmalı kalem
  • Genel (n.): zil düğmesi
  • Genel (n.): raptiye
  • Genel (n.): arabayı iterek çalıştırma
  • Genel (n.): arabanın iterek çalıştırılması
  • Genel (n.): çekmeli itmeli oyuncak
  • Genel (adj.): basma düğmeli
  • Genel (adv.): zaruret halinde
  • Genel (adv.): ihtiyaç olursa
  • Genel (adv.): gerekirse
  • Genel (adv.): ihtiyaç halinde
  • Genel (adv.): zor durumda
  • Deyimler (v.): ağırlığını göstermek
  • Deyimler (v.): ağırlığını koymak
  • Deyimler (v.): ağırlığını hissettirmek
  • Deyimler (v.): sinirini zıplatmak
  • Deyimler (v.): sinirini oynatmak
  • Deyimler (v.): sinirini altüst etmek
  • Deyimler (v.): sinirlerini bozmak/germek
  • Deyimler (v.): sinirine dokunmak
  • Deyimler (v.): beni benden almak
  • Deyimler (v.): eritmek
  • Deyimler (v.): seksi gelmek
  • Deyimler (v.): cinsel istek uyandırmak
  • Deyimler (v.): zamanı geriye sarmak
  • Deyimler (v.): geçmişe dönmek
  • Deyimler (v.): geçmişteki belli bir dönemi canlandırmak
  • Deyimler (v.): ağırlığını koymak
  • Deyimler (v.): otoritesini konuşturmak
  • Deyimler (v.): ağırlığını hissettirmek
  • Deyimler (v.): avucunun içine almak
  • Deyimler (v.): avucunun içine almak
  • Deyimler (v.): birini çileden çıkarmak
  • Deyimler (v.): bir şeyi sonuna kadar zorlamak
  • Deyimler (v.): birisini çok zor bir duruma sokmak
  • Deyimler (v.): birinin üstüne çok gitmek
  • Deyimler (v.): birini köşeye sıkıştırmak
  • Deyimler (v.): birini işten kovmak
  • Deyimler (v.): birini işten atmak
  • Deyimler (v.): birini çileden çıkarmak
  • Deyimler (v.): burnunu sokmak
  • Deyimler (v.): birisine fazla yüklenmek
  • Deyimler (v.): çıldırma noktasına getirmek
  • Deyimler (v.): doğru adımı atmak
  • Deyimler (v.): doğru olanı yapmak
  • Deyimler (v.): çıldırtmak
  • Deyimler (v.): çılgınlığa sürüklenmek
  • Deyimler (v.): diğerlerini iterek kendine yol açmak
  • Deyimler (v.): doğru adımı atmak
  • Deyimler (v.): doğru adımları atmak
  • Deyimler (v.): diğer/öteki insanları iterek/itekleyerek yürümek/ilerlemek
  • Deyimler (v.): çileden çıkarmak
  • Deyimler (v.): delirtmek
  • Deyimler (v.): can damarına basmak
  • Deyimler (v.): doğru olanı yapmak
  • Deyimler (v.): can damarına basmak
  • Deyimler (v.): gerekli adımı atmak
  • Deyimler (v.): etekleri tutuşmak
  • Deyimler (v.): gerekli şeyleri yapmak
  • Deyimler (v.): eteği tutuşmak
  • Deyimler (v.): har vurup harman savurmak
  • Deyimler (v.): işten kovulmak
  • Deyimler (v.): işine son verilmek
  • Deyimler (v.): işten atılmak
  • Deyimler (v.): kolayca elde etmek/başarmak
  • Deyimler (v.): ölçüsüz olmak
  • Deyimler (v.): ne söyleyeceğini iyi bilmek
  • Deyimler (v.): kesenin ağzını açmak
  • Deyimler (v.): kalabalığı yararak yürümek/ilerlemek
  • Deyimler (v.): karışmak
  • Deyimler (v.): ne söyleyeceğini iyi bilmek
  • Deyimler (v.): paniğe kapılmak
  • Deyimler (v.): şansını zorlamak
  • Deyimler (v.): savurgan olmak
  • Deyimler (v.): sınırları zorlamak
  • Deyimler (v.): paçası tutuşmak
  • Deyimler (v.): sınırları zorlamak
  • Deyimler (v.): suçluluk hissini hasıraltı etmek
  • Deyimler (v.): şansını zorlamak
  • Deyimler (v.): (geniş destek görerek) kolayca elde etmek
  • Deyimler (v.): (görevi/işi) başkasının üstüne yıkmak
  • Deyimler (v.): zirveye taşımak
  • Deyimler (v.): (görevi/işi) başkasının üstüne yıkmak
  • Deyimler (v.): (görevi/işi) başkasının üzerine yıkmak
  • Deyimler (v.): (görevi/işi) başkasının üzerine yıkmak
  • Deyimler (v.): (birini/bir şeyi birinden, bir şeyden, kendinden) uzaklaştırmak
  • Deyimler (v.): (birini/bir şeyi birinden, bir şeyden kendinden) uzağa itmek
  • Deyimler (n.): bıçak kemiğe dayanırsa
  • Deyimler (n.): bıçak kemiğe dayanırsa
  • Deyimler (expr.): çıkmak zorundayım
  • Deyimler (expr.): en olmadı (öyle yaparız)
  • Deyimler (expr.): en olmadı (öyle yaparız)
  • Deyimler (expr.): gitmek zorundayım
  • Deyimler (expr.): iş o noktaya gelirse
  • Deyimler (expr.): iş o raddeye gelirse
  • Deyimler (expr.): iş o noktaya gelirse
  • Deyimler (expr.): iş o raddeye gelirse
  • İfadeler (v.): içeriye paldır küldür girmek
  • İfadeler (v.): iterek devirmek
  • İfadeler (v.): acele etmek
  • İfadeler (v.): birisini ileri doğru hareket etmesi için cesaretlendirmek
  • İfadeler (v.): tıkıştırmak
  • İfadeler (v.): öne çıkarmak
  • İfadeler (v.): devam etmek
  • İfadeler (v.): araya girmek
  • İfadeler (v.): atmak
  • İfadeler (v.): bir şeye devam etmek
  • İfadeler (v.): birini yukarı doğru çekmek
  • İfadeler (v.): birinin üzerine gitmek
  • İfadeler (v.): bir yana itmek
  • İfadeler (v.): biriyle uğraşmak
  • İfadeler (v.): basmak
  • İfadeler (v.): bir kenara itmek
  • İfadeler (v.): basıp gitmek
  • İfadeler (v.): birini bir şey yapmaya zorlamak
  • İfadeler (v.): bastırmak
  • İfadeler (v.): bir kenara itmek
  • İfadeler (v.): birini bir şeyin karşısına itmek
  • İfadeler (v.): bir yana itmek
  • İfadeler (v.): bir şeyde ilerlemek
  • İfadeler (v.): çekip gitmek
  • İfadeler (v.): dikkat çekmek
  • İfadeler (v.): devirmek
  • İfadeler (v.): defolmak
  • İfadeler (v.): gitmek
  • İfadeler (v.): emirler yağdırmak
  • İfadeler (v.): geriye itmek/püskürtmek
  • İfadeler (v.): geri püskürtmek
  • İfadeler (v.): geriye itmek/püskürtmek
  • İfadeler (v.): ittirmek/itmek
  • İfadeler (v.): işten atmak
  • İfadeler (v.): içine doğru itmek
  • İfadeler (v.): iteleye-kakalaya yürütmek
  • İfadeler (v.): ileri bir tarihe ertelemek
  • İfadeler (v.): itip kakmak
  • İfadeler (v.): ileriye itmek
  • İfadeler (v.): ilerisine itmek
  • İfadeler (v.): ileri itmek
  • İfadeler (v.): iterek uzaklaştırmak
  • İfadeler (v.): iterek götürmek/hareket ettirmek
  • İfadeler (v.): iterek götürmek/hareket ettirmek
  • İfadeler (v.): iterek götürmek/hareket ettirmek
  • İfadeler (v.): ilerisine doğru itmek
  • İfadeler (v.): kenara itmek
  • İfadeler (v.): kalkmak
  • İfadeler (v.): önüne doğru itmek
  • İfadeler (v.): kovmak
  • İfadeler (v.): kabaca sözünü kesmek
  • İfadeler (v.): ötelemek
  • İfadeler (v.): zorla tamamlamaya/bitirmeye uğraşmak
  • İfadeler (v.): yukarı doğru kaldırmak
  • İfadeler (v.): (bir iğneyi kumaştan vb) geçirmek
  • İfadeler (v.): (bir kararı bir komiteden vb) bir şeyi bir yerden geçirmek
  • İfadeler (v.): yıkmak
  • İfadeler (v.): 'e doğru itmek
  • İfadeler (v.): (düğmeye vb) basmak
  • İfadeler (v.): (birilerini) iteklemek/itip kakmak
  • İfadeler (v.): (birilerini) iteklemek/itip kakmak
  • İfadeler (v.): 'den iterek uzaklaştırmak
  • İfadeler (v.): 'e doğru hareket etmek/ilerlemek
  • İfadeler (v.): üzmek
  • İfadeler (v.): (birini/bir şeyi) uzaklaştırmak
  • İfadeler (v.): (birini/bir şeyi) itmek
  • İfadeler (v.): birini veya bir şeyi itmek
  • İfadeler (v.): birini veya bir şeyi öne itmek
  • İfadeler (v.): birini veya bir şeyi ileri itmek
  • İfadeler (v.): zor da olsa ilerlemeye devam etmek
  • İfadeler (v.): zar zor ilerlemek
  • İfadeler (v.): güçlükle de olsa ilerlemek
  • İfadeler (v.): zorluklara, güçlüklere rağmen ilerlemek
  • İfadeler (v.): ilerlemeye gayret göstermek
  • İfadeler (v.): bir gayret ilerlemeye devam etmek
  • İfadeler (v.): kendini ilerlemeye/devam etmeye zorlamak
  • İfadeler (v.): her şeye rağmen devam etmek
  • İfadeler (v.): tüm problemlere, zorluklara rağmen ileri gitmek
  • İfadeler (v.): zorluklara rağmen gelişme göstermek
  • İfadeler (v.): zor da olsa ilerlemek/devam etmek
  • İfadeler (v.): inatla devam etmek/ilerlemek
  • İfadeler (v.): üstüne gitmek
  • İfadeler (v.): yılmadan devam etmek/ilerlemek
  • İfadeler (v.): bir şeyin zamanını öne almak/çekmek
  • İfadeler (v.): bir şeyin tarihini öne almak/çekmek
  • İfadeler (v.): bir şeyi daha yakın bir zamana/tarihe almak
  • İfadeler (v.): bir şeyi daha yakın bir zamana/tarihe çekmek
  • İfadeler (v.): bir şeyi daha erken bir zamana/tarihe almak
  • İfadeler (v.): bir şeyi daha erken bir zamana/tarihe çekmek
  • İfadeler (v.): itmek
  • İfadeler (v.): öne/ileri itmek
  • İfadeler (v.): zorluklara, engellere rağmen ilerlemek
  • İfadeler (v.): zorluklara, engellere rağmen devam etmek
  • İfadeler (v.): zor da olsa ilerlemeye devam etmek
  • İfadeler (v.): zar zor ilerlemek
  • İfadeler (v.): güçlükle de olsa ilerlemek
  • İfadeler (v.): zorluklara, güçlüklere rağmen ilerlemek
  • İfadeler (v.): ilerlemeye gayret göstermek
  • İfadeler (v.): bir gayret ilerlemeye devam etmek
  • İfadeler (v.): kendini ilerlemeye/devam etmeye zorlamak
  • İfadeler (v.): her şeye rağmen devam etmek
  • İfadeler (v.): tüm problemlere, zorluklara rağmen ileri gitmek
  • İfadeler (v.): zorluklara rağmen gelişme göstermek
  • İfadeler (v.): zor da olsa ilerlemek/devam etmek
  • İfadeler (v.): inatla devam etmek/ilerlemek
  • İfadeler (v.): üstüne gitmek
  • İfadeler (v.): yılmadan devam etmek/ilerlemek
  • İfadeler (v.): bir şeyin zamanını öne almak/çekmek
  • İfadeler (v.): bir şeyin tarihini öne almak/çekmek
  • İfadeler (v.): bir şeyi daha yakın bir zamana/tarihe almak
  • İfadeler (v.): bir şeyi daha yakın bir zamana/tarihe çekmek
  • İfadeler (v.): bir şeyi daha erken bir zamana/tarihe almak
  • İfadeler (v.): bir şeyi daha erken bir zamana/tarihe çekmek
  • İfadeler (v.): iki ileri bir geri
  • İfadeler (v.): iki adım ileri bir adım geri
  • İfadeler (v.): süreçte engellerle karşılaşarak ilerleme
  • İfadeler (v.): ilerleme kaydetmişken bir nedenle tekrar bir miktar gerileme
  • İfadeler (v.): süreçte aksiliklerle/tersliklerle karşılaşarak ilerleme
  • İfadeler (v.): sürecin sekteye uğraması
  • İfadeler (v.): süreçte aksaklıklar yaşama
  • İfadeler (expr.): sorun ciddileşirse
  • Politika (v.): sınırlarını zorlamak
  • Politika (v.): uzaklaştırmak
  • Politika (n.): itici etken
  • Politika (n.): tekne ile gelenlerin uzaklaştırılması
  • Argo (v.): büyük miktarda uyuşturucu almak/satmak
  • Argo (v.): büyük miktarda uyuşturucu satmak ve yakalanmamak
  • Argo (v.): birine gaz vermek/birini gazlamak
  • Argo (v.): nalları dikmek
  • Konuşma (n.): beni yukarı it
  • Konuşma (expr.): artık uzatma
  • Konuşma (expr.): bıçak kemiğe dayandığında
  • Konuşma (expr.): beni zorlama
  • Konuşma (expr.): benim üstüme gelme
  • Konuşma (expr.): gitme/ayrılma vakti
  • Konuşma (expr.): gitme/ayrılma vakti
  • Konuşma (expr.): işler ciddiye binince
  • Konuşma (expr.): işin şakası kalmayınca
  • Konuşma (expr.): iş ciddileşince
  • Konuşma (expr.): şansına fazla güvenme
  • Konuşma (expr.): şansını zorlama
  • Konuşma (expr.): tempoyu yakala
  • Konuşma (expr.): uzatma
  • Konuşma (expr.): uzatma artık
  • Teknik (v.): bastırmak
  • Teknik (n.): kilidi döndürme hareketinden ziyade içe doğru ittirme ile açan anahtar
  • Teknik (n.): açma düğmesi
  • Teknik (n.): basma butonlu kontrol
  • Teknik (n.): basarak açmalı sistem
  • Teknik (n.): basıp açmalı sistem
  • Teknik (n.): bas-aç sistemi
  • Teknik (n.): bastırma kaynağı
  • Teknik (n.): basmalı düğme
  • Teknik (n.): basmalı buton
  • Teknik (n.): basma düğmeli anahtar
  • Teknik (n.): basmalı düğme kiti
  • Teknik (n.): basmalı düğme
  • Teknik (n.): buton
  • Teknik (n.): buton
  • Teknik (n.): butonlu şalter
  • Teknik (n.): çekme itme kontrolü
  • Teknik (n.): çubuklu konveyör
  • Teknik (n.): düğme şalter
  • Teknik (n.): düğmeli musluk
  • Teknik (n.): düğme şalter
  • Teknik (n.): düğme anahtar
  • Teknik (n.): el veya ayakla çalışan acil çıkış kapı tertibatları
  • Teknik (n.): elle basmalı gres tabancası
  • Teknik (n.): elektrik düğmesi
  • Teknik (n.): elle basmalı gres pompası
  • Teknik (n.): geniş süpürge
  • Teknik (n.): itmeli çekmeli bağlayıcı
  • Teknik (n.): itme-çekme silindiri
  • Teknik (n.): itme tutamağı
  • Teknik (n.): itip çekerek çift yönlü hareket ileten kablo
  • Teknik (n.): itme kolu
  • Teknik (n.): imdat butonu
  • Teknik (n.): it-çek
  • Teknik (n.): itme plakası
  • Teknik (n.): itçek
  • Teknik (n.): itme işlemi
  • Teknik (n.): itme çubuğu
  • Teknik (n.): itme bloku
  • Teknik (n.): itme şasisi
  • Teknik (n.): itici çubuk
  • Teknik (n.): itme plakası
  • Teknik (n.): itme kolu ucu
  • Teknik (n.): itme kolu
  • Teknik (n.): külbütör çubuğu
  • Teknik (n.): mantar kafalı buton
  • Teknik (n.): marş düğmesi
  • Teknik (n.): külbütor çubuğu
  • Teknik (n.): puşpul mikrofon
  • Teknik (n.): puşpul osilatör
  • Teknik (n.): puşpul amplifikatör
  • Teknik (n.): puşpul
  • Ticaret / Ekonomik (v.): artmak
  • Ticaret / Ekonomik (v.): bir şeyi sattırmaya çalışmak
  • Ticaret / Ekonomik (v.): fiyatları yukarı çekmek
  • Ticaret / Ekonomik (v.): işten atmak
  • Ticaret / Ekonomik (v.): temerrüde düşürmek
  • Ticaret / Ekonomik (n.): fiyat itmesi
  • Ticaret / Ekonomik (n.): itme stratejisi
  • Ticaret / Ekonomik (n.): itme çekme stratejisi
  • Ticaret / Ekonomik (n.): kalkınmada büyük itiş teorisi
  • Ticaret / Ekonomik (n.): kiraları arttırmak (bir bölgedeki)
  • Ticaret / Ekonomik (n.): kiraları yükseltmek (bir bölgedeki)
  • Ticaret / Ekonomik (n.): maliyet itici stagflasyon teorisi
  • Ticaret / Ekonomik (n.): maliyet itişli enflasyon
  • Ticaret / Ekonomik (n.): maliyet enflasyonu
  • Ticaret / Ekonomik (n.): maliyet enflasyonu
  • Ticaret / Ekonomik (n.): satış desteği
  • Ticaret / Ekonomik (n.): tanıtımda itme stratejisi
  • Ticaret / Ekonomik (n.): ücret itişli enflasyon

Ayrıca Bakınız

Sözlük Terim Anlamı

Nedir - Ne Demek

Atasözleri ve Deyimler

Telaffuz Okunuşu

İngilizce Sözlük Çeviri

Nasıl Okunur

Turkish Terms

Yayınlanma: Güncellenme:

Bu site genel internet kaynaklarından alınan bilgiler içerir. Kullanım sorumluluğu size aittir. Materyal sahiplerine ait olan içeriklerin, logoların ve telif ihlaliyle ilgili sorumluluğu ilgililere aittir. Bilgilerin doğruluğu ve güncelliği garanti edilmez. Hatalı veya eksik bilgiler için bize iletişim yoluyla bildirin.