Pot.
"pot." teriminin Türkçe anlamları:
- Tarım (n.): minik saksı
- Arıcılık (n.): bal kabı
- Mimarlık (n.): baca peteği
- Otomotiv (n.): dört silindirli motor
- Otomotiv (n.): elektrikli araçlarda hız kontrolünü sağlayan aygıt
- Otomotiv (n.): beyaz metal
- Otomotiv (n.): karbüratör
- Otomotiv (n.): kurşun kabı
- Otomotiv (n.): reosta
- Otomotiv (n.): silindir
- Otomotiv (adj.): iki pistonlu
- Otomotiv (adj.): sekiz pistonlu
- Otomotiv (adj.): üç pistonlu
- Botanik (n.): aynısefa çiçeği
- Botanik (n.): altuncuk
- Botanik (n.): aynısefa
- Botanik (n.): farekulağı
- Botanik (n.): kandil çiçeği
- Botanik (n.): keklikotu
- Botanik (n.): mercanköşk
- Botanik (n.): nergiz
- Botanik (n.): ölü çiçeği
- Botanik (n.): şamdan çiçeği
- İngiliz Argosu (v.): bozulmak
- İngiliz Argosu (v.): kötüye gitmek
- İngiliz Argosu (n.): adi
- İngiliz Argosu (n.): akılsız
- İngiliz Argosu (n.): aptal
- İngiliz Argosu (n.): ciğeri beş para etmez tip
- İngiliz Argosu (n.): geri zekalı
- İngiliz Argosu (n.): kaçık
- İngiliz Argosu (n.): mankafa
- İngiliz Argosu (n.): pislik
- İngiliz Argosu (n.): salak
- İngiliz Argosu (n.): salak
- İngiliz Argosu (n.): şerefsiz
- İngiliz Argosu (n.): tuvalet
- İngiliz Argosu (interj.): adi şerefsiz
- İngiliz Argosu (interj.): aşağılık herif
- İngiliz Argosu (expr.): heba olmuş
- İngiliz Argosu (expr.): işe yaramaz
- Kimya (n.): imbik
- Kimya (n.): kalay potası
- Kimya (n.): kalaylama potası
- Kimya (n.): kalaylama potası
- Günlük Konuşma Dili (v.): heba olmak
- Günlük Konuşma Dili (v.): kötüleşmek
- Günlük Konuşma Dili (v.): kötü duruma düşmek
- Günlük Konuşma Dili (v.): kötü duruma düşmek
- Günlük Konuşma Dili (v.): kötüleşmek
- Günlük Konuşma Dili (expr.): harap olmuş
- Günlük Konuşma Dili (expr.): harap olmuş
- Günlük Konuşma Dili (expr.): tencereye su koy
- Yaygın Kullanım (n.): çanak
- Yaygın Kullanım (n.): demlik
- Bilgisayar (n.): boş pot
- İnşaat (n.): baca tepesi künkü
- İnşaat (n.): baca külahı
- İnşaat (n.): çimento şerbeti çanağı
- İnşaat (n.): ölçü kabı
- İnşaat (n.): tuğla asmolenli döşeme
- Boyama (n.): plastik boya kabı
- Boyama (n.): patlak
- Balıkçılık (n.): balina parçalarını eritip yağ elde etmekte kullanılan kazan
- Balıkçılık (n.): yılan balığı yakalama pinteri
- Gıda Mühendisliği (n.): yenilebilir bakliyat
- Gıda Mühendisliği (n.): yenilebilir, yumuşak taneleri olan bakliyat
- Gastronomi (n.): bir tür yumuşak beyaz peynir
- Gastronomi (n.): buğu kebabı
- Gastronomi (n.): bir tür tavuk böreği
- Gastronomi (n.): çay demliği
- Gastronomi (n.): cezve
- Gastronomi (n.): çaydanlık
- Gastronomi (n.): demlik
- Gastronomi (n.): çömlek
- Gastronomi (n.): derin tava
- Gastronomi (n.): etli güveç
- Gastronomi (n.): göğüs etinden rosto
- Gastronomi (n.): hindili tart
- Gastronomi (n.): kaburga dolması
- Gastronomi (n.): kap
- Gastronomi (n.): sacayağı
- Gastronomi (n.): süzme peynir
- Gastronomi (n.): tencere tutacağı
- Gastronomi (n.): testi kebabı
- Gastronomi (n.): türlü
- Gastronomi (n.): tavuklu kiş
- Gastronomi (n.): fransız usulü bir etli güveç
- Genel (v.): berbat olmak
- Genel (v.): suya düşmek
- Genel (v.): bilardo topunu deliğe sokmak
- Genel (v.): aynı pota içinde eritmek
- Genel (v.): konservelemek
- Genel (v.): cebe indirmek
- Genel (v.): saksıya dikmek
- Genel (v.): razı olmak
- Genel (v.): rastgele ateş edip öldürmek
- Genel (v.): hayrı kalmamak
- Genel (v.): bozulmak
- Genel (v.): mahvolmak
- Genel (v.): kavanoza koymak
- Genel (v.): yemeği ocakta unutmak
- Genel (v.): tencereyi/tavayı ocakta unutmak
- Genel (n.): pot
- Genel (n.): lazımlık
- Genel (n.): oturak
- Genel (n.): hokka
- Genel (n.): göbek
- Genel (n.): saksı
- Genel (n.): biberlik
- Genel (n.): tencere
- Genel (n.): baca külahı
- Genel (n.): toprak kap
- Genel (n.): çömlek
- Genel (n.): çeşitli ırk ve ulustan insanların kaynaştığı yer
- Genel (n.): ortaya konan para
- Genel (n.): testi
- Genel (n.): şiş göbek
- Genel (n.): süzme peynir
- Genel (n.): filtre kahve makinesi
- Genel (n.): kupa
- Genel (n.): demlik
- Genel (n.): ıstakoz avlama sepeti
- Genel (n.): sürgü
- Genel (n.): pota (maden)
- Genel (n.): pota
- Genel (n.): çiçek saksısı
- Genel (n.): külek
- Genel (n.): güveç
- Genel (n.): cezve
- Genel (n.): tutacak
- Genel (n.): kadeh
- Genel (n.): toplam para (kumarda ortaya konan)
- Genel (n.): fırın eldiveni
- Genel (n.): kavanoz
- Genel (n.): koca göbek
- Genel (n.): bol (para)
- Genel (n.): kap ömrü
- Genel (n.): kahve demleme aparatı
- Genel (n.): bir çaydanlık dolusu çay
- Genel (n.): çömlek
- Genel (n.): kap
- Genel (n.): cezve
- Genel (n.): patlak
- Genel (n.): plastik boya kabı
- Genel (n.): esrarkeş
- Genel (n.): toprak çömlek
- Genel (n.): esrar içicisi
- Genel (n.): saksı
- Genel (n.): tutacak
- Genel (n.): biberlik
- Genel (n.): kabuksuz arpa
- Genel (n.): kullanma süresi
- Genel (n.): çaydanlık
- Genel (n.): uygulama süresi
- Genel (n.): pota
- Genel (n.): medeniyetlerin buluşma noktası
- Genel (n.): bira göbeği
- Genel (n.): cezve takımı
- Genel (n.): saksı bitkileri
- Genel (n.): yemek suyu
- Genel (n.): şekerlik
- Genel (n.): şeker kabı
- Genel (n.): buharlı tencere
- Genel (n.): lazımlık
- Genel (n.): lazımlık
- Genel (n.): lazımlık
- Genel (n.): hayal mahsulü ödül
- Genel (n.): altın küpü
- Genel (n.): gömme ışık
- Genel (n.): farklı özelliklere sahip (benzer) nesnelerin bir araya gelip, birbirlerini etkiledikleri ortam
- Genel (n.): hayali ödül
- Genel (n.): altın çanağı
- Genel (n.): tencere
- Genel (n.): kahve demliği
- Genel (n.): eskiden yatağın yanına konulan portatif tuvalet
- Genel (n.): eskiden yatağın yanına konulan portatif tuvalet
- Genel (n.): eskiden yatağın yanına konulan portatif tuvalet
- Genel (n.): rasgele vuruş
- Genel (n.): ateşli silahla yapılan rasgele vuruş
- Genel (n.): kumkuma
- Genel (n.): çiçek sulama kabı
- Genel (n.): mantar kafa saç kesimi
- Genel (n.): demleme kabı
- Genel (n.): tütsü kabı
- Genel (n.): çok sayıda olan şey
- Genel (n.): büyük miktar
- Genel (n.): büyük ölçü
- Genel (n.): büyük oran
- Genel (n.): içki arkadaşı
- Genel (n.): bitki saksısı
- Genel (n.): saksı
- Genel (adj.): derin çukurlu
- Genel (adj.): karınlı
- Genel (adj.): şişkin
- Genel (adj.): önemsiz
- Genel (adj.): değersiz
- Genel (adj.): minör
- Genel (adj.): tuvalet eğitimi almış
- Genel (adj.): tuvaletini yapmayı bilen
- Tarih (n.): eski ingiltere'de oy verme hakkı ev sahibi olmasına bağlı olan kişi
- Deyimler (v.): ilgiyi canlı tutmak
- Deyimler (v.): bir şeyi sürdürmek
- Deyimler (v.): haşlanmış yiyecek içeren yemek hazırlamak
- Deyimler (v.): suyu kaynatmak
- Deyimler (v.): suyu ısıtmak
- Deyimler (v.): allah ne verdiyse yemek
- Deyimler (v.): ara bozup kavga çıkarmak
- Deyimler (v.): aynı kaba işemek
- Deyimler (v.): birşeyi sığmayacağı biryere koymaya/tıkmaya çalışmak
- Deyimler (v.): birşeyi sığmayacağı biryere koymaya/tıkmaya çalışmak
- Deyimler (v.): bir dikili ağacı olmamak
- Deyimler (v.): boşa gitmek
- Deyimler (v.): boşa çıkmak
- Deyimler (v.): bir şeyi sürdürmek
- Deyimler (v.): bir hayrı kalmamak
- Deyimler (v.): çok konuşmak
- Deyimler (v.): çenesi düşük olmak
- Deyimler (v.): çok geveze olmak
- Deyimler (v.): çenesi düşmek
- Deyimler (v.): çok fakir olmak
- Deyimler (v.): çok fakir olmak
- Deyimler (v.): fakirlikten kırılmak
- Deyimler (v.): hayır kalmamak
- Deyimler (v.): hepsini aynı kefeye koymak
- Deyimler (v.): geçinip gitmek
- Deyimler (v.): fakirlik fukaralık içinde kıvranmak
- Deyimler (v.): ilgiyi canlı tutmak
- Deyimler (v.): içecek ayranı olmamak
- Deyimler (v.): ortalığı karıştırmak
- Deyimler (v.): ortaya fikir atmak
- Deyimler (v.): olanla/verilenle yetinmek
- Deyimler (v.): ortaya fikir atmak
- Deyimler (v.): sarpa sarmak
- Deyimler (v.): tırnak kaşımak
- Deyimler (v.): tüm umutlarını, hayallerini gerçekleştirmek
- Deyimler (v.): yersiz/düşünmeden eleştirmek
- Deyimler (v.): (tadil ederek) daha güzel hale getirmek
- Deyimler (v.): (bir mülkü) daha iyi bir hale getirmek
- Deyimler (v.): küçük bir kaba/yere tıkıştırmak
- Deyimler (v.): küçük bir kaba/yere tıka basa koymak
- Deyimler (v.): küçük bir kaba/yere sıkıştırmak
- Deyimler (v.): küçük bir kaba/yere tıkmak
- Deyimler (v.): kabın/bir yerin alacağından fazlasını tıkıştırmak
- Deyimler (v.): hacmi büyük bir şeyi küçük bir şeyin içine sığdırmaya çalışmak
- Deyimler (v.): koca şeyi küçücük şeyin içine sığdırmaya çalışmak
- Deyimler (v.): küçük bir kaba/yere tıkıştırmak
- Deyimler (v.): küçük bir kaba/yere tıka basa koymak
- Deyimler (v.): küçük bir kaba/yere sıkıştırmak
- Deyimler (v.): küçük bir kaba/yere tıkmak
- Deyimler (v.): kabın/bir yerin alacağından fazlasını tıkıştırmak
- Deyimler (v.): hacmi büyük bir şeyi küçük bir şeyin içine sığdırmaya çalışmak
- Deyimler (v.): iki ayağını bir pabuca sığdırmak/sokmak
- Deyimler (v.): iki ayağı bir pabuca girmek
- Deyimler (v.): küçük bir yere sığdırmaya çalışmak
- Deyimler (v.): küçük bir yere tıkmaya çalışmak
- Deyimler (v.): hacmi büyük bir şeyi küçük bir şeyin içine sığdırmaya çalışmak
- Deyimler (v.): imkansızı başarmaya çalışmak
- Deyimler (v.): küçük bir yere sığdırmaya çalışmak
- Deyimler (v.): küçük bir yere tıkmaya çalışmak
- Deyimler (v.): hacmi büyük bir şeyi küçük bir şeyin içine sığdırmaya çalışmak
- Deyimler (v.): imkansızı başarmaya çalışmak
- Deyimler (v.): küçük bir yere sığdırmaya çalışmak
- Deyimler (v.): küçük bir yere tıkmaya çalışmak
- Deyimler (v.): hacmi büyük bir şeyi küçük bir şeyin içine sığdırmaya çalışmak
- Deyimler (v.): imkansızı başarmaya çalışmak
- Deyimler (n.): bolluk
- Deyimler (n.): küçük enişte
- Deyimler (n.): hayalleri süsleyen para/servet
- Deyimler (n.): bereket
- Deyimler (n.): öfkeli şirin
- Deyimler (n.): zenginlik
- Deyimler (n.): patlamaya hazır bomba gibi olan kimse
- Deyimler (n.): refah
- Deyimler (n.): barut fıçısı gibi olan kişi
- Deyimler (n.): kızdırması kolay olan kişi
- Deyimler (n.): her tencerede bir tavuk
- Deyimler (n.): bolluk bereket
- Deyimler (n.): refah
- Deyimler (n.): her mahallede bir milyoner
- Deyimler (n.): artık harekete geçme zamanı
- Deyimler (n.): ara bozup kavga çıkartan kimse
- Deyimler (n.): eritme potası
- Deyimler (n.): eritme kazanı
- Deyimler (n.): geveze
- Deyimler (n.): hayali ödül
- Deyimler (n.): kavga kaşağısı
- Deyimler (n.): varlık
- Deyimler (n.): genel zenginlik
- Deyimler (expr.): çenesi düşük
- Deyimler (expr.): hem suçlu hem güçlü
- Deyimler (expr.): kumar masasının ortasında
- Deyimler (expr.): tencere dibin kara seninki benden kara
- Deyimler (expr.): tencere dibin kara seninki benden kara
- Deyimler (expr.): tencere dibin kara seninki benden kara
- Deyimler (expr.): züğürt
- Denizcilik (n.): balıkçı ağı
- Denizcilik (n.): kültür balığı için geçit
- Deniz Biyolojisi (n.): balık sepeti
- Deniz Biyolojisi (n.): sepet
- Deniz Biyolojisi (n.): sepet
- Deniz Biyolojisi (n.): sepet ve ip
- Tıbbi (n.): tuz biber görünümü
- Askeri (n.): gaz kutusu
- Askeri (n.): göz yaşartıcı gaz kutusu
- Askeri (n.): pota tipi ocak
- Askeri (n.): sis kutusu
- Askeri (n.): yüzücü sis kutusu
- İfadeler (v.): bir şeyi saksıya koymak
- İfadeler (v.): bir şeyi saksılamak
- İfadeler (expr.): dinime dahleden müslüman olsa
- Politika (n.): teneke diktatör
- Atasözü (): tencere dibin kara seninki benden kara
- Atasözü (): tencere dibin kara seninki benden kara
- Atasözü (): dinime küfreden müslüman olsa
- Atasözü (): başında kaynasın diye beklenen su asla kaynamaz
- Atasözü (): başında beklenen su kaynamaz
- Psikoloji (n.): eritme potası
- Demiryolu (n.): pot travers
- Argo (v.): esrar içmek
- Argo (v.): esrar çekmek
- Argo (v.): göbeği olmak
- Argo (v.): ot çekmek
- Argo (v.): ot içmek
- Argo (n.): içkiye dayanıksız kimse
- Argo (n.): esrar
- Argo (n.): göbek
- Argo (n.): klozet
- Argo (expr.): lafı bırak da ne yapacaksan yap!
- Argo (expr.): yapacaksan yap (artık)!
- Konuşma (expr.): tencereyi ocakta unuttum
- Konuşma (expr.): yemeği ocakta unuttum
- Teknik (n.): metal çözümleme işleminde kullanılan kemik külünden yapılmış gözenekli kap
- Teknik (n.): değirmen taşı milinin alt ucuna konan destek
- Teknik (n.): aktarma potası
- Teknik (n.): açık pota
- Teknik (n.): basınçlı boya kabı
- Teknik (n.): basınç kabı
- Teknik (n.): basınçlı kap
- Teknik (n.): bitkileri sulamak için kullanılan süzgeçli su kabı
- Teknik (n.): buharlaşmalı yakıcı
- Teknik (n.): buğulaştırmalı yağ yakıcısı
- Teknik (n.): curuf potası taşıyıcısı
- Teknik (n.): çanak mesnet
- Teknik (n.): çaydanlık türü pota
- Teknik (n.): curuf potası
- Teknik (n.): delikli kalıpta biçimleme
- Teknik (n.): döner pota
- Teknik (n.): ergitme kabı
- Teknik (n.): ergitme potası
- Teknik (n.): gözenekli kap
- Teknik (n.): ingot arabası
- Teknik (n.): içi cam kaplanmış pota
- Teknik (n.): iki potalı kalaylama
- Teknik (n.): kalay potası
- Teknik (n.): kapalı pota
- Teknik (n.): kurşun potada ısıtma
- Teknik (n.): kutuda tavlama
- Teknik (n.): kurşun pota ocağı
- Teknik (n.): lehim potası
- Teknik (n.): mineli kap
- Teknik (n.): pota camı
- Teknik (n.): poroz kap
- Teknik (n.): pota rubisi
- Teknik (n.): pota halkası
- Teknik (n.): pota yakutu
- Teknik (n.): pota
- Teknik (n.): potada soğutma
- Teknik (n.): pota (cam)
- Teknik (n.): pota fırını
- Teknik (n.): potada suverme
- Teknik (n.): pota önısıtması
- Teknik (n.): pota önısıtması
- Teknik (n.): potada dondurulmuş cam
- Teknik (n.): salinometre kabı
- Teknik (n.): sarımsı opal cam
- Teknik (n.): sıvı sistemlerin pota ömrü
- Teknik (n.): sırlı kap
- Teknik (n.): süzgeçli sulama kabı
- Teknik (n.): süzgeçli kova
- Teknik (n.): şamot
- Teknik (n.): teneke kap
- Teknik (n.): tutkal eritme kabı
- Teknik (n.): tomruk arabası
- Teknik (n.): teneke kap
- Teknik (n.): tuz potası
- Teknik (n.): üç potalı kalaylama
- Teknik (n.): yakıcı potu
- Telekom (n.): türbülans haznesi
- Tekstil (n.): kumaşta bolluk
- Tütün (n.): parafin kalıbı
- Tütün (n.): tutkal kabı
- Trafik (n.): pot mesnet