Horns
"horns" teriminin Türkçe anlamları:
- Otomotiv (n.): elektrikli klaksonlar
- Otomotiv (n.): klaksonlar ve sesli uyarı cihazları
- Biyoloji (n.): ön boynuzlar
- Botanik (n.): abd'nin güneydoğusunda yetişen, geniş trompet şekilli ağzı olan sarı renkli bir suibriği
- Botanik (n.): abd'nin güneydoğusunda yetişen, geniş trompet şekilli ağzı olan sarı renkli bir suibriği
- Günlük Konuşma Dili (v.): dalaşmak
- Günlük Konuşma Dili (v.): kavga etmek
- Günlük Konuşma Dili (v.): tartışmak
- Günlük Konuşma Dili (expr.): boğaya bulaşırsan boynuzu yersin
- Genel (v.): boynuzlanmak
- Genel (v.): güçlüklere göğüs germek
- Genel (v.): bir işe cesaretle girişmek
- Genel (v.): yelkenleri suya indirmek
- Genel (v.): ağız dalaşı yapmak
- Genel (v.): ağız dalaşına girmek
- Genel (n.): birinin seçilmesi gereken iki güç seçenek
- Genel (n.): intikam yemini
- Genel (n.): aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık
- Genel (n.): metalci selamı
- Genel (n.): metalci selamı
- Genel (n.): metalci selamı
- Deyimler (v.): yelkenleri suya indirmek
- Deyimler (v.): cesurca atılmak
- Deyimler (v.): kuyruğunu kıstırmak
- Deyimler (v.): tehlikeyle yüzleşmek
- Deyimler (v.): iddialı bir istekten geri adım atmak
- Deyimler (v.): talebinden vazgeçmek
- Deyimler (v.): açmazda olmak
- Deyimler (v.): birisiyle bir tartışmaya girmek
- Deyimler (v.): bir işe cesaretle girişmek
- Deyimler (v.): birisiyle tartışmaya girmek
- Deyimler (v.): bir işe cesaretle girişmek/kalkışmak
- Deyimler (v.): gerçek rengini belli etmek
- Deyimler (v.): gözünü daldan budaktan sakınmamak
- Deyimler (v.): gözünü daldan budaktan esirgememek
- Deyimler (v.): geri adım atmak
- Deyimler (v.): elini taşın altına koymak
- Deyimler (v.): elini taşın altına koymak
- Deyimler (v.): geri adım atmak
- Deyimler (v.): inatlaşmak
- Deyimler (v.): iki arada kalmak
- Deyimler (v.): iki arada bir derede kalmak
- Deyimler (v.): ikilemde olmak
- Deyimler (v.): ikilemde kalmak
- Deyimler (v.): kemerleri sıkmak
- Deyimler (v.): kızmak
- Deyimler (v.): kavgaya hazır olmak
- Deyimler (v.): masrafı kısmak
- Deyimler (v.): kemerleri sıkmak
- Deyimler (v.): sinirlenmek
- Deyimler (v.): pabuç bırakmamak
- Deyimler (v.): pabuç bırakmamak
- Deyimler (v.): tutumlu olmak
- Deyimler (v.): tutumlu olmak
- Deyimler (v.): tartışmak
- Deyimler (v.): (bir) sorunun üzerine gitmek
- Deyimler (v.): zorluğa cesaretle göğüs germek
- Deyimler (v.): (kavgada vb.) geri adım atmak
- Deyimler (v.): zorluklarla ertelemeden anında mücadele etmek
- Deyimler (v.): yelkenleri suya indirmek
- Deyimler (v.): (kavgada vb.) geri adım atmak
- Deyimler (v.): kemerleri sıkmak
- Deyimler (v.): tedbirleri artırmak
- Deyimler (v.): temkinli/ihtiyatlı hareket etmek
- Deyimler (v.): geri adım atmak
- Deyimler (v.): vazgeçmek
- Deyimler (v.): bırakmak
- Deyimler (v.): tutumlu olmak
- Deyimler (v.): kemerleri sıkmak
- Deyimler (v.): hesaplı para harcamak
- Deyimler (v.): dikkatli harcamak
- Deyimler (n.): (son parçasına kadar) her şey
- Deyimler (expr.): küplere binmiş
- Deyimler (expr.): gözü dönmüş
- Deyimler (expr.): köpürmüş
- Deyimler (expr.): tepesi atmış
- Deyimler (expr.): agresif/saldırgan
- Deyimler (expr.): çirkefe bulaşma üstüne sıçrar
- Deyimler (expr.): iki arada bir derede
- Argo (n.): iki ucu boklu değnek
- Konuşma (expr.): aşağı tükürsem sakalım
- Konuşma (expr.): yukarı tükürsem bıyığım