Fact's
"fact's" teriminin Türkçe anlamları:
- Kimya (n.): atom olgusu
- Günlük Konuşma Dili (v.): görmezden gelmek
- Günlük Konuşma Dili (v.): göz ardı etmek
- Günlük Konuşma Dili (n.): çok fazla detay içermeyen kısa bilgi
- Günlük Konuşma Dili (n.): hayatın gerçeği
- Günlük Konuşma Dili (adj.): aslına bakarsanız
- Günlük Konuşma Dili (adj.): bilinen
- Günlük Konuşma Dili (adj.): sıradan
- Günlük Konuşma Dili (expr.): aslına bakarsan
- Günlük Konuşma Dili (expr.): aslına bakarsanız
- Günlük Konuşma Dili (expr.): aslına bakarsanız
- Günlük Konuşma Dili (expr.): aslına bakıldığında
- Günlük Konuşma Dili (expr.): aslına bakıldığında
- Günlük Konuşma Dili (expr.): aslında
- Günlük Konuşma Dili (expr.): aslında
- Günlük Konuşma Dili (expr.): doğrusunu istersen
- Günlük Konuşma Dili (expr.): gerçek şu ki
- Günlük Konuşma Dili (expr.): gerçek şu ki
- Günlük Konuşma Dili (expr.): işin doğrusu
- Günlük Konuşma Dili (expr.): olağan
- Günlük Konuşma Dili (expr.): şu bir gerçek ki
- Günlük Konuşma Dili (expr.): şu bir gerçek ki
- Günlük Konuşma Dili (expr.): ve bu da gerçek
- Günlük Konuşma Dili (expr.): ve gerçek de bu
- Günlük Konuşma Dili (expr.): ve işin gerçeği de bu
- Yaygın Kullanım (adv.): doğrusu
- Çevre (n.): durum tespit raporu
- Çevre (n.): durum tespit raporu
- Genel (v.): gerçekleşmek
- Genel (v.): gerçekle yüzleşmek
- Genel (v.): hakikatle yüzleşmek
- Genel (v.): ...olgusunu/unsurunu/gerçeğini dikkate almak
- Genel (v.): ortaya koymak
- Genel (n.): olay
- Genel (n.): ifade
- Genel (n.): sosyal olgu
- Genel (n.): olgu
- Genel (n.): suç ortağı
- Genel (n.): durum
- Genel (n.): hukuk ve gerçek
- Genel (n.): özet
- Genel (n.): vakıa
- Genel (n.): olgusal gerçek
- Genel (n.): hakikat
- Genel (n.): vak’a
- Genel (n.): unsur
- Genel (n.): vaka
- Genel (n.): gerçek durum
- Genel (n.): başarılmış olay
- Genel (n.): emrivaki
- Genel (n.): vaka
- Genel (n.): olmuş bitmiş bir şey
- Genel (n.): gerçek
- Genel (n.): hukuki hadise
- Genel (n.): çarpınım
- Genel (n.): olgu
- Genel (n.): çıplak gerçek
- Genel (n.): çıplak gerçek
- Genel (n.): vekil
- Genel (n.): sosyal hadise
- Genel (n.): sosyal olgu
- Genel (n.): sosyal olay
- Genel (n.): sosyal vakıa
- Genel (n.): belgesel film
- Genel (n.): hadise
- Genel (n.): nitelik
- Genel (n.): bilimsel gerçek
- Genel (n.): su götürmez gerçek
- Genel (n.): tartışmasız bir gerçek
- Genel (n.): bilinen bir gerçek
- Genel (n.): yalın gerçek
- Genel (n.): doğa olayı
- Genel (n.): basit bir gerçek
- Genel (n.): kör gerçek
- Genel (n.): yalın gerçek
- Genel (n.): somut gerçek
- Genel (n.): bulgu
- Genel (n.): gerçeğin yansıtılması/sunulması
- Genel (n.): kaçınılmaz gerçek
- Genel (n.): inkar edilemez gerçek
- Genel (n.): aksi kanıtlanamaz gerçek
- Genel (n.): inkar edilemez bir gerçek
- Genel (n.): çıplak gerçekler
- Genel (n.): olduğu gibi
- Genel (n.): açık olaylar
- Genel (n.): salt gerçek
- Genel (n.): ilgi çekmeyen bilgi
- Genel (n.): ana unsur
- Genel (n.): temel unsur
- Genel (n.): gerçeğin beyanı
- Genel (n.): gerçeğin dile getirilmesi
- Genel (n.): kısa özet bilgi
- Genel (n.): tarihsel olgu
- Genel (n.): gerçek
- Genel (n.): gerçek yada detaylar
- Genel (adj.): gerçekçi
- Genel (adj.): duygusuz
- Genel (adj.): maddi
- Genel (adj.): heyecandan uzak
- Genel (adj.): kanıt toplayan
- Genel (adj.): gerçekçi
- Genel (adj.): sakin
- Genel (adj.): soğukkanlı
- Genel (adj.): olaylara dayalı
- Genel (adj.): gerçeklere dayalı
- Genel (adj.): gerçeklere dayanan
- Genel (adj.): gerçeklere dayanan
- Genel (adj.): gerçek
- Genel (adj.): gerçeğe dayanan
- Genel (adj.): gerçeğe dayalı
- Genel (adv.): karşın
- Genel (adv.): oysa
- Genel (adv.): gerçekte
- Genel (adv.): aslında
- Genel (adv.): aslını sorarsan
- Genel (adv.): nitekim
- Genel (adv.): bilfiil
- Genel (adv.): gerçekten
- Genel (adv.): doğrusu
- Genel (adv.): işin doğrusu
- Genel (adv.): hatta
- Genel (adv.): gerçekte
- Genel (adv.): zaten
- Genel (adv.): hakikatte
- Genel (adv.): hatta
- Genel (adv.): gerçekte
- Genel (adv.): aslında
- Genel (adv.): doğrusunu isterseniz
- Genel (adv.): gerçekten
- Genel (adv.): aslını ararsan
- Genel (adv.): gerçekte
- Genel (adv.): aslında
- Genel (adv.): aslında
- Genel (adv.): doğruyu söylemek gerekirse
- Genel (adv.): sahiden
- Genel (adv.): gerçekten
- Genel (adv.): hakikaten
- Genel (adv.): aslına bakılırsa
- Genel (adv.): aslına bakılırsa
- Genel (adv.): aslına bakarsak
- Genel (adv.): aslına bakarsak
- Genel (adv.): aslına bakarsan
- Genel (adv.): gerçeğinden hareket ederek
- Genel (adv.): hattı zatında
- Genel (adv.): gerçekte
- Genel (adv.): gerçek şu ki
- Genel (adv.): adeta
- Genel (adv.): aslına bakıldığında
- Genel (adv.): aslına bakarsanız
- Genel (adv.): hakikatte
- Genel (adv.): şu bir gerçek ki
- Genel (adv.): işin aslı
- Genel (adv.): doğrusunu istersen
- Genel (adv.): doğrusu
- Genel (adv.): esasen
- Genel (adv.): filhakika
- Genel (conj.): … bir yana
- Genel (conj.): her ne kadar
- Genel (conj.): göz önünde bulundurarak
- Genel (conj.): saymazsak
- Genel (conj.): bir tarafa atarsak
- Genel (conj.): karşın her ne kadar
- Genel (conj.): karşı
- Genel (conj.): bir tarafa bırakırsak
- Genel (conj.): bir tarafa bırakırsak
- Genel (conj.): karşın
- Genel (conj.): bir tarafa bırakırsak
- Genel (conj.): her ne kadar
- Genel (conj.): -den dolayı
- Genel (conj.): saymazsak
- Genel (conj.): gerçek şudur ki
- Genel (conj.): göz önüne alınacak olursa
- Genel (conj.): göz önünde tutulursa
- Genel (conj.): eğer
- Genel (conj.): gerçeğinden hareket ederek
- Genel (conj.): -e rağmen
- Genel (conj.): bir yana
- Genel (conj.): gerçeğine rağmen
- Genel (conj.): gerçeğinden hareketle
- Genel (conj.): ...olgusunu/unsurunu/gerçeğini dikkate alarak
- Genel (conj.): karşın
- Deyimler (v.): doğruluk kontrolü yapmak
- Deyimler (v.): bir metindeki bilgileri denetlenmek
- Deyimler (v.): bir bilginin doğruluğunu kontrol etmek
- Deyimler (v.): bilgiyi teyit etmek
- Deyimler (v.): bir şey hakkında belirli bir bilgiye sahip olmak
- Deyimler (v.): kesin bilmek
- Deyimler (v.): tam olarak bilmek
- Deyimler (v.): eksiksiz bilmek
- Deyimler (v.): emin olmak
- Deyimler (n.): doğruluk kontrolü
- Deyimler (n.): bir metindeki bilgilerinin denetlenmesi
- Deyimler (n.): bilginin teyit edilmesi
- Deyimler (n.): inkar edilmez gerçek
- Deyimler (n.): yadsınamaz gerçek
- Deyimler (expr.): değiştirilmez gerçek
- Deyimler (expr.): hakikaten
- Deyimler (expr.): gerçekte
- Deyimler (expr.): gerçekten
- Deyimler (expr.): sahiden
- Bilişim (n.): (bir konu ile ilgili) bilgilendirme dosyası
- Sigorta (n.): esaslı husus
- Sigorta (n.): maddi gerçek
- Hukuk (v.): vekaleten temsil etmek
- Hukuk (n.): araştırma heyeti
- Hukuk (n.): açık kötülük
- Hukuk (n.): araştırma
- Hukuk (n.): azmettiren kimse
- Hukuk (n.): azmettiren kimse
- Hukuk (n.): bariz kötülük
- Hukuk (n.): bilgi toplama heyeti
- Hukuk (n.): bilgi toplama
- Hukuk (n.): birinin adına imza atabilme yetkisi
- Hukuk (n.): davanın maddi unsurları
- Hukuk (n.): fiili zilyetlik
- Hukuk (n.): fiili şartlar
- Hukuk (n.): fiilen devrolunan
- Hukuk (n.): fiilen temlik olunan
- Hukuk (n.): fiili karine
- Hukuk (n.): fiilen temellük eden
- Hukuk (n.): fiziksel kanıt
- Hukuk (n.): fiilen devralan
- Hukuk (n.): gerçek
- Hukuk (n.): hakiki şartlar
- Hukuk (n.): hukuki vakıa
- Hukuk (n.): işlenmesi sırasında suça iştirak eden fer'i fail
- Hukuk (n.): ispatı gereken konu
- Hukuk (n.): kanıtlanabilecek olgu
- Hukuk (n.): kışkırtan kimse
- Hukuk (n.): kışkırtan kimse
- Hukuk (n.): kuvvetli ihtimal
- Hukuk (n.): maddi konu
- Hukuk (n.): mahkeme heyeti
- Hukuk (n.): maddi fiil
- Hukuk (n.): maddi olgu
- Hukuk (n.): mahkeme vb. gibi bir karar merciinin incelemeye konu teşkil eden bir konunun veya davanın temel noktaları hakkındaki değerlendirmeleri sonunda vardığı sonuçlar
- Hukuk (n.): maddi karine
- Hukuk (n.): maddi kanıt
- Hukuk (n.): mahkeme heyeti
- Hukuk (n.): maddi vakıa
- Hukuk (n.): maddi hata
- Hukuk (n.): maddi hata
- Hukuk (n.): maddi sorun
- Hukuk (n.): maddi esbabı mucibe
- Hukuk (n.): normal şartlarda kendiliğinden tehlikeli olmayıp özel durumlarda tehlike arz eden fiiller
- Hukuk (n.): olayın izahı
- Hukuk (n.): olay
- Hukuk (n.): suçluyu ele vermeyen kişi
- Hukuk (n.): suçluyu ele vermeyen kişi
- Hukuk (n.): sahte kanıt
- Hukuk (n.): resmi vekil
- Hukuk (n.): sahte ve uydurma kanıt
- Hukuk (n.): suça işlenmesi sırasında iştirak eden fer'i fail
- Hukuk (n.): suçluya yataklık eden
- Hukuk (n.): suç ortağı
- Hukuk (n.): suç işlendikten sonra suç ortağı olan kimse
- Hukuk (n.): suç işlendikten sonra suçluya yardım eden fer'i fail
- Hukuk (n.): suçun işlenmesine teşvik suretiyle önceden iştirak eden fer'i fail
- Hukuk (n.): somut delillerden elde edilen sonuç
- Hukuk (n.): suç işlendikten sonra suç ortağı olan kimse
- Hukuk (n.): suçluya yataklık eden
- Hukuk (n.): soruşturma kurulu
- Hukuk (n.): suç işlendikten sonra suçluya yardım eden fer'i fail
- Hukuk (n.): suçun işlenmesine teşvik suretiyle önceden iştirak eden ferifail
- Hukuk (n.): uydurma kanıt
- Hukuk (n.): uydurma vaka
- Hukuk (n.): üzerinde tartışma yaratan mesele
- Hukuk (n.): üzerinde tartışma yaratan mesele
- Hukuk (n.): yataklık eden kimse
- Hukuk (n.): yataklık eden kimse
- Hukuk (n.): zabıt varakası
- Hukuk (adv.): filvaki
- Hukuk (expr.): bir muamma
- Hukuk (expr.): bir gerçek sorunudur
- Hukuk (expr.): bir muamma
- Hukuk (expr.): gerçekte
- Hukuk (expr.): gerçekten
- Hukuk (expr.): hakikaten
- Hukuk (expr.): suçu işlemeden önce
- Dilbilim (n.): olgu
- Dilbilim (n.): olgu tümceciği
- Mantık (n.): şartlı/olumsal gerçek
- Medya (n.): hikayeyi doğrulama
- Medya (n.): metindeki verilerin doğruluğunu kontrol eden editör
- Medya (n.): metindeki bilgilerin doğruluğunu kontrol eden kimse
- Askeri (n.): keşif heyeti
- Askeri (n.): keşif grubu
- İfadeler (expr.): inkar edilemez bir gerçektir ki
- İfadeler (expr.): aksi sabit olursa
- İfadeler (expr.): ama aslında
- İfadeler (expr.): ayrıca
- İfadeler (expr.): bununla birlikte şu var ki
- İfadeler (expr.): bir tarafa bırakırsak
- İfadeler (expr.): bu gerçekten hareketle
- İfadeler (expr.): bu gerçekten hareketle
- İfadeler (expr.): beraber
- İfadeler (expr.): bir kenara bırakırsak
- İfadeler (expr.): bu gerçeği dikkate alarak
- İfadeler (expr.): bundan başka
- İfadeler (expr.): dolayısıyla
- İfadeler (expr.): dolayısıyla
- İfadeler (expr.): dolayısıyla
- İfadeler (expr.): gerçekliğinden hiç şüphe yok
- İfadeler (expr.): herkes tarafından kabul edilen bir gerçektir ki
- İfadeler (expr.): gerçeğini dikkate alarak
- İfadeler (expr.): göre
- İfadeler (expr.): gerçek şu ki
- İfadeler (expr.): gerekçesiyle
- İfadeler (expr.): işin aslı şu ki
- İfadeler (expr.): nedeniyle
- İfadeler (expr.): nedeniyle
- İfadeler (expr.): olaydan önce veya sonra
- İfadeler (expr.): nedeniyle
- İfadeler (expr.): olaydan sonra
- İfadeler (expr.): olması sayesinde
- İfadeler (expr.): keza
- İfadeler (expr.): öyle ki
- İfadeler (expr.): nitekim
- İfadeler (expr.): nedeniyle
- İfadeler (expr.): mademki
- İfadeler (expr.): nedeniyle
- İfadeler (expr.): sebebiyle
- İfadeler (expr.): sebebiyle
- İfadeler (expr.): sadece bu gerçek nedeniyle
- İfadeler (expr.): rağmen
- İfadeler (expr.): sadece / sırf ....... olması / gerçeği bile
- İfadeler (expr.): sebebiyle
- İfadeler (expr.): tarafından
- İfadeler (expr.): -den ayrı olarak
- İfadeler (expr.): -den ötürü
- İfadeler (expr.): -den dolayı
- İfadeler (expr.): -diğinden
- İfadeler (expr.): yüzünden
- İfadeler (expr.): üstelik
- İfadeler (expr.): -den başka
- İfadeler (expr.): -diğinden
- İfadeler (expr.): -den dolayı
- İfadeler (expr.): -den
- İfadeler (expr.): -den dolayı
- İfadeler (expr.): -i bir kenara bırakırsak
- İfadeler (expr.): yüzünden
- İfadeler (expr.): -ken
- İfadeler (expr.): -den dolayı
- İfadeler (expr.): -den ötürü
- İfadeler (expr.): -den ötürü
- İfadeler (expr.): -diğinden
- İfadeler (expr.): -diğinden/'-dığından
- İfadeler (expr.): ...olması gerçeği
- İfadeler (expr.): yüzünden
- Politika (n.): inceleme misyonu
- Politika (n.): ülke hakkında bilgi notu
- Politika (expr.): hukuken veya fiilen
- Atasözü (): gerçek kurgudan daha şaşırtıcıdır
- Atasözü (): teker kırıldıktan sonra yol gösteren çok olur
- Atasözü (): testi kırıldıktan sonra yol gösteren çok olur
- Atasözü (): tekerlek kırıldıktan sonra yol gösteren çok olur
- Argo (expr.): işin aslı
- Argo (expr.): aslına bakılırsa
- Argo (expr.): gerçek şu ki
- Konuşma (expr.): doğru
- Konuşma (expr.): ikimizin de futbolu seviyor olmamız çok hoşuma gitti
- Konuşma (expr.): ikimizin de futbol seviyor olmamız çok hoşuma gitti
- Konuşma (expr.): -ğini hiç saymıyorum
- Teknik (n.): gerçek
- Turizm (n.): bilgi formu
- Turizm (n.): turizm olgusu
- Ticaret / Ekonomik (n.): bilirkişi heyeti
- Ticaret / Ekonomik (n.): işçi-işveren anlaşmazlığında gerçeği araştırmak ve kamuoyuna açıklamalarda bulunmak için tarafsız kişilerden oluşturulan bir grup
- Ticaret / Ekonomik (n.): kusur ayıp gibi gerçeği gizleme
- Ticaret / Ekonomik (n.): maddi hata
- Ticaret / Ekonomik (n.): maddi hata
- Ticaret / Ekonomik (n.): maddi hata
- Ticaret / Ekonomik (n.): olay öncüleri
- Ticaret / Ekonomik (n.): sözleşmede yanlış ya da eksik bilgi verme