Fur.
"fur." teriminin Türkçe anlamları:
- Üreme (n.): kürk tavşanı
- İngiliz Argosu (n.): güzel ama paçoz karı
- İngiliz Argosu (n.): kıllı kadın cinsel organı
- İngiliz Argosu (n.): kıllı kadın cinsel organı
- İngiliz Argosu (expr.): güzel ama boş kız
- Yaygın Kullanım (n.): kürk
- Genel (v.): kürk ile süslemek
- Genel (v.): kürkle kaplamak
- Genel (v.): kürk ile kaplamak
- Genel (v.): kavga çıkarmak
- Genel (v.): olay çıkarmak
- Genel (v.): kıyameti koparmak
- Genel (v.): kürk giymek
- Genel (n.): kalpak
- Genel (n.): bazı yumuşak tüylü hayvanlara ait tüyler
- Genel (n.): kedinin tüyleri
- Genel (n.): vizon kürk
- Genel (n.): kireç (çaydanlıkta/borularda oluşan)
- Genel (n.): kürklü hayvan
- Genel (n.): denizperisi
- Genel (n.): kürk şapka
- Genel (n.): kürk ceket
- Genel (n.): kürklü giysi
- Genel (n.): dil pası
- Genel (n.): kedi tüyü
- Genel (n.): kürk manto
- Genel (n.): post
- Genel (n.): kazantaşı
- Genel (n.): deri-kürk ürünleri
- Genel (n.): vizon kürkü
- Genel (n.): çalıntı kürk manto
- Genel (n.): kürkçülük
- Genel (n.): kürk çiftliği
- Genel (n.): kürk çiftçiliği
- Genel (n.): deri ve kürk
- Genel (n.): yumuşak kürk
- Genel (n.): tüy yumağı
- Deyimler (v.): birini rahatsız etmek
- Deyimler (v.): birinin tepesini attırmak
- Deyimler (v.): dışı cilalı ama içi dökülüyor olmak
- Deyimler (v.): güzel görünse de ilginç olmamak
- Deyimler (v.): gerilim yaratmak
- Deyimler (v.): olay çıkarmak
- Deyimler (v.): ortalığı birbirine katmak
- Deyimler (v.): karışıklığa neden olmak
- Deyimler (v.): kavga çıkarmak
- Deyimler (v.): kavgaya yol açmak
- Deyimler (v.): sorun çıkarmak
- Deyimler (v.): sorun yaratmak
- Deyimler (v.): ortalığı karıştırmak
- Deyimler (v.): kargaşa/karışıklık yaratmak
- Deyimler (v.): velveleye vermek
- Deyimler (v.): sıkıntı çıkarmak
- Deyimler (v.): tozu dumana katmak
- Deyimler (v.): tozunu attırmak
- Deyimler (v.): duman attırmak
- Deyimler (v.): duman etmek
- Deyimler (expr.): dışı hoş içi boş
- Deyimler (expr.): ortamın çok gerildiğini ifade eden bir deyim
- Deyimler (expr.): ortalık karışır
- Deyimler (expr.): kızılca kıyamet kopar
- Deyimler (expr.): uzun bir mesafe
- Tıbbi (v.): tıkanmak
- Tıbbi (n.): borunun tıkanması
- Tıbbi (n.): kalp arterlerinin tıkanması
- Askeri (n.): nöbetçi kürkü
- İfadeler (expr.): kürk giyme
- İfadeler (expr.): kürk giymeyin
- Argo (n.): polis
- Konuşma (expr.): kürk giymemeliyiz
- Konuşma (expr.): kürk giymeyi bırak
- Teknik (n.): kürk manto
- Teknik (n.): kürk taklidi
- Teknik (n.): kürk
- Teknik (n.): post
- Tekstil (n.): imitasyon kürk
- Tekstil (n.): içi hayvan tüylü (ayakları sıcak tutan) terlik
- Tekstil (n.): kürk taklidi
- Tekstil (n.): kürk kumaşı
- Tekstil (n.): kürk yaka
- Tekstil (n.): kürk
- Tekstil (n.): kürk ve kürk mamülleri
- Tekstil (n.): kürk-süet
- Tekstil (n.): kürk palto
- Tekstil (n.): sahte kürk
- Tekstil (n.): sahte kürk
- Tekstil (n.): sahte kürk
- Ticaret / Ekonomik (n.): kürk piyasası
- Ticaret / Ekonomik (n.): yüksek kazanç tuzağı
- Zooloji (n.): callorhinus ursinus
- Zooloji (n.): yeni zelanda kürklü foku
- Zooloji (n.): yeni zelanda kürklü foku
- Zooloji (n.): alaska kürklü foku
- Zooloji (n.): alaska kürklü foku
- Zooloji (n.): aslan kürkü
- Zooloji (n.): kürklü fok
- Zooloji (n.): kürklü fok
- Zooloji (n.): pasifik kıyıları boyunca kaliforniya'dan güneye doğru geniş bir coğrafyada bulunan bir fok
- Zooloji (n.): kürklü fok
- Zooloji (n.): pasifik kıyıları boyunca kaliforniya'dan güneye doğru geniş bir coğrafyada bulunan bir fok