Elephant's Ne Demek - İngilizce Sözlük

Elephant's

"elephant's" teriminin Türkçe anlamları:

  • Otomotiv (n.): fil motor
  • Biyoloji (n.): fosil fil
  • Botanik (n.): napier çimi
  • Botanik (n.): napier otu
  • Botanik (n.): fil otu
  • Botanik (n.): uganda otu
  • Botanik (n.): hayvan yemi olarak yetiştirilen uzun boylu, bol yapraklı bir afrika otu
  • Botanik (n.): yumruları yenebilir, güneydoğu asya'ya (özellikle de filipinler'e) özgü, kötü kokulu bir bitki
  • Botanik (n.): fil kulağı
  • Botanik (n.): büyük gösterişli bazal yaprakları ve kırmızı meyveleri olan bir bitki cinsi
  • Botanik (n.): fil kulağı
  • Botanik (n.): kargı
  • Botanik (n.): borulu org yapımında kullanılan odunsu saplı uzun boylu bir avrupa bitkisi
  • Sinema (n.): fil adam
  • Günlük Konuşma Dili (n.): beyaz fil
  • Günlük Konuşma Dili (n.): elinde bulundurana sorundan başka yarar sağlamayan şey
  • Yaygın Kullanım (n.): fil
  • Bilgisayar (v.): filler hakkında bilgi aramak
  • Gastronomi (n.): palmiye yaprağı şeklinde puf böreği
  • Genel (v.): fil gibi yemek
  • Genel (n.): lüzumsuz şeyler
  • Genel (n.): afrika fili
  • Genel (n.): fokbalığı
  • Genel (n.): fil yürüyüşü
  • Genel (n.): düş
  • Genel (n.): vaktiyle işe yarayan fakat şimdi dert olan bir şey
  • Genel (n.): gereksiz şeyler
  • Genel (n.): filelması
  • Genel (n.): artık sahibinin işine yaramayan bir şey
  • Genel (n.): fil kulağı (bir tür bitki)
  • Genel (n.): gereksiz eşya
  • Genel (n.): ıvır zıvır
  • Genel (n.): kimseye yar olmayan şey
  • Genel (n.): fil kuyruğu
  • Genel (n.): fil eğitimi
  • Genel (n.): fil hortumu
  • Genel (n.): fil ayağı vazo
  • Genel (n.): sirkteki fil
  • Genel (n.): yavru fil
  • Genel (n.): büyük fil
  • Genel (n.): fil kulağı
  • Deyimler (v.): derin bir hafızaya sahip olmak
  • Deyimler (v.): güçlü bir belleğe sahip olmak
  • Deyimler (v.): fil hafızalı olmak
  • Deyimler (v.): görgüsü artmak
  • Deyimler (v.): deneyim kazanmak
  • Deyimler (v.): dünyayı deneyimlemek/görmek
  • Deyimler (v.): göreceğini görmek
  • Deyimler (v.): görmek geçirmek
  • Deyimler (v.): hayat deneyimi kazanmak
  • Deyimler (v.): muharebeye/savaşa girmek
  • Deyimler (v.): çarpışmaya/çatışmaya girmek
  • Deyimler (v.): dünyayı deneyimlemek/görmek
  • Deyimler (v.): hayat deneyimi kazanmak
  • Deyimler (v.): görmek geçirmek
  • Deyimler (n.): görüp de görmezden gelinen
  • Deyimler (n.): görmezden gelinen bariz gerçek
  • Deyimler (n.): oralı olunmayan bariz konu
  • Deyimler (n.): ortamdaki fil
  • Deyimler (n.): odadaki fil
  • Deyimler (n.): görmezden gelinen aşikar gerçek
  • Deyimler (n.): kimsenin hakkında konuşmak istemediği aşikar sorun
  • Deyimler (n.): konuşulmayan bariz durum
  • Deyimler (n.): dile getirilmesi zor gerçek
  • Deyimler (n.): üstü kapatılan bir olay
  • Deyimler (n.): görmezden gelinen gerçek
  • Deyimler (n.): herkesin sus pus kesildiği konu
  • Deyimler (n.): füzenin üstündeki metal diskler
  • Deyimler (n.): yokmuş gibi davranılan konu
  • Deyimler (n.): olmamış gibi davranılan olay
  • Deyimler (n.): lafı edilmekten kaçınılan durum
  • Deyimler (n.): sözü/konusu açılmayan durum
  • Deyimler (n.): sözü/konusu açılmak istenmeyen durum
  • Deyimler (n.): herkesin bildiği kimsenin bahsetmek istemediği konu
  • Deyimler (n.): apaçık ortada olan ama görmezden gelinen/üstü kapatılan durum
  • Deyimler (n.): yokmuş gibi davranılan konu
  • Deyimler (n.): olmamış gibi davranılan olay
  • Deyimler (n.): lafı edilmekten kaçınılan durum
  • Deyimler (n.): sözü/konusu açılmayan durum
  • Deyimler (n.): sözü/konusu açılmak istenmeyen durum
  • Deyimler (n.): herkesin bildiği kimsenin bahsetmek istemediği konu
  • Deyimler (n.): apaçık ortada olan ama görmezden gelinen/üstü kapatılan durum
  • Deniz Biyolojisi (n.): güney deniz fili
  • Deniz Biyolojisi (n.): kuzey deniz fili
  • Deniz Biyolojisi (n.): denizfili
  • Deniz Biyolojisi (n.): deniz fili
  • Deniz Biyolojisi (n.): denizfili
  • Deniz Biyolojisi (n.): deniz fili
  • Deniz Biyolojisi (n.): iri ayıbalığı
  • Deniz Biyolojisi (n.): iri ayıbalığı
  • Askeri (n.): büyük çelik sığınak
  • Askeri (n.): orta boy çelik sığınak
  • İfadeler (expr.): şu bariz gerçeği bir ele alalım
  • İfadeler (expr.): şu bariz gerçeği bir aradan çıkaralım
  • Yerler (n.): new mexico eyaletinde yerleşim yeri
  • Argo (n.): şirketin ekonomik gelişimini destekleyecek büyük bir ortak bulmaya çalışma
  • Konuşma (expr.): fil taklidimi görmek ister misin?
  • Teknik (n.): bükülebilir dökme borusu
  • Teknik (n.): dağıtıcı hortumlu beton pompası
  • Teknik (n.): fil derisi oluşumu
  • Teknik (n.): ince taneli yassı sünger
  • Zooloji (n.): afrika savan fili
  • Zooloji (n.): afrika fili
  • Zooloji (n.): asya fili
  • Zooloji (n.): beyaz hindistan fili
  • Zooloji (n.): beyaz hindistan fili
  • Zooloji (n.): denizfili
  • Zooloji (n.): denizfili
  • Zooloji (n.): fil faresi
  • Zooloji (n.): fil foku
  • Zooloji (n.): hindistan fili
  • Zooloji (n.): kral deniz tarağı
  • Zooloji (n.): pigme fil
  • Zooloji (n.): amerika'da yaşamış bilinen en büyük mamut
  • Zooloji (n.): asya fili
  • Zooloji (n.): güney ve güneydoğu asya'ya özgü, afrika fillerinden daha küçük kulakları olan bir fil
  • Zooloji (n.): asya fili
  • Zooloji (n.): güney ve güneydoğu asya'ya özgü, afrika fillerinden daha küçük kulakları olan bir fil

Ayrıca Bakınız

Sözlük Terim Anlamı

Nedir - Ne Demek

Atasözleri ve Deyimler

Telaffuz Okunuşu

İngilizce Sözlük Çeviri

Nasıl Okunur

Turkish Terms

Yayınlanma: Güncellenme:

Bu site genel internet kaynaklarından alınan bilgiler içerir. Kullanım sorumluluğu size aittir. Materyal sahiplerine ait olan içeriklerin, logoların ve telif ihlaliyle ilgili sorumluluğu ilgililere aittir. Bilgilerin doğruluğu ve güncelliği garanti edilmez. Hatalı veya eksik bilgiler için bize iletişim yoluyla bildirin.