Eyes Ne Demek - İngilizce Sözlük

Eyes

"eyes" teriminin Türkçe anlamları:

  • Günlük Konuşma Dili (v.): aç gözlerle bakmak
  • Günlük Konuşma Dili (v.): aç gözlerle bakmak
  • Günlük Konuşma Dili (v.): aptal aşık gibi bakmak
  • Günlük Konuşma Dili (v.): aptal aşık gibi bakmak
  • Günlük Konuşma Dili (v.): bakışlarını yere indirmek
  • Günlük Konuşma Dili (v.): bakışlarıyla yiyip bitirmek
  • Günlük Konuşma Dili (v.): baygın baygın bakmak
  • Günlük Konuşma Dili (v.): bakışlarıyla yiyip bitirmek
  • Günlük Konuşma Dili (v.): baygın baygın bakmak
  • Günlük Konuşma Dili (v.): dikkat etmek
  • Günlük Konuşma Dili (v.): dikkatini vermek
  • Günlük Konuşma Dili (v.): gözünü gönlünü doyurmak
  • Günlük Konuşma Dili (v.): gözlerini yere indirmek
  • Günlük Konuşma Dili (v.): gözlerine inanamamak
  • Günlük Konuşma Dili (v.): gözleriyle yemek
  • Günlük Konuşma Dili (v.): gözlerini aşağı indirmek
  • Günlük Konuşma Dili (v.): gözleriyle yemek
  • Günlük Konuşma Dili (v.): gözünü gönlünü doyurmak
  • Günlük Konuşma Dili (v.): gözünü ayırmamak
  • Günlük Konuşma Dili (v.): şaşkınlıktan donakalmak
  • Günlük Konuşma Dili (v.): gözünü dört açmak
  • Günlük Konuşma Dili (v.): tüm gayretini/çabasını ortaya koymak
  • Günlük Konuşma Dili (v.): tüm ilgisini/dikkatini vermek
  • Günlük Konuşma Dili (n.): mor gözler
  • Günlük Konuşma Dili (n.): göz çevresindeki morarma
  • Günlük Konuşma Dili (n.): mosmor gözler
  • Günlük Konuşma Dili (n.): rimelin akmasına bağlı olarak göz altlarındaki siyahlık
  • Günlük Konuşma Dili (n.): göz altındaki morluklar
  • Günlük Konuşma Dili (n.): yorgunluk ve uyku eksikliğine bağlı olarak ortaya çıkan göz altı lekeleri
  • Günlük Konuşma Dili (n.): birisinin (birinin) gözündeki değeri
  • Günlük Konuşma Dili (n.): birisinin (birinin) gözündeki değeri
  • Günlük Konuşma Dili (n.): bir saniyeliğine gözlerini kapat
  • Günlük Konuşma Dili (n.): birisinin (birinin) gözündeki değeri
  • Günlük Konuşma Dili (n.): görülmesinden hoşlanılan yer
  • Günlük Konuşma Dili (n.): gözlerindeki parıltı
  • Günlük Konuşma Dili (n.): görmeyen gözler
  • Günlük Konuşma Dili (adj.): kahverengi gözlü koyu renk saçlı
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): aç gözlerini
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): bütün gözler üstümde
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): bütün gözler üstümde
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): bütün dikkatiyle
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): birisinin gözünde
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): çekici
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): çoğunun gözünde
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): dört gözle
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): çoğuna göre
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): halkın gözünde
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): gözlerim ol
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): gözlerden uzak
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): gözlerime bak
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): hoş
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): gözlerini dört aç
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): gözlerini dört aç
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): gözlerimin içine bak
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): gözlerini aç
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): gözlerini yoldan ayırma
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): halkın nazarında
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): iyi görünümlü
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): kanunun önünde/gözünde tüm insanlar eşittir
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): tüm gözler bende
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): tüm gözler bende
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): yarın, dinç kafa ile
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): yakışıklı
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): gözünü dört aç
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): yaptığı şeye odaklan
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): önüne bak
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): gözünü dört aç
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): önüne bak
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): önündekine konsantre ol
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): önündeki şeye odaklan
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): çok cimri
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): çok pinti
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): eli sıkı
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): eli cebine gitmeyen
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): günahını vermeyen
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): cebinde akrep olan
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): üç kuruşun/üçün beşin hesabını yapan
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): üç kuruşa tamah eden
  • Genel (v.): ile çok meşgul olmak
  • Genel (v.): fıldır fıldır bakmak
  • Genel (v.): yasadışı bir işin içinde olmak
  • Genel (v.): bakmak
  • Genel (v.): gözünü dört açmak
  • Genel (v.): gözünü açmak
  • Genel (v.): göz yummak
  • Genel (v.): birini haberdar etmek
  • Genel (v.): dikkatli olmak
  • Genel (v.): aldırmamak
  • Genel (v.): gözünü dört açmak
  • Genel (v.): bakmak
  • Genel (v.): gözüne girmek
  • Genel (v.): teveccühünü kazanmak
  • Genel (v.): gözünü boyamak
  • Genel (v.): gözlerine zarar vermek
  • Genel (v.): görmek
  • Genel (v.): hüngür hüngür ağlamak
  • Genel (v.): tetikte olmak
  • Genel (v.): göz kulak olmak
  • Genel (v.): gözlerinin içi gülmek
  • Genel (v.): gözlerine inanamamak
  • Genel (v.): görmezlikten gelmek
  • Genel (v.): gözü olmak
  • Genel (v.): gözünü dört açmak
  • Genel (v.): gözünü dört açmak
  • Genel (v.): göze çarpmak
  • Genel (v.): gırtlağına kadar borçlu olmak
  • Genel (v.): gözlerini kaçırmak
  • Genel (v.): fal taşı gibi açmak
  • Genel (v.): gözlerini yaşartmak
  • Genel (v.): göz süzmek
  • Genel (v.): gözleri parlamak
  • Genel (v.): gözünü açmak
  • Genel (v.): göz süzmek
  • Genel (v.): göz yummak
  • Genel (v.): süzmek
  • Genel (v.): tetikte olmak
  • Genel (v.): gözleri mor halkalarla çevrili olmak
  • Genel (v.): göz etmek
  • Genel (v.): göz yummak
  • Genel (v.): bir işe fena halde bulaşmış olmak
  • Genel (v.): tetikte olmak
  • Genel (v.): birisinin dikkatini çekmek
  • Genel (v.): dalgaya getirmek
  • Genel (v.): iki gözü iki çeşme ağlamak
  • Genel (v.): kırpıştırmak
  • Genel (v.): göze çarpmak
  • Genel (v.): birinin gözünü açmak
  • Genel (v.): gözünü kapamak
  • Genel (v.): kopçalamak
  • Genel (v.): gözle flört etmek
  • Genel (v.): göz koymak
  • Genel (v.): gözünü açmak
  • Genel (v.): gözünü açmak
  • Genel (v.): önemsememek
  • Genel (v.): birini uyarmak
  • Genel (v.): bakmaya doyamamak
  • Genel (v.): dikkatli olmak
  • Genel (v.): dikkatli olmak
  • Genel (v.): gözü (bir şeyin) üzerinde olmak
  • Genel (v.): gözünü dikmek
  • Genel (v.): bakışlarını kaçırmak
  • Genel (v.): bakışlarını kaçırmak
  • Genel (v.): bakışlarını kaçırmak
  • Genel (v.): gözünü boyamak
  • Genel (v.): göz boyamak
  • Genel (v.): hayatı gözünün önünden geçmek
  • Genel (v.): dünyaya gözünü açmak
  • Genel (v.): ilgisini çekmek
  • Genel (v.): dikkatini çekmek
  • Genel (v.): gözünü alamamak
  • Genel (v.): gözlerini alamamak
  • Genel (v.): gözleri yaşlarla dolmak
  • Genel (v.): gözlerini kapamak
  • Genel (v.): gözlerini kapamak
  • Genel (v.): gözleri dolmak
  • Genel (v.): gözü dolmak
  • Genel (v.): gözü dolmak
  • Genel (v.): gözleri dolmak
  • Genel (v.): dünyaya gözlerini açmak
  • Genel (v.): dünyaya gözlerini yummak
  • Genel (v.): dünyaya gözlerini kapamak
  • Genel (v.): dikkatini çekmek
  • Genel (v.): bakışlarını yakalamak
  • Genel (v.): uzak durmak
  • Genel (v.): doya doya bakmak
  • Genel (v.): doya doya bakmak
  • Genel (v.): ağlamaktan gözünde yaş kalmamak
  • Genel (v.): ağlamaktan gözünde yaş kalmamak
  • Genel (v.): akıllara durgunluk vermek
  • Genel (v.): -e kaş göz etmek
  • Genel (v.): bir konuda birini aydınlatmak
  • Genel (v.): birisini gözüne kestirmek
  • Genel (v.): birini gözüne kestirmek
  • Genel (v.): gözüne birini kestirmek
  • Genel (v.): birini gözüne kestirmek
  • Genel (v.): gözüne birini kestirmek
  • Genel (v.): birisini gözüne kestirmek
  • Genel (v.): birini gözüne kestirmek
  • Genel (v.): gözüne birini kestirmek
  • Genel (v.): birisini gözüne kestirmek
  • Genel (v.): gözleri sulanmak
  • Genel (v.): gözleri sulanmak
  • Genel (v.): gözü sulanmak
  • Genel (v.): davetkar şekilde bakmak
  • Genel (v.): gözü sulanmak
  • Genel (v.): gözü yormak
  • Genel (v.): güneşe çıplak gözle bakmak
  • Genel (v.): merakla izlemek
  • Genel (v.): birini gözlerinden tanımak
  • Genel (v.): gözlerini ovuşturmak
  • Genel (v.): gözlerini ovmak
  • Genel (v.): gözlerinden anlamak
  • Genel (v.): gözlerinden okumak
  • Genel (v.): gözlerini ortaya çıkarmak
  • Genel (v.): farklı gözle bakmak
  • Genel (v.): farklı gözle görmek
  • Genel (v.): gözlerini dinlendirmek
  • Genel (v.): kötü gözlerden korumak/sakınmak
  • Genel (v.): gözünü başkanlığa dikmek
  • Genel (v.): gözünü başkanlığa dikmek
  • Genel (v.): gözlerini açamamak
  • Genel (v.): gözünü kaçırmak
  • Genel (v.): göz yormak
  • Genel (v.): görmezlikten gelmek
  • Genel (v.): (birinin) şifalı ellerinde iyileşmek
  • Genel (v.): (dua ederken vb.) yukarı bakmak
  • Genel (v.): görmek
  • Genel (v.): bakmak
  • Genel (v.): merhametle tedavi edilmek
  • Genel (v.): gözüyle bakmak
  • Genel (n.): çapak
  • Genel (n.): çapak
  • Genel (n.): hep yek
  • Genel (n.): zarların bir bir gelmesi
  • Genel (n.): baygın bakışlar
  • Genel (n.): suçlayıcı bakışlar
  • Genel (n.): suçlayıcı gözler
  • Genel (n.): güzel gözler
  • Genel (n.): meraklı bakışlar
  • Genel (n.): meraklı gözler
  • Genel (n.): meraklı bakışlar
  • Genel (n.): meraklı gözler
  • Genel (n.): birbirine yakın olan gözler
  • Genel (n.): göz ziyafeti
  • Genel (n.): birbirine yakın olan gözler
  • Genel (n.): birbirine yakın olan gözler
  • Genel (n.): kanunun gözünde
  • Genel (n.): kanuna göre
  • Genel (n.): kanun nazarında
  • Genel (n.): gözlerin sulanması
  • Genel (n.): kör gözler
  • Genel (n.): davetkar bakışlar
  • Genel (n.): görmeyen gözler
  • Genel (n.): göz sulanması
  • Genel (n.): derin gözler
  • Genel (n.): siyah gözler
  • Genel (n.): yorgun bakan gözler
  • Genel (n.): pörtlek göz
  • Genel (n.): gözlerindeki derinlik
  • Genel (n.): kırmızı/kızarmış gözler
  • Genel (n.): düşük göz
  • Genel (n.): gözetleyen gözler
  • Genel (n.): boncuk gibi gözler
  • Genel (n.): çekik gözler
  • Genel (n.): güneş gözlüğü ile güneşlendikten sonra göz çevresinde kalan iz
  • Genel (n.): güneş gözlüğü ile güneşlendikten sonra göz çevresinde kalan iz
  • Genel (n.): çekik gözler
  • Genel (n.): göz altı morlukları
  • Genel (n.): kişinin bir başkasının gözlerinde gördüğü kendi yansıması
  • Genel (n.): oynar göz
  • Genel (n.): el işi projelerinde göz olarak kullanılan içinde oynar bir göz bebeği parçası olan plastik diskler
  • Genel (adj.): siyah gözlü
  • Genel (adj.): sarı saçlı ve mavi gözlü
  • Genel (adj.): sarı saçlı ve mavi gözlü
  • Genel (adv.): gözü önünde
  • Genel (adv.): göz göze
  • Genel (adv.): birinin gözü önünde
  • Genel (adv.): birinin gözü önünde
  • Genel (adv.): gözünün önünde
  • Genel (adv.): gözlerinden yaşlar boşanarak
  • Genel (adv.): hüngür hüngür
  • Genel (adv.): gözlerinden yaşlar boşalarak
  • Genel (adv.): yaşlı gözlerle
  • Genel (adv.): gözünün önünde
  • Genel (adv.): iki gözü iki çeşme
  • Genel (adv.): insanların gözünde
  • Genel (adv.): mavi gözlerin ardında
  • Genel (adv.): pürdikkat
  • Genel (prep.): nazarında
  • Genel (prep.): hükmünce
  • Genel (prep.): gözünde
  • Genel (prep.): indinde
  • Genel (prep.): düşüncesine göre
  • Genel (prep.): -nın gözleriyle
  • Genel (interj.): ileri bak!
  • Deyimler (v.): gözlerini kısmak
  • Deyimler (v.): aralıksız dik dik bakmak
  • Deyimler (v.): aldatmak
  • Deyimler (v.): kandırmak
  • Deyimler (v.): pis pis bakmak
  • Deyimler (v.): gözünü boyamak
  • Deyimler (v.): yanıltmak
  • Deyimler (v.): göz kesilmek
  • Deyimler (v.): gözleri parlamak/parıldamak
  • Deyimler (v.): gözleri fal taşı gibi açılmak
  • Deyimler (v.): göz koymak
  • Deyimler (v.): hayran hayran bakmak
  • Deyimler (v.): gözleri fıldır fıldır etmek
  • Deyimler (v.): gözleri yuvalarından uğramak
  • Deyimler (v.): gözle yemek
  • Deyimler (v.): gözlerini ayıramamak
  • Deyimler (v.): gözünü ayırmadan bakmak
  • Deyimler (v.): gözlerini kapa ve İngiltere'yi düşünmek
  • Deyimler (v.): (kadın için) istenmeyen veya hoşa gitmeyen bir cinsel birlikteliği daha hoş düşüncelerle dikkatini dağıtarak sürdürmek
  • Deyimler (v.): zor veya istenmeyen bir durum karşısında hayallere dalmak
  • Deyimler (v.): göz koymak
  • Deyimler (v.): gözünü dikmek
  • Deyimler (v.): açgözlü davranmak
  • Deyimler (v.): akıllara durgunluk vermek
  • Deyimler (v.): aldatmak
  • Deyimler (v.): arkada gözü olmak
  • Deyimler (v.): arkasında gözleri olmak
  • Deyimler (v.): arzu etmek
  • Deyimler (v.): aval aval bakmak
  • Deyimler (v.): bir şeye gözlerini kapamak
  • Deyimler (v.): birine baştan çıkarırcasına bakmak
  • Deyimler (v.): bakışlarını çekememek
  • Deyimler (v.): bakmaya doyamamak
  • Deyimler (v.): birinin gözünü boyamak
  • Deyimler (v.): bir şeyi çok istemek
  • Deyimler (v.): bön bön bakmak
  • Deyimler (v.): birşeyi dikkatlice izlemek
  • Deyimler (v.): birini şaşırtmak
  • Deyimler (v.): başını kaşıyacak vakti olmamak
  • Deyimler (v.): birini uyandırmak
  • Deyimler (v.): birisinden gözlerini alamamak
  • Deyimler (v.): birinin gerçekleri görmesini sağlamak
  • Deyimler (v.): birini şaşırtmak
  • Deyimler (v.): birisinden gözlerini alamamak
  • Deyimler (v.): bir şeye gözlerini kapamak
  • Deyimler (v.): bakmaya doyamamak
  • Deyimler (v.): birinin gözünü açmak
  • Deyimler (v.): dikkat kesilmek
  • Deyimler (v.): davetkar bakışlara sahip olmak
  • Deyimler (v.): dikkatle bakmak
  • Deyimler (v.): dikkatle bakmak
  • Deyimler (v.): doğrudan tanık olmak
  • Deyimler (v.): dik dik bakmak
  • Deyimler (v.): dikkat kesilmek
  • Deyimler (v.): dikkatle bakmak
  • Deyimler (v.): dikkat kesilmek
  • Deyimler (v.): dikkat kesilmek
  • Deyimler (v.): hayatı bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçmek
  • Deyimler (v.): gözleri akıncaya kadar ağlamak
  • Deyimler (v.): görmezden gelmek
  • Deyimler (v.): gözü ondan başkasını görmemek
  • Deyimler (v.): gözleri kapalı yapabilmek
  • Deyimler (v.): gözünü dört açmak
  • Deyimler (v.): gözünden hiçbir şey kaçırmamak
  • Deyimler (v.): gözüne ilişmek
  • Deyimler (v.): gözleri kan çanağına dönmek
  • Deyimler (v.): göz yummak
  • Deyimler (v.): gözünü açmak
  • Deyimler (v.): gözünü dört açmak
  • Deyimler (v.): gözünü alamamak
  • Deyimler (v.): gözü kapalı yapabilmek
  • Deyimler (v.): gözü açık olmak
  • Deyimler (v.): görmezden gelmek
  • Deyimler (v.): hoşlandığı birine bakmak
  • Deyimler (v.): gözlerinin altı morarmak
  • Deyimler (v.): gözü başkasını görmemek
  • Deyimler (v.): gözü gibi bakmak
  • Deyimler (v.): gözleriyle şahit olmak
  • Deyimler (v.): gözlerini dört açmak
  • Deyimler (v.): gözlerinin içine bakmak
  • Deyimler (v.): gözü kapalı yapabilmek
  • Deyimler (v.): gözlerini alamamak
  • Deyimler (v.): görmezden gelmek
  • Deyimler (v.): gözlerine ziyafet çekmek
  • Deyimler (v.): gözünü açmak
  • Deyimler (v.): gözlerinin feri kaçmış olmak
  • Deyimler (v.): gözünde dolar işareti olmak
  • Deyimler (v.): gözleri kan çanağına dönünceye kadar ağlamak
  • Deyimler (v.): gözünü oymak
  • Deyimler (v.): gözünü çıkarmak
  • Deyimler (v.): gözlerine inanamamak
  • Deyimler (v.): gözleriyle görmek
  • Deyimler (v.): gözünden bir şey kaçmamak
  • Deyimler (v.): gözleri yuvalarından fırlamak
  • Deyimler (v.): gözlerinin altı torbalanmak
  • Deyimler (v.): göz yummak
  • Deyimler (v.): gözlerini dört açmak
  • Deyimler (v.): gözlerini dört açmak
  • Deyimler (v.): gözü kapalı yapabilmek
  • Deyimler (v.): gözü gibi sakınmak
  • Deyimler (v.): göz kırpmak
  • Deyimler (v.): göz kalmak
  • Deyimler (v.): hayatı film şeridi gibi gözlerinin önünden geçmek
  • Deyimler (v.): gözleri kan çanağına dönmek
  • Deyimler (v.): göz etmek
  • Deyimler (v.): gözleri bayram etmek
  • Deyimler (v.): film şeridi gibi gözlerinin önünden geçmek
  • Deyimler (v.): göz devirmek
  • Deyimler (v.): göz yummak
  • Deyimler (v.): hüngür hüngür ağlamak
  • Deyimler (v.): gözlerini kapatmak
  • Deyimler (v.): gözü bir başkasını görememek
  • Deyimler (v.): görmek
  • Deyimler (v.): gözlerini dört açmak
  • Deyimler (v.): gerçek amacını gizlemek
  • Deyimler (v.): gözü aç olmak/davranmak
  • Deyimler (v.): gözlerine inanamamak
  • Deyimler (v.): gözlerine inanamamak
  • Deyimler (v.): göz ucuyla bakmak
  • Deyimler (v.): gözü olmak
  • Deyimler (v.): gözlerini dört açmak
  • Deyimler (v.): gözünü alamamak
  • Deyimler (v.): gözü kapalı yapabilmek
  • Deyimler (v.): gözlerini ve kulaklarını dört açmak
  • Deyimler (v.): gözü olmak
  • Deyimler (v.): gözü yükseklerde olmak
  • Deyimler (v.): gözü yükseklerde olmak
  • Deyimler (v.): gözlerini açmak
  • Deyimler (v.): gözleri yuvalarından fırlamak
  • Deyimler (v.): görmek
  • Deyimler (v.): gözleri başka bir şey görmemek
  • Deyimler (v.): gözünün önüne gelmek
  • Deyimler (v.): gözü kapalı yapabilmek
  • Deyimler (v.): göz pınarları kurumak
  • Deyimler (v.): gözlerinin feri sönmüş olmak
  • Deyimler (v.): gözlerini dört açmak
  • Deyimler (v.): görmek
  • Deyimler (v.): gözlerini alamamak
  • Deyimler (v.): gözleri açılmak
  • Deyimler (v.): göz yummak
  • Deyimler (v.): ilgiyle izlemek
  • Deyimler (v.): jeton düşmek
  • Deyimler (v.): iki gözü iki çeşme ağlamak
  • Deyimler (v.): ilk kez gözüne çarpmak
  • Deyimler (v.): iki gözünün ortasına vurmak
  • Deyimler (v.): ilk kez görmek
  • Deyimler (v.): iki gözü iki çeşme ağlamak
  • Deyimler (v.): iki gözünün ortasına vurmak
  • Deyimler (v.): ilk kez gözüne çarpmak
  • Deyimler (v.): ilk kez görmek
  • Deyimler (v.): kaş göz etmek
  • Deyimler (v.): kafasına dank etmek
  • Deyimler (v.): meşhur/ünlü olma hayalleri kurmak
  • Deyimler (v.): kaleminden kan damlamak
  • Deyimler (v.): kafasının arkasında gözleri olmak
  • Deyimler (v.): kaş göz işareti yapmak
  • Deyimler (v.): meşhur/ünlü olma hayalleri kurmak
  • Deyimler (v.): kazıklamak
  • Deyimler (v.): ne olduğunu anlamak
  • Deyimler (v.): kandırmak
  • Deyimler (v.): şan ve şöhret peşinde koşmak
  • Deyimler (v.): şöhret/magazin meraklısı/takipçisi olmak
  • Deyimler (v.): şaşkınlıktan ağzı açık kalmak
  • Deyimler (v.): pür dikkat olmak
  • Deyimler (v.): şaşırmak
  • Deyimler (v.): şöhret/magazin meraklısı/takipçisi olmak
  • Deyimler (v.): şan ve şöhret peşinde koşmak
  • Deyimler (v.): pür dikkat olmak
  • Deyimler (v.): tüm dikkatiyle izlemek
  • Deyimler (v.): tetikte olmak
  • Deyimler (v.): uçan kuşa borçlu olmak
  • Deyimler (v.): (özellikle bir yemek siparişi verirken) açgözlülük yapmak/etmek
  • Deyimler (v.): (bir şeyi görmek için) gözlerini zorlamak
  • Deyimler (v.): (bir şeye) gırtlağına kadar batmış olmak
  • Deyimler (v.): (özellikle bir yemek siparişi verirken) açgözlülük yapmak/etmek
  • Deyimler (v.): (yoğunluktan vb) bir şeye gömülmüş olmak
  • Deyimler (v.): (birinin) gözünü açmak
  • Deyimler (v.): uçan kuşa borcu olmak
  • Deyimler (v.): ünlülere özenmek
  • Deyimler (v.): (gazeteye vb) göz atmak
  • Deyimler (v.): utanarak gözlerini/başını yere indirmek
  • Deyimler (v.): uyanık olmak
  • Deyimler (v.): (bir tehlikeye vb karşı) birinin gözlerini açmak
  • Deyimler (v.): yüzünü gözünü parçalamak
  • Deyimler (v.): ünlülere özenmek
  • Deyimler (v.): göz gezdirmek
  • Deyimler (v.): üstünden geçmek
  • Deyimler (v.): göz atmak
  • Deyimler (v.): (birini/bir şeyi) gözüne kestirmek
  • Deyimler (v.): (birine/bir şeye) göz dikmek
  • Deyimler (v.): (bir şeyde) gözü kalmak
  • Deyimler (v.): bir şeye göz koymak
  • İfadeler (expr.): göründüğü yaşta
  • İfadeler (expr.): gözünün gördüğü yaşta
  • İfadeler (expr.): yaşını söylemeyip soruyu geçiştirmek için söylenen bir söz
  • İfadeler (expr.): yaş sorulduğunda verilen muğlak cevap
  • İfadeler (expr.): birinin gözünden
  • İfadeler (expr.): başı önünde
  • İfadeler (expr.): gözler ruhun aynasıdır
  • İfadeler (expr.): göz ile temasından kaçınınız
  • İfadeler (expr.): ele güne karşı
  • İfadeler (expr.): gözleri önünde
  • İfadeler (expr.): gözlerinden yaşlar boşanarak
  • İfadeler (expr.): kendi gözümden
  • İfadeler (expr.): kollar düz gözler ileride
  • İfadeler (expr.): (birinin) tam gözünün önünde
  • İfadeler (expr.): (birinin) gözleri önünde
  • İfadeler (expr.): (birinin) gözü önünde
  • İfadeler (expr.): (birine/bir gruba) özel
  • İfadeler (expr.): sadece belli bir kişinin/grubun görmesi için
  • İfadeler (expr.): belirtilen kişiden başkasının görmemesi gereken
  • İfadeler (expr.): (birinin) gözünde
  • İfadeler (expr.): (birinin) nazarında
  • İfadeler (expr.): (birinin) görüşüne/fikrine göre
  • İfadeler (expr.): (birinin) kanısına göre
  • İfadeler (expr.): (birinin) düşüncesine göre
  • İfadeler (expr.): (birinin) değerlendirmesine göre
  • İfadeler (expr.): (birinin) tam gözünün önünde
  • İfadeler (expr.): (birinin) gözleri önünde
  • İfadeler (expr.): (birinin) gözü önünde
  • İfadeler (expr.): gözler ruhun aynasıdır
  • İfadeler (expr.): gözler ruhu yansıtır
  • Atasözü (): güzellik görecelidir
  • Atasözü (): yerin kulağı vardır
  • Atasözü (): gözler ruhun/kalbin aynasıdır

Ayrıca Bakınız

Sözlük Terim Anlamı

Nedir - Ne Demek

Atasözleri ve Deyimler

Telaffuz Okunuşu

İngilizce Sözlük Çeviri

Nasıl Okunur

Turkish Terms

Yayınlanma: Güncellenme:

Bu site genel internet kaynaklarından alınan bilgiler içerir. Kullanım sorumluluğu size aittir. Materyal sahiplerine ait olan içeriklerin, logoların ve telif ihlaliyle ilgili sorumluluğu ilgililere aittir. Bilgilerin doğruluğu ve güncelliği garanti edilmez. Hatalı veya eksik bilgiler için bize iletişim yoluyla bildirin.