Danger's Ne Demek - İngilizce Sözlük

Danger's

"danger's" teriminin Türkçe anlamları:

  • Havacılık (n.): tehlikeli bölge
  • Havacılık (n.): tehlikeli saha
  • Havacılık (n.): tehlike konisi
  • Havacılık (n.): tehlike bölgesi aktivite bilgilendirme servisi
  • Havacılık (n.): tehlike bölgesi geçiş servisi
  • Otomotiv (n.): sürücü mahalinde tehlike
  • Günlük Konuşma Dili (v.): risk altında olmak
  • Günlük Konuşma Dili (v.): tehlikede olmak
  • Günlük Konuşma Dili (n.): her köşesinde tehlike olan bir şehir
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): başına büyük bir tehlike gelecek
  • Yaygın Kullanım (n.): tehlike
  • Genel (v.): tehlikeye atılmak
  • Genel (v.): vartayı atlatmak
  • Genel (v.): hayatını tehlikeye atmak
  • Genel (v.): hayatını tehlikeye sokmak
  • Genel (v.): tehlikeyi savuşturmak
  • Genel (v.): tehlike geçmek
  • Genel (v.): tehlikeden kaçınmak
  • Genel (v.): tehlikenin farkında olmak
  • Genel (v.): tehlike atlatmak
  • Genel (v.): tehlikeden kurtulmak
  • Genel (v.): soyu tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olmak
  • Genel (v.): soyu tükenme tehlikesinde olmak
  • Genel (v.): soyu tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kalmak
  • Genel (v.): tehlike yaşamak
  • Genel (v.): tehlike yaşamak
  • Genel (v.): tehlikeyle burun buruna gelmek
  • Genel (v.): tehlike sezmek
  • Genel (v.): tehlikeyi sezmek
  • Genel (v.): tehlike doğurmak
  • Genel (v.): tehlike kokusu almak
  • Genel (v.): tehlike doğurmak
  • Genel (v.): hayatı tehlikeye girmek
  • Genel (v.): tehlike oluşturmak
  • Genel (v.): tehlike oluşturmak
  • Genel (v.): tehlike oluşturmak
  • Genel (v.): tehlikede bulunmak
  • Genel (v.): tehlikede olmak
  • Genel (v.): tehlike arzetmek
  • Genel (v.): tehlike arz etmek
  • Genel (v.): tehlike teşkil etmek
  • Genel (v.): hayati tehlike atlatmak
  • Genel (v.): tehlikeli bir durum ortaya çıkarmak
  • Genel (v.): tehlikeyi yok etmek
  • Genel (v.): tehlike arz etmek
  • Genel (v.): tehlikeyi atlatmış olmak
  • Genel (v.): zamanaşımına uğrama tehlikesiyle karşı karşıya bulunmak
  • Genel (v.): zamanaşımı tehlikesiyle karşı karşıya olmak
  • Genel (v.): tehlikeye düşmek
  • Genel (v.): tehlikeye neden olmak
  • Genel (v.): tehlikeye düşmek
  • Genel (v.): tehlikeye sebep olmak
  • Genel (v.): tehlikeye sebebiyet vermek
  • Genel (v.): tehlikesi altında olmak
  • Genel (v.): ateş hattında olmak
  • Genel (v.): topun ağzında olmak
  • Genel (v.): tehlikeyi uzaklaştımak
  • Genel (v.): tehlike arz etmek
  • Genel (n.): risk
  • Genel (n.): tehlikeli bölge
  • Genel (n.): tehdit
  • Genel (n.): tehlike hattı
  • Genel (n.): varta
  • Genel (n.): çekince
  • Genel (n.): korku
  • Genel (n.): anız yangını tehlikesi
  • Genel (n.): yangın tehlikesi
  • Genel (n.): tehlike işareti
  • Genel (n.): tehlike
  • Genel (n.): büyük tehlike
  • Genel (n.): büyük tehlike
  • Genel (n.): tehlike bölgesi
  • Genel (n.): büyük tehlike
  • Genel (n.): büyük tehlike
  • Genel (n.): ciddi tehlike
  • Genel (n.): tehlike kategorisi
  • Genel (n.): her türlü tehlike
  • Genel (n.): nesli tükenmekte olan hayvanlar
  • Genel (n.): yaşam tehlikesi
  • Genel (n.): hayat tehlikesi
  • Genel (n.): tehlike sinyali
  • Genel (n.): tehlike sınıfı
  • Genel (n.): tehlike önleme
  • Genel (n.): tehlike işareti
  • Genel (n.): tehlike işareti
  • Genel (n.): tehlike sembolü
  • Genel (n.): olası tehlike
  • Genel (n.): ölüm tehlikesi
  • Genel (n.): alternatif tehlike
  • Genel (n.): tehlike çanları
  • Genel (n.): gizli tehlike
  • Genel (n.): potansiyel tehlike
  • Genel (n.): tehlike anı
  • Genel (n.): yaklaşan tehlike
  • Genel (n.): yaklaşan tehlike
  • Genel (n.): düşme tehlikesi
  • Genel (n.): gizli tehlike
  • Genel (n.): tehlike belirtisi/işareti
  • Genel (n.): mutlak tehlike
  • Genel (n.): kadim tehlike
  • Genel (n.): risk ödemesi
  • Genel (n.): yok olma tehlikesi
  • Genel (n.): başlıca tehlike
  • Genel (n.): ana tehlike
  • Genel (n.): esas tehlike
  • Genel (n.): tehlike çemberi
  • Genel (n.): saf tehlike
  • Genel (n.): tehlike sorumluluğu
  • Genel (adj.): tehlikeyi atlatmış
  • Genel (adj.): tehlikeli
  • Genel (adj.): tehlikesiz
  • Genel (adj.): tehlike dolu
  • Genel (adj.): güvende
  • Genel (adv.): tehlike karşısında
  • Genel (adv.): tehlikede
  • Genel (adv.): risk altında
  • Deyimler (v.): kendini riske atmak
  • Deyimler (v.): risk almak
  • Deyimler (v.): riske girmek
  • Deyimler (v.): ciddi bir hastalıktan kurtulmak
  • Deyimler (v.): ölümün eşiğinden dönmek
  • Deyimler (v.): ölüm listesinden çıkmak
  • Deyimler (adj.): tehlike dolu
  • Deyimler (expr.): tehlike geçti
  • Deyimler (expr.): tehlikeye rağmen (bir şey yapmak)
  • Deyimler (expr.): tehlike altında (bir şey yapmak)
  • Sigorta (n.): yangın tehlikesi
  • Hukuk (n.): açık ve yakın tehlike
  • Hukuk (n.): ağır ve muhakkak tehlike
  • Hukuk (n.): halkı tehlikeye maruz bırakacak sair kabahatler
  • Hukuk (n.): muhtemel olan tehlike
  • Hukuk (n.): muhakkak tehlike
  • Hukuk (n.): tehlike
  • Hukuk (n.): tehlike bertaraf etme
  • Hukuk (n.): tehlikede bulunanları kendi haline bırakma
  • Hukuk (n.): yakın tehlike
  • Meteoroloji (n.): ulusal yangın tehlikesi sıralama sistemi
  • Askeri (n.): tehlike yakın
  • Askeri (n.): torpido tehlike bölgesi
  • Askeri (n.): tehlikeye maruz kalma
  • Askeri (n.): tehlike bölgesi
  • Askeri (n.): tehlike işareti
  • Askeri (n.): tehlikeli hava sahası
  • Askeri (n.): tehlikeli kısım
  • Askeri (n.): torpido tehlike sahası
  • Askeri (n.): tehlikeyi göstermek üzere kullanılan seyir işareti
  • Askeri (n.): tehlikeli hava sahası
  • Askeri (n.): tehlike flaması
  • Askeri (n.): tehlikeli bölge
  • Askeri (n.): tehlikeli saha
  • Askeri (n.): tehlikeli bölge
  • Askeri (n.): tehlike flaması
  • Askeri (n.): tehlike geçti işareti
  • Osmanlı Türkçesi (n.): muhatara
  • İfadeler (expr.): denizi öv, fakat sahilde kal
  • İfadeler (expr.): tehlike anında
  • İfadeler (expr.): tehlike durumunda
  • Politika (n.): abd hükümetinin, terör, kargaşa, isyan ve savaş gibi risklerle karşı karşıya kalmakta olan memurlarına vediği) ek risk/tehdit maaşı
  • Politika (n.): mevcut tehlikeler komitesi
  • Demiryolu (n.): ihbar işareti
  • Konuşma (expr.): bizi orada tehlikeye soktun
  • Konuşma (expr.): beni tehlikeye attın
  • Konuşma (expr.): hayatlarımız tehlikede
  • Konuşma (expr.): hepimizi tehlikeye atıyorsun
  • Konuşma (expr.): hayatının tehlikede olduğunu söylüyor
  • Konuşma (expr.): tehlike geçti
  • Konuşma (expr.): tehlikedesin
  • Konuşma (expr.): tehlikede miyiz?
  • Spor (n.): tehlikeli pozisyon
  • Teknik (n.): ayak ve bacakların tehlikeli bölgelere erişmesine karşı güvenlik mesafeleri
  • Teknik (n.): buzlanma tehlikesi
  • Teknik (n.): buzlanma tehlikesi
  • Teknik (n.): duyulur tehlike sinyalleri
  • Teknik (n.): duyulabilir tehlike sinyalleri
  • Teknik (n.): dokunsal tehlike işaretleri
  • Teknik (n.): el ve kolların tehlikeli bölgelere erişmesine karşı güvenlik mesafeleri
  • Teknik (n.): feyezan tehlikesi
  • Teknik (n.): görsel tehlike sinyalleri
  • Teknik (n.): kayma tehlikesi
  • Teknik (n.): kayma çekincesi
  • Teknik (n.): sesli tehlike sinyalleri
  • Teknik (n.): sesli ve görsel tehlike ve bilgi sinyal sistemleri
  • Teknik (n.): tehlike
  • Teknik (n.): tehlike zonu
  • Ticaret / Ekonomik (n.): belirgin tehlike
  • Ticaret / Ekonomik (n.): görünür tehlike
  • Ticaret / Ekonomik (n.): olağanüstü tehlike
  • Ticaret / Ekonomik (n.): tehlike kaynağı
  • Ticaret / Ekonomik (n.): tehlikeli durumlar için ödenen para/tehlike ödemesi

Ayrıca Bakınız

Sözlük Terim Anlamı

Nedir - Ne Demek

Atasözleri ve Deyimler

Telaffuz Okunuşu

İngilizce Sözlük Çeviri

Nasıl Okunur

Turkish Terms

Yayınlanma: Güncellenme:

Bu site genel internet kaynaklarından alınan bilgiler içerir. Kullanım sorumluluğu size aittir. Materyal sahiplerine ait olan içeriklerin, logoların ve telif ihlaliyle ilgili sorumluluğu ilgililere aittir. Bilgilerin doğruluğu ve güncelliği garanti edilmez. Hatalı veya eksik bilgiler için bize iletişim yoluyla bildirin.