Crack- Ne Demek - İngilizce Sözlük

Crack-

"crack-" teriminin Türkçe anlamları:

  • Günlük Konuşma Dili (v.): birini güldürmek
  • Günlük Konuşma Dili (v.): dili çözülmek
  • Günlük Konuşma Dili (v.): ötmeye başlamak
  • Günlük Konuşma Dili (v.): ağzındaki baklayı çıkarmak
  • Günlük Konuşma Dili (v.): (kasa) patlatmak
  • Günlük Konuşma Dili (v.): (kasa) içine girmek
  • Günlük Konuşma Dili (v.): bir bira açmak
  • Günlük Konuşma Dili (v.): teneke bira açmak
  • Günlük Konuşma Dili (v.): küstahça konuşmak
  • Günlük Konuşma Dili (v.): küçümseyici yorumlarda bulunmak
  • Günlük Konuşma Dili (v.): iğneleyici konuşmak
  • Günlük Konuşma Dili (v.): laf sokmak
  • Günlük Konuşma Dili (v.): dokundurmak
  • Günlük Konuşma Dili (n.): çatlak bir kahkaha
  • Günlük Konuşma Dili (n.): kötü/kaba söz
  • Günlük Konuşma Dili (n.): zorlu rakip
  • Günlük Konuşma Dili (n.): şaka
  • Günlük Konuşma Dili (n.): espri
  • Günlük Konuşma Dili (n.): dokundurma
  • Günlük Konuşma Dili (n.): taş
  • Günlük Konuşma Dili (n.): iğneli söz
  • Günlük Konuşma Dili (n.): deneme
  • Günlük Konuşma Dili (n.): hamle
  • Günlük Konuşma Dili (n.): girişme
  • Günlük Konuşma Dili (n.): birim
  • Günlük Konuşma Dili (n.): tek seferlik kullanım
  • Günlük Konuşma Dili (n.): (insan için) mükemmel
  • Günlük Konuşma Dili (n.): (insan için) üst düzey
  • Günlük Konuşma Dili (n.): muhteşem
  • Günlük Konuşma Dili (n.): motosiklette, sürücünün arkasındaki ek oturma yeri
  • Günlük Konuşma Dili (n.): (motosiklette) arka oturak
  • Günlük Konuşma Dili (n.): motosiklette, sürücünün arkasındaki ek oturma yeri
  • Günlük Konuşma Dili (n.): (motosiklette) arka oturak
  • Günlük Konuşma Dili (adj.): deli
  • Günlük Konuşma Dili (adj.): kafadan çatlak
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): sabahın köründe
  • Günlük Konuşma Dili (expr.): sabahın ilk ışığında
  • Yaygın Kullanım (v.): yarılmak
  • Yaygın Kullanım (v.): çatlamak
  • Yaygın Kullanım (n.): çatırtı
  • Yaygın Kullanım (n.): çatlak
  • Genel (v.): güçten düşmek
  • Genel (v.): çökmek
  • Genel (v.): son vermek için bir şeyin üstüne gitmek
  • Genel (v.): çıtlatmak
  • Genel (v.): çatırdamak
  • Genel (v.): şaklamak
  • Genel (v.): kamçı şaklatmak
  • Genel (v.): çözmek (şifreyi)
  • Genel (v.): müsamaha etmekten vazgeçip sert davranmaya başlamak
  • Genel (v.): espri yapmak
  • Genel (v.): çatlatmak
  • Genel (v.): çatlamak
  • Genel (v.): çökmek
  • Genel (v.): patlamak
  • Genel (v.): açmak (kasayı)
  • Genel (v.): çatallaşmak (ses)
  • Genel (v.): çatırdatmak
  • Genel (v.): dağılmak
  • Genel (v.): ayrılmak
  • Genel (v.): zorlamak
  • Genel (v.): yarmak
  • Genel (v.): övmek
  • Genel (v.): yıkılmak
  • Genel (v.): takılmak
  • Genel (v.): dağıtmak
  • Genel (v.): şaklatmak
  • Genel (v.): kütürdemek
  • Genel (v.): şaka yapmak
  • Genel (v.): kırılmak
  • Genel (v.): şaka yapmak
  • Genel (v.): kırmak
  • Genel (v.): aşırı önlem almak
  • Genel (v.): sert önlemler almak
  • Genel (v.): vurmak
  • Genel (v.): güldürücü öykü anlatmak
  • Genel (v.): parmak çıtlatmak
  • Genel (v.): çekirdek çitlemek
  • Genel (v.): karpuz çatlatmak
  • Genel (v.): parmak çıtlatmak
  • Genel (v.): parmak kütletmek
  • Genel (v.): pencereyi aralık bırakmak
  • Genel (v.): camı aralamak
  • Genel (v.): camı aralık bırakmak
  • Genel (v.): sinir krizi geçirmek
  • Genel (v.): sinir krizi geçirmek
  • Genel (v.): sinirsel çöküntü yaşamak
  • Genel (v.): sinirsel çöküntü yaşamak
  • Genel (v.): kafatası çatlamak
  • Genel (v.): taş kokain çekerken yakalanmak
  • Genel (v.): krek çekerken yakalanmak
  • Genel (v.): tavaya yumurta kırmak
  • Genel (v.): ceviz kırmak
  • Genel (n.): sabahın körü
  • Genel (n.): şırak
  • Genel (n.): hızlı darbe
  • Genel (n.): çetin ceviz
  • Genel (n.): çarpma
  • Genel (n.): espri
  • Genel (n.): çatırtı
  • Genel (n.): demir leblebi
  • Genel (n.): çatlak genişliği
  • Genel (n.): patlama
  • Genel (n.): as
  • Genel (n.): özür
  • Genel (n.): vuruş
  • Genel (n.): çatlaklık
  • Genel (n.): çetin ceviz
  • Genel (n.): taş kokain
  • Genel (n.): şaklama
  • Genel (n.): krek kokain
  • Genel (n.): keskin nişancı
  • Genel (n.): birinci sınıf şey
  • Genel (n.): çıt
  • Genel (n.): deneme
  • Genel (n.): aralık
  • Genel (n.): kabuk çatlağı
  • Genel (n.): çene çalma
  • Genel (n.): güçten düşme
  • Genel (n.): bitirim
  • Genel (n.): çatlak ilerlemesi
  • Genel (n.): çatlak bulucu
  • Genel (n.): çatlak
  • Genel (n.): yarık
  • Genel (n.): yıkılma
  • Genel (n.): çökme
  • Genel (n.): kılcal çatlak
  • Genel (n.): hamileliği sırasında krek kokain kullanan annenin doğurduğu çocuk
  • Genel (n.): çatırdama
  • Genel (n.): keskin nişancı
  • Genel (n.): mahşer günü
  • Genel (n.): kıyamet günü
  • Genel (n.): usta bir nişancı
  • Genel (n.): kıç çatalı
  • Genel (n.): kaza
  • Genel (n.): buz çatlağı
  • Genel (n.): çatlak gözlemcisi
  • Genel (n.): çatlak monitörü
  • Genel (adj.): başarılı
  • Genel (adj.): yetenekli
  • Genel (adj.): delice
  • Genel (adj.): kafadan sakat
  • Genel (adj.): kafadan çatlak
  • Genel (adj.): kafadan kontak
  • Genel (adj.): çatlak
  • Genel (adj.): kaçık
  • Genel (adv.): şafak sökümünde
  • Deyimler (v.): birine fırsat tanımak/vermek
  • Deyimler (v.): birine şans tanımak/vermek
  • Deyimler (v.): (bir maçta) ilk sayısını yapmak
  • Deyimler (v.): (bir maçta) iyi bir açılış yapmak
  • Deyimler (v.): sayı yapmaya başlamak
  • Deyimler (v.): şeytanın bacağını kırmak
  • Deyimler (v.): (bir maçta) ilk sayısını yapmak
  • Deyimler (v.): (bir maçta) iyi bir açılış yapmak
  • Deyimler (v.): sayı yapmaya başlamak
  • Deyimler (v.): şeytanın bacağını kırmak
  • Deyimler (v.): bir sorunu ya da gizemi çözmek
  • Deyimler (v.): açıklığa kavuşturmak
  • Deyimler (v.): zor problemlere açıklık getirmek
  • Deyimler (v.): bir şeyi çatlatmak/yarmak
  • Deyimler (v.): balatayı yakmak
  • Deyimler (v.): bir şeyde şansını denemek
  • Deyimler (v.): bir şeyi çatlatmak/yarmak
  • Deyimler (v.): balatayı sıyırmak
  • Deyimler (v.): birine bir fırsat vermek
  • Deyimler (v.): birisine fırsat vermek
  • Deyimler (v.): bir şeyi tecrübe etmek
  • Deyimler (v.): bir şeyi tecrübe etmek
  • Deyimler (v.): bir şeyi denemek
  • Deyimler (v.): bir işi gerektiğinden fazla güç veya çabayla yapmak
  • Deyimler (v.): birisine şans tanımak
  • Deyimler (v.): bir şeyde şansını denemek
  • Deyimler (v.): birine bir şans vermek
  • Deyimler (v.): bir denemek
  • Deyimler (v.): bir şeyi denemek
  • Deyimler (v.): çatlamak
  • Deyimler (v.): despot davranışlar sergilemek
  • Deyimler (v.): güzel bir espri patlatmak
  • Deyimler (v.): espri patlatmak
  • Deyimler (v.): gülmekten ölmek
  • Deyimler (v.): gülmekten yarılmak
  • Deyimler (v.): gül gül ölmek
  • Deyimler (v.): fıkra patlatmak
  • Deyimler (v.): girişimde/teşebbüste bulunmak
  • Deyimler (v.): girişimde/teşebbüste bulunmak
  • Deyimler (v.): iş yükünden/stresinden bunalıma girmek
  • Deyimler (v.): kapıyı birazcık aralamak
  • Deyimler (v.): ortaya çıkarmak
  • Deyimler (v.): orantısız güç kullanmak
  • Deyimler (v.): kahkahalara boğulmak
  • Deyimler (v.): kamçıyı eline almak
  • Deyimler (v.): şaka yapmak
  • Deyimler (v.): son bir girişimde bulunmak
  • Deyimler (v.): şalteri atmak
  • Deyimler (v.): şansını denemek
  • Deyimler (v.): şakalar yapmak
  • Deyimler (v.): soyup soğana çevirmek
  • Deyimler (v.): sırası gelmek
  • Deyimler (v.): son bir deneme yapmak
  • Deyimler (v.): son bir deneme yapmak
  • Deyimler (v.): riske girmek
  • Deyimler (v.): sırrını çözmek
  • Deyimler (v.): sırası gelmek
  • Deyimler (v.): şampanyayı patlatmak
  • Deyimler (v.): son bir girişimde bulunmak
  • Deyimler (v.): şansını denemek
  • Deyimler (v.): riske girmek
  • Deyimler (v.): tebessüm etmek
  • Deyimler (v.): tepesi atmak
  • Deyimler (v.): tükenmek
  • Deyimler (v.): (kutlama amacıyla) bir şişe açmak
  • Deyimler (v.): (bir skandalı) gözler önüne sermek/ortaya çıkarmak
  • Deyimler (v.): yumurtayı balyozla kırmak
  • Deyimler (v.): (kutlama amacıyla) bir şişe açmak
  • Deyimler (v.): (sağlık açısından) çökmek
  • Deyimler (v.): yetkisini tümüyle kullanmak
  • Deyimler (v.): (bir skandalı) gözler önüne sermek/ortaya çıkarmak
  • Deyimler (v.): (listede vb) zirveye ulaşmak
  • Deyimler (v.): zor bir sorunu çözmek
  • Deyimler (v.): bir gizemi çözmek
  • Deyimler (v.): bir sırrı açığa çıkarmak
  • Deyimler (v.): bir bilinmezi ortaya çıkarmak
  • Deyimler (v.): orantısız güç kullanmak
  • Deyimler (v.): basit bir işi gereğinden fazla çaba harcayarak halletmek
  • Deyimler (v.): fındık kırmak için balyoz kullanmak
  • Deyimler (v.): (bir şeyde) ilk sırada yer almak
  • Deyimler (v.): (bir şeyde) ilk fırsatı yakalamak
  • Deyimler (v.): (bir şeyde) önceliği olmak
  • Deyimler (v.): (bir şeyi) ilk yapan olmak
  • Deyimler (v.): (bir şeyde) ilk sırada yer almak
  • Deyimler (v.): (bir şeyde) ilk fırsatı yakalamak
  • Deyimler (v.): (bir şeyde) önceliği olmak
  • Deyimler (v.): orantısız güç kullanmak
  • Deyimler (v.): basit bir işi gereğinden fazla çaba harcayarak halletmek
  • Deyimler (v.): fındık kırmak için balyoz kullanmak
  • Deyimler (v.): basit bir işi gereğinden fazla çaba harcayarak halletmek
  • Deyimler (v.): fındık kırmak için balyoz kullanmak
  • Deyimler (v.): (bir şeyde) ilk sırada yer almak
  • Deyimler (v.): (bir şeyde) ilk fırsatı yakalamak
  • Deyimler (v.): (bir şeyde) önceliği olmak
  • Deyimler (v.): bir işi gereğinden fazla güç/kaynak kullanarak yapmak
  • Deyimler (v.): bir iş için gereksiz güç/kaynak kullanmak
  • Deyimler (v.): yumurtayı balyozla kırmak
  • Deyimler (v.): orantısız güç kullanmak
  • Deyimler (n.): zor biri/mesele/durum/iş
  • Deyimler (n.): meşakkatli şey
  • Deyimler (n.): bir şeyde ilk deneyim/girişim
  • Deyimler (n.): çetin ceviz
  • Deyimler (n.): çetin ceviz
  • Deyimler (n.): çetin ceviz
  • Deyimler (n.): çetin ceviz
  • Deyimler (n.): çetin ceviz
  • Deyimler (n.): eşit fırsat
  • Deyimler (n.): eşit fırsat
  • Deyimler (n.): ele geçen şans
  • Deyimler (n.): eşit şans
  • Deyimler (n.): kendini kanıtlayabilme fırsatı
  • Deyimler (n.): verilecek uygun şans
  • Deyimler (n.): zorlu rakip
  • Deyimler (n.): fırsat
  • Deyimler (n.): hak edilen fırsat
  • Deyimler (n.): uygun fırsat
  • Deyimler (n.): anlaşılması güç durum
  • Deyimler (n.): içinden çıkılması güç durum
  • Deyimler (n.): kapalı kutu
  • Deyimler (n.): çözmesi zor kimse
  • Deyimler (n.): çetin ceviz
  • Deyimler (n.): zorlu rakip
  • Deyimler (n.): kapalı kutu
  • Deyimler (n.): çetin ceviz
  • Deyimler (n.): zorlu rakip
  • Deyimler (n.): kapalı kutu
  • Deyimler (n.): çetin ceviz
  • Deyimler (n.): zorlu rakip
  • Deyimler (n.): kapalı kutu
  • Deyimler (expr.): bir şeyi başarmak için bir şeylerden vazgeçmen gerek
  • Deyimler (expr.): karga bokunu yemeden
  • Deyimler (expr.): sabahın köründe
  • Deyimler (expr.): sabah sabah
  • İfadeler (v.): artırmak
  • İfadeler (v.): aman vermemek
  • İfadeler (v.): aşırı önlem almak
  • İfadeler (v.): göz açtırmamak
  • İfadeler (v.): sıkıştırmak
  • İfadeler (v.): sıkı önlem almak
  • İfadeler (v.): yarılmak
  • İfadeler (v.): (yolsuzlukların) üzerine gitmek
  • İfadeler (v.): (bir şeyi) yarmak
  • İfadeler (v.): (bir şeyin) içinden geçip gitmek
  • İfadeler (v.): zor bir durumun üstesinden gelmek
  • İfadeler (v.): zor bir durumdan çıkmak
  • İfadeler (v.): kurtulmak
  • İfadeler (expr.): bir önyargıyı yıkmak atomu parçalamaktan zordur
  • İfadeler (expr.): yumurtaları kırmadan omlet yapamazsın
  • İfadeler (expr.): omlet yapmak için birkaç yumurta kırman gerekir
  • İfadeler (expr.): bir şeyleri başarmak için birilerini incitmekten başka şansın yok
  • Atasözü (): emeksiz yemek olmaz
  • Argo (v.): kıçı zora girmek
  • Argo (v.): kıçı sıkışmak
  • Argo (v.): aklını kaçırmak
  • Argo (v.): aklını yitirmek
  • Argo (v.): balatayı sıyırmak
  • Argo (v.): birine vurulmak
  • Argo (v.): birine asılmak
  • Argo (v.): birkaç bira içmek
  • Argo (v.): çadırı kurmak
  • Argo (v.): çıldırmak
  • Argo (v.): cozutmak
  • Argo (v.): delirmek
  • Argo (v.): ereksiyon olmak
  • Argo (v.): erekte olmak
  • Argo (v.): kafayı çizmek
  • Argo (v.): kafayı sıyırmak
  • Argo (v.): özel bir durumun şerefine şampanya patlatmak
  • Argo (v.): kafayı yemek
  • Argo (v.): kitabın kapağını bile açmamak
  • Argo (v.): penisi sertleşmek
  • Argo (v.): tozutmak
  • Argo (v.): yeni bir şişe açmak
  • Argo (n.): alem evi
  • Argo (n.): ağıza alınmayacak söz/küfür
  • Argo (n.): taş kokain
  • Argo (n.): çatlak
  • Argo (n.): çatal
  • Argo (n.): elit birlikler
  • Argo (n.): göt çatalı
  • Argo (n.): göt çatalı
  • Argo (n.): göt çatalı
  • Argo (n.): kaba söz
  • Argo (n.): kıç çatalı
  • Argo (n.): kıç çatalı
  • Argo (n.): kıç çatalı
  • Argo (n.): kokain
  • Argo (n.): küfür
  • Argo (n.): uyuşturucu satılan ev
  • Argo (n.): uyuşturucu satılan yer
  • Argo (n.): (kıç) çatal
  • Argo (n.): kıç çatalı
  • Argo (n.): vulvanın dudakları arasındaki yarık
  • Argo (n.): hatun
  • Argo (n.): karı
  • Argo (n.): kristalin
  • Argo (n.): içilebilir kokain
  • Argo (n.): taş kokain
  • Argo (adj.): kafayı sıyırmış
  • Argo (expr.): çılgın
  • Argo (expr.): deli
  • Argo (expr.): kaçık
  • Argo (expr.): karga bokunu yemeden
  • Konuşma (expr.): kapımı biraz açık bırak
  • Teknik (n.): basma çatlağı
  • Teknik (n.): bağlantı çatlağı
  • Teknik (n.): beton çatlağı
  • Teknik (n.): boyuna köşe çatlağı
  • Teknik (n.): boyuna yüzey çatlağı
  • Teknik (n.): boyun çatlağı (cam)
  • Teknik (n.): boyuna çatlak
  • Teknik (n.): büzülme çatlağı
  • Teknik (n.): bilezik altı çatlağı
  • Teknik (n.): büzülmenin yol açtığı çatlak
  • Teknik (n.): çatlak büyümesi
  • Teknik (n.): çatlak yayılması
  • Teknik (n.): çapraz çatlak
  • Teknik (n.): çatlak ilerlemesi
  • Teknik (n.): çatlak ilerleme hassasiyeti
  • Teknik (n.): çatlak hızı
  • Teknik (n.): çatlak ucu
  • Teknik (n.): çatlak durdurucu
  • Teknik (n.): çatlak düzlemi konumu
  • Teknik (n.): çatlak muayenesi
  • Teknik (n.): çatlak oluşma sıcaklığı
  • Teknik (n.): çatlak algılayıcı
  • Teknik (n.): çatlak önleyici teçhizat
  • Teknik (n.): çatlak boyu
  • Teknik (n.): çatlak kontrolü
  • Teknik (n.): çatlak biçimi
  • Teknik (n.): çatlak büyüme hızı
  • Teknik (n.): çatlak ilerleme hızı
  • Teknik (n.): çatlak oluşumu
  • Teknik (n.): çatlak açılım kayması
  • Teknik (n.): çatlak dallanması
  • Teknik (n.): çatlak ağzı
  • Teknik (n.): çatlağın ilk büyüklüğü
  • Teknik (n.): çatlak çekirdeklenmesi
  • Teknik (n.): çatlak ağzı açılımı kayması
  • Teknik (n.): çekme çatlağı
  • Teknik (n.): çatlak ilerlemesi mukavemeti
  • Teknik (n.): çatlak içitimi
  • Teknik (n.): çatlak ucu gerilim yoğunluğu
  • Teknik (n.): çatlak önleyici teçhizat
  • Teknik (n.): çatlama
  • Teknik (n.): çatlak uzaması
  • Teknik (n.): çamur çatlağı
  • Teknik (n.): çatlak yüzeyi
  • Teknik (n.): çatlak eni
  • Teknik (n.): çatlama
  • Teknik (n.): çatlak izi
  • Teknik (n.): çatlak bulucu
  • Teknik (n.): çatlak
  • Teknik (n.): çatlak büyüklüğü
  • Teknik (n.): çatlak düzlemi
  • Teknik (n.): çatlak saptırma
  • Teknik (n.): çekme çatlağı
  • Teknik (n.): çatlak yüzeyi kayması
  • Teknik (n.): çatlak durdurma
  • Teknik (n.): çatlak eğilmesi
  • Teknik (n.): çatlak bölgesi
  • Teknik (n.): çentikli borular üzerindeki yavaş çatlak ilerlemesi
  • Teknik (n.): çatlak açıklığı
  • Teknik (n.): çatlak başlaması
  • Teknik (n.): çatlak derinliği
  • Teknik (n.): çatlak ilerleme deneyi
  • Teknik (n.): çatlak detektörü
  • Teknik (n.): çatlak ucu kayması
  • Teknik (n.): çatlak oluşması
  • Teknik (n.): çatlak önü
  • Teknik (n.): çatlak başlatma gerilimi
  • Teknik (n.): çatlak uzunluğu
  • Teknik (n.): dağlama çatlağı
  • Teknik (n.): daralma çatlağı
  • Teknik (n.): daralma çatlağı
  • Teknik (n.): dengesiz çatlak
  • Teknik (n.): duvar çatlağı
  • Teknik (n.): dikişaltı çatlağı
  • Teknik (n.): dip çatlağı
  • Teknik (n.): diyagonal çatlak
  • Teknik (n.): dikey çatlak
  • Teknik (n.): enine çatlak
  • Teknik (n.): enine çatlak
  • Teknik (n.): elektromanyetik çatlak sezici
  • Teknik (n.): elektrikli mıknatıssal çatlak sezici
  • Teknik (n.): fisür suyu
  • Teknik (n.): fiziksel çatlak büyüklüğü
  • Teknik (n.): etkin çatlak büyüklüğü
  • Teknik (n.): fisür
  • Teknik (n.): griffith çatlak modeli
  • Teknik (n.): haç şekilnde oluşan çatlak
  • Teknik (n.): gevrek çatlak ilerlemesi
  • Teknik (n.): hadde çatlağı
  • Teknik (n.): griffith çatlak kuramı
  • Teknik (n.): genişlemenin yol açtığı çatlak
  • Teknik (n.): genleşme çatlağı
  • Teknik (n.): gerilim çatlağı
  • Teknik (n.): haddeleme çatlağı
  • Teknik (n.): gevrek çatlak
  • Teknik (n.): hızlı çatlak ilerlemesine direnci
  • Teknik (n.): hızlı çatlak ilerlemesine mukavemet
  • Teknik (n.): hilalsi çatlak
  • Teknik (n.): hertz çatlağı
  • Teknik (n.): ısı çatlağı
  • Teknik (n.): ince çatlak
  • Teknik (n.): ısıl gerilmenin yol açtığı çatlak
  • Teknik (n.): ısıl çatlak
  • Teknik (n.): ısıl çatlama
  • Teknik (n.): ısı çatlağı
  • Teknik (n.): kalıp çatlağı
  • Teknik (n.): kabuksu çatlak
  • Teknik (n.): kabuk çatlağı
  • Teknik (n.): kılcal çatlak
  • Teknik (n.): kesintili çatlak ilerlemesi
  • Teknik (n.): kılcal çatlak
  • Teknik (n.): kaynak çatlağı
  • Teknik (n.): kırılma sıcaklığı
  • Teknik (n.): katılaşma çekintisi çatlağı
  • Teknik (n.): katılaşma çekmesi çatlağı
  • Teknik (n.): kılcal çatlak
  • Teknik (n.): konik çatlak oluşması
  • Teknik (n.): köşe çatlağı
  • Teknik (n.): kurutma çatlağı
  • Teknik (n.): kritik çatlak boyu
  • Teknik (n.): korozyon çatlağı
  • Teknik (n.): kök çatlağı
  • Teknik (n.): külçe çatlağı
  • Teknik (n.): mekanik çatlak
  • Teknik (n.): manyetik çatlak kontrolü
  • Teknik (n.): mikro çatlak
  • Teknik (n.): mikro çatlak
  • Teknik (n.): normal dikey gerilme çatlağı
  • Teknik (n.): orta çatlağı
  • Teknik (n.): oval çatlak yanayı
  • Teknik (n.): önceden oluşmuş çatlak
  • Teknik (n.): önçatlak uzunluğu
  • Teknik (n.): özgün çatlak büyüklüğü
  • Teknik (n.): önceden mevcut olan çatlak
  • Teknik (n.): pencere fugası
  • Teknik (n.): plastik akma çatlağı
  • Teknik (n.): polimer bağlayıcılı çatlak enjeksiyon mamul
  • Teknik (n.): rötre
  • Teknik (n.): rötre çatlağı
  • Teknik (n.): pulsu çatlak
  • Teknik (n.): soğuk çatlama sıcaklığı
  • Teknik (n.): sır çatlağı
  • Teknik (n.): soğuk çatlak
  • Teknik (n.): soğukta kırılma sıcaklığı
  • Teknik (n.): sıcak çatlak
  • Teknik (n.): soğuma çatlağı
  • Teknik (n.): sünek çatlak ilerlemesi
  • Teknik (n.): suverme çatlağı
  • Teknik (n.): son kırma

Ayrıca Bakınız

Sözlük Terim Anlamı

Nedir - Ne Demek

Atasözleri ve Deyimler

Telaffuz Okunuşu

İngilizce Sözlük Çeviri

Nasıl Okunur

Turkish Terms

Yayınlanma: Güncellenme:

Bu site genel internet kaynaklarından alınan bilgiler içerir. Kullanım sorumluluğu size aittir. Materyal sahiplerine ait olan içeriklerin, logoların ve telif ihlaliyle ilgili sorumluluğu ilgililere aittir. Bilgilerin doğruluğu ve güncelliği garanti edilmez. Hatalı veya eksik bilgiler için bize iletişim yoluyla bildirin.