Butt's
"butt's" teriminin Türkçe anlamları:
- Havacılık (n.): buton
- Havacılık (n.): düğme
- Havacılık (n.): kok nervür
- Havacılık (n.): takviye şeridi
- Havacılık (n.): yakma alın kaynağı
- Arıcılık (n.): samandan örülerek yapılan sepet kovan
- Otomotiv (n.): çift v alın kaynağı
- Otomotiv (n.): düz kesimli ağız
- Otomotiv (n.): düz kesimli ağızlı segman
- Otomotiv (n.): düz kesimli segman ağızı
- Otomotiv (n.): ı-şekilli alın kaynağı
- Otomotiv (n.): kablo uzatması
- Otomotiv (n.): küt ek
- Otomotiv (n.): küt ek kaynağı
- Otomotiv (n.): küt ek
- Otomotiv (n.): metal soy gazlı alın kaynağı
- Otomotiv (n.): takviye bağlantısı
- Otomotiv (n.): tek pasolu alın kaynağı
- Otomotiv (n.): tek taraflı v alın kaynağı
- Botanik (n.): sert lifli kabuğu olan bir avustralya okaliptüsü
- Botanik (n.): tüylü gövdesi olan çeşitli okaliptüs türlerine verilen ad
- Botanik (n.): bangalay
- Botanik (n.): bir avustralya ağacı
- İngiliz Argosu (n.): adi
- Günlük Konuşma Dili (v.): sonra içmek üzere sigaranın (yanan) ucunu koparmak
- Günlük Konuşma Dili (v.): daha sonra içmek üzere sigarayı kırmak
- Günlük Konuşma Dili (v.): yanan sigaranın ucunu koparmak
- Günlük Konuşma Dili (v.): harika/mükemmel olmak
- Günlük Konuşma Dili (v.): müdahale etmek
- Günlük Konuşma Dili (expr.): defol!
- Günlük Konuşma Dili (expr.): kaybol!
- Yaygın Kullanım (n.): popo
- Yaygın Kullanım (n.): kıç
- Yaygın Kullanım (n.): izmarit
- İnşaat (n.): bilyeli menteşe
- İnşaat (n.): kıyıdan uzak şantiyede nakil boru hatlarının alın kaynağı
- İnşaat (n.): yükseltir menteşe
- Balıkçılık (n.): kamış oltada içinden misinanın geçtiği ele en yakın yerdeki en büyük çaplı kılavuz
- Balıkçılık (n.): kamış dayama
- Balıkçılık (n.): kılavuz
- Ormancılık (n.): dip tomruğa
- Ormancılık (n.): gövdenin birinci tomruğu
- Genel (v.): bir konuşmayı ya da eylemi bölmek
- Genel (v.): boynuzlamak
- Genel (v.): burnunu sokmak
- Genel (v.): karışmak
- Genel (v.): burnunu sokmak
- Genel (v.): karışmak
- Genel (v.): dipçiklemek
- Genel (v.): tokuşturmak
- Genel (v.): araya girmek
- Genel (v.): süsmek
- Genel (v.): toslamak
- Genel (v.): kafa atmak
- Genel (v.): tos vurmak
- Genel (v.): hedef olmak
- Genel (v.): karışmak (birisine)
- Genel (v.): karışmak
- Genel (v.): uç uca birleştirmek
- Genel (v.): uç uca gelmek
- Genel (v.): (konuşmada) araya girmek
- Genel (v.): lafı kesmek
- Genel (v.): sözü kesmek
- Genel (v.): arabayla (ağaca vb) çarpmak
- Genel (v.): toslamak
- Genel (v.): kafa atmak
- Genel (v.): izmarit atmak
- Genel (v.): tos atmak
- Genel (n.): kafa
- Genel (n.): hedef
- Genel (n.): tabanca kabzası
- Genel (n.): dipçik
- Genel (n.): kafa atma
- Genel (n.): sap
- Genel (n.): dip kısım
- Genel (n.): dip
- Genel (n.): varil
- Genel (n.): alay konusu kimse
- Genel (n.): maskara
- Genel (n.): nişan
- Genel (n.): elalemin maskarası
- Genel (n.): izmarit
- Genel (n.): uç
- Genel (n.): dipçik
- Genel (n.): tos
- Genel (n.): dipçik
- Genel (n.): fıçı
- Genel (n.): izmarit
- Genel (n.): su fıçısı
- Genel (n.): yağmur suyu fıçısı
- Genel (n.): dolgun kalça
- Genel (n.): omuz vurma/atma
- Genel (n.): telefon sahibinin isteği dışında (genellikle yanlışlıkla telefon kilidinin devre dışı kaldığı durumlarda) gelişen yanlış arama
- Genel (n.): bel gamzesi
- Genel (n.): kıç çatalı
- Genel (n.): kalça yanağı
- Genel (n.): sigara izmariti
- Genel (adj.): anadan üryan
- Genel (adj.): anadan doğma
- Genel (adj.): bebek poposu kadar pürüzsüz
- Genel (adj.): bebek poposu gibi pürüzsüz
- Avcılık (n.): dipçik demiri
- Avcılık (n.): dipçik
- Avcılık (n.): dipçiğin dibine takılan tabla
- Avcılık (n.): kabza
- Avcılık (n.): katlanabilir dipçik
- Deyimler (v.): alay konusu olmak
- Deyimler (v.): canının dişine takarak çalışmak
- Deyimler (v.): dayak atıp öttürmek/isimler verdirtmek
- Deyimler (v.): hiç şansı olmamak
- Deyimler (v.): lafa girmek
- Deyimler (v.): kaş yapayım derken göz çıkarmak
- Deyimler (v.): topun ağzında olmak
- Deyimler (n.): alay konusu
- Deyimler (n.): şakanın/esprinin hedefi
- Deyimler (expr.): aklını başından alacak
- Deyimler (expr.): aşırı sıcak
- Deyimler (expr.): cehennem gibi sıcak
- Deyimler (expr.): cehennem kadar sıcak
- Deyimler (expr.): çok sıcak
- Deyimler (expr.): iki eliyle bir işi beceremeyen
- Deyimler (expr.): kendinden geçeceksin
- Deyimler (expr.): son derece aptal veya beceriksiz
- Deyimler (expr.): yerinde duramayacaksın
- Denizcilik (v.): geminin tabanındaki borda kaplamasını gevşetmek
- Denizcilik (n.): saç levhası birleşme hattı
- Denizcilik (n.): soğra
- Denizcilik (n.): sokra
- Denizcilik (n.): sukra
- Denizcilik (adj.): tahtaları iki kat halinde üst üste getirilerek sabit genişlik oluşturulmuş
- Tamirci (n.): alın kaynağı
- Tamirci (n.): düz ek kaynağı
- Askeri (n.): atış destek duvarı
- Askeri (n.): dipçik tabanı
- Askeri (n.): dipçik taban levhası
- Askeri (n.): dipçikleme
- Askeri (n.): dipçik
- Askeri (n.): dipçikle vurma
- Askeri (n.): hedef çukuru koruma duvarı
- Askeri (n.): sabit dipçik
- İfadeler (v.): çarpışmak
- İfadeler (v.): hızla çarpmak
- İfadeler (expr.): belki çıkmaz ayın son çarşambasında
- Argo (v.): canını sıkmak
- Argo (v.): öfkelendirmek
- Argo (v.): sinirlendirmek
- Argo (v.): tilt etmek
- Argo (v.): rahatsız etmek
- Argo (v.): kıçını yırtmak
- Argo (v.): tüm gücüyle/canla başla/var gücüyle çalışmak/çabalamak
- Argo (v.): sıkı çalışmak
- Argo (v.): ensesinde boza pişirmek
- Argo (v.): ensesine binmek
- Argo (v.): sıkıştırmak
- Argo (v.): zorlamak
- Argo (v.): başının etini yemek
- Argo (v.): illallah dedirtmek
- Argo (v.): bezdirmek
- Argo (v.): bıktırmak
- Argo (v.): dırdır etmek
- Argo (v.): söylenmek
- Argo (v.): haşlamak
- Argo (v.): paylamak
- Argo (v.): çıkışmak
- Argo (v.): kıçından ayrılmamak
- Argo (v.): tepesinde bitmek
- Argo (v.): tepesine binmek
- Argo (v.): ezip geçmek
- Argo (v.): bozguna/hezimete uğratmak
- Argo (v.): açık ara yenmek
- Argo (v.): sataşmak
- Argo (v.): alay etmek
- Argo (v.): alaya almak
- Argo (v.): makara çekmek
- Argo (v.): makaraya almak/sarmak
- Argo (v.): matrak geçmek
- Argo (v.): matrağa/tiye almak
- Argo (v.): dalga/gır gır geçmek
- Argo (v.): gır gıra almak/getirmek
- Argo (v.): kıçına/kuyruğuna yapışmak
- Argo (v.): rahatsız etmek
- Argo (v.): canına okumak
- Argo (v.): canını sıkmak
- Argo (v.): musallat olmak
- Argo (v.): kızdırmak
- Argo (v.): sinirlendirmek
- Argo (v.): gıcık/sinir etmek
- Argo (v.): kıçında kazık varmış/kıçına kazık girmiş gibi durmak/yürümek
- Argo (v.): kazık yutmuş/baston yutmuş gibi olmak
- Argo (v.): kazık/baston gibi dimdik olmak
- Argo (v.): çok katı/sert (biri) olmak
- Argo (v.): (kurallarından/düşüncelerinden) ödün/taviz vermemek
- Argo (v.): örümcek kafalı olmak
- Argo (v.): kalas/kütük/kereste gibi olmak
- Argo (v.): şakadan/espriden anlamamak
- Argo (v.): kıçında kazık varmış/kıçına kazık girmiş gibi durmak/yürümek
- Argo (v.): kazık yutmuş/baston yutmuş gibi olmak
- Argo (v.): kazık/baston gibi dimdik olmak
- Argo (v.): çok katı/sert (biri) olmak
- Argo (v.): (kurallarından/düşüncelerinden) ödün/taviz vermemek
- Argo (v.): örümcek kafalı olmak
- Argo (v.): kalas/kütük/kereste gibi olmak
- Argo (v.): şakadan/espriden anlamamak
- Argo (v.): acele etmek
- Argo (v.): hızlı/çabuk davranmak
- Argo (v.): aceleyle/telaşla hareket etmek
- Argo (v.): koşturmak
- Argo (v.): koşuşturmak
- Argo (v.): elini çabuk tutmak
- Argo (v.): çabuk olmak
- Argo (v.): oyalanmamak
- Argo (v.): kıçı tutuşmuş gibi davranmak/hareket etmek
- Argo (v.): kıçını kaldırmak
- Argo (v.): kendini tehlikeye/riske atmak
- Argo (v.): tehlikeye/riske girmek
- Argo (v.): elini taşın altına sokmak
- Argo (v.): paçayı kaptıracak olmak
- Argo (v.): maçası sıkışacak olmak
- Argo (v.): azarlamak
- Argo (v.): paylamak
- Argo (v.): fırçalamak
- Argo (v.): fırça çekmek
- Argo (v.): zılgıt vermek
- Argo (v.): benzetmek
- Argo (v.): baştan ayağa giydirmek
- Argo (v.): haşlamak
- Argo (v.): bağırıp çağırmak
- Argo (v.): anal seks yapmak
- Argo (v.): götünden sikmek
- Argo (v.): ensesinde boza pişirmek
- Argo (v.): ensesine binmek
- Argo (v.): sıkıştırmak
- Argo (v.): zorlamak
- Argo (v.): başının etini yemek
- Argo (v.): illallah dedirtmek
- Argo (v.): bezdirmek
- Argo (v.): bıktırmak
- Argo (v.): dırdır etmek
- Argo (v.): söylenmek
- Argo (v.): haşlamak
- Argo (v.): paylamak
- Argo (v.): çıkışmak
- Argo (v.): kıçından ayrılmamak
- Argo (v.): tepesinde bitmek
- Argo (v.): tepesine binmek
- Argo (v.): haytalık/yaramazlık yapmak
- Argo (v.): rezil olmak
- Argo (v.): rezil rüsva olmak
- Argo (v.): kepaze/madara olmak
- Argo (v.): rezalet/kepazelik çıkarmak
- Argo (v.): kıç/göt üstünde oturmak
- Argo (v.): kıçını/götünü kaldırmamak
- Argo (v.): tembellik/aylaklık yapmak
- Argo (v.): aylak aylak dolaşmak/dolanmak
- Argo (v.): işsiz güçsüz dolanmak
- Argo (v.): ayrılmak
- Argo (v.): bela olmak
- Argo (v.): burnunu sokmak
- Argo (v.): bir konuşmaya müdahale etmek
- Argo (v.): dersini vermek (kavga ile)
- Argo (v.): dünyanın kaç bucak olduğunu göstermek
- Argo (v.): canına okumak
- Argo (v.): dünyanın kaç bucak olduğunu göstermek
- Argo (v.): dersini vermek (kavga ile)
- Argo (v.): göbeği çatlamak
- Argo (v.): haddini bildirmek
- Argo (v.): haddini bildirmek
- Argo (v.): haddini bildirmek
- Argo (v.): engellemeyi durdurmak
- Argo (v.): engellemeyi kesmek
- Argo (v.): gaz vermek
- Argo (v.): göbeği çatlamak
- Argo (v.): gitmek
- Argo (v.): kıçını yırtmak
- Argo (v.): kıçını yırtmak
- Argo (v.): kıçını yırtmak
- Argo (v.): maydanoz olmak
- Argo (v.): salça olmak
- Argo (v.): tembellik/miskinlik etmeyi bırakıp harekete geçmek/kıçını kaldırmak
- Argo (v.): (birilerini bir iş yapmaları için) dürtmek
- Argo (n.): muhteşem şey
- Argo (n.): müthiş şey
- Argo (n.): harika/mükemmel biri veya şey
- Argo (n.): canına okuma
- Argo (n.): toz duman yutturma
- Argo (n.): tozu dumana katma
- Argo (n.): göz kamaştırma
- Argo (n.): diğerlerini gölgede bırakma
- Argo (n.): çok uzak yer
- Argo (n.): çok uzak yer
- Argo (n.): baş belası
- Argo (n.): baş belası olmak
- Argo (n.): kıçakaçan
- Argo (n.): ipkülot
- Argo (n.): ipkini
- Argo (n.): tanga
- Argo (n.): kıçakaçan
- Argo (n.): ipkülot
- Argo (n.): ipkini
- Argo (n.): tanga
- Argo (n.): duman attıran/eden
- Argo (n.): tozu dumana katan
- Argo (n.): toz yutturan
- Argo (n.): alt eden
- Argo (n.): ezip geçen
- Argo (n.): muhteşem, müthiş şey
- Argo (n.): öküz
- Argo (n.): hödük
- Argo (n.): denyo
- Argo (n.): angut
- Argo (n.): dallama
- Argo (n.): hanzo
- Argo (n.): hırbo
- Argo (n.): hırt
- Argo (n.): hıyar
- Argo (n.): kazma
- Argo (n.): kıro
- Argo (n.): kütük
- Argo (n.): maganda
- Argo (n.): tuvalet kağıdı
- Argo (n.): inek/dana yalamış gibi saç
- Argo (n.): kısa boylu
- Argo (n.): bücür
- Argo (n.): cüce
- Argo (n.): bodur
- Argo (n.): bıdık
- Argo (n.): az gelişmiş
- Argo (n.): bızdık
- Argo (n.): götten/kıçtan bacak
- Argo (n.): götten/kıçtan bacaklı
- Argo (n.): götü/kıçı yere yakın
- Argo (n.): yarım porsiyon
- Argo (n.): koca götlü/kıçlı
- Argo (n.): damperli
- Argo (n.): kısa boylu
- Argo (n.): bücür
- Argo (n.): cüce
- Argo (n.): bodur
- Argo (n.): bıdık
- Argo (n.): az gelişmiş
- Argo (n.): bızdık
- Argo (n.): götten/kıçtan bacak
- Argo (n.): götten/kıçtan bacaklı
- Argo (n.): götü/kıçı yere yakın
- Argo (n.): yarım porsiyon
- Argo (n.): kısa boylu
- Argo (n.): bücür
- Argo (n.): cüce
- Argo (n.): bodur
- Argo (n.): bıdık
- Argo (n.): az gelişmiş
- Argo (n.): bızdık
- Argo (n.): götten/kıçtan bacak
- Argo (n.): götten/kıçtan bacaklı
- Argo (n.): götü/kıçı yere yakın
- Argo (n.): yarım porsiyon
- Argo (n.): cins
- Argo (n.): tuhaf
- Argo (n.): acayip adam/erkek
- Argo (n.): cehennemin dibi/bucağı
- Argo (n.): dünyanın öbür ucu
- Argo (n.): kör itin öldüğü yer
- Argo (n.): çok uzak bir yer
- Argo (n.): allah'ın unuttuğu yer
- Argo (n.): kuş uçmaz kervan geçmez
- Argo (n.): ahmak
- Argo (n.): cesaret verici destek
- Argo (n.): cesaret verme
- Argo (n.): göt çatalı
- Argo (n.): göt çatalı
- Argo (n.): göt deliği
- Argo (n.): göt
- Argo (n.): göt lobu
- Argo (n.): homoseksüel
- Argo (n.): kıç çatalı
- Argo (n.): kıç
- Argo (n.): kıç çatalı
- Argo (n.): oğlan
- Argo (n.): osuruk
- Argo (n.): sigara
- Argo (n.): (esrar) zıvana
- Argo (n.): ördek kuyruğuna benzer saç şekli
- Argo (n.): saçların geriye doğru yapıştırıldığı saç şekli
- Argo (n.): ördek götü
- Argo (n.): bücürük
- Argo (n.): götten bacak
- Argo (n.): yerdenbitme
- Argo (n.): koca popo
- Argo (n.): büyük göt
- Argo (n.): koca götlü bücür
- Argo (n.): ördek götlü bücür
- Argo (n.): fizan
- Argo (n.): çok uzak yer
- Argo (n.): dünyanın bir ucu
- Argo (n.): cehennemin dibinde
- Argo (adj.): gudubet
- Argo (expr.): acele et
- Argo (expr.): çabuk buraya gel!
- Argo (expr.): hemen buraya gel!
- Argo (expr.): elini çabuk tut
- Argo (expr.): hızlı/çabuk ol
- Argo (expr.): oyalanma
- Argo (expr.): koştur
- Argo (expr.): kıçını kaldır
- Argo (expr.): kıçını kaldır!
- Argo (expr.): kıçınızı kaldırın!
- Argo (expr.): kıçını kaldırıp buraya gel!
- Konuşma (n.): göreyim seni
- Teknik (v.): bitiştirmek
- Teknik (v.): bitişmek
- Teknik (v.): değdirmek
- Teknik (v.): değmek
- Teknik (v.): kafasını vurmak
- Teknik (v.): ucuca eklemek
- Teknik (n.): alın çatlakları
- Teknik (n.): alın kaynağı
- Teknik (n.): alın bağlantılarının çekme mukavemeti
- Teknik (n.): alın menteşesi
- Teknik (n.): alın bağlantısı çekme mukavemeti
- Teknik (n.): ara parça bağlantıları
- Teknik (n.): alın kaynağı
- Teknik (n.): alın kaynaklı kontrol vanası
- Teknik (n.): alın kaynak uçları
- Teknik (n.): alın kaynaklaması
- Teknik (n.): alın kaynağı
- Teknik (n.): alın eki
- Teknik (n.): alın bağlantısı
- Teknik (n.): alın bağlantısı
- Teknik (n.): alın birleştirmesi yapılmış çelik
- Teknik (n.): alın kaynak
- Teknik (n.): alın kaynaklı bağlantı
- Teknik (n.): alın kaynaklı bağlantı
- Teknik (n.): alın kaynaklı bağlantı
- Teknik (n.): alın kaynaklı boru
- Teknik (n.): alına gelme
- Teknik (n.): alından birleşme
- Teknik (n.): baş çapı
- Teknik (n.): birleşme hatları
- Teknik (n.): bindirmeli alın kaynağı
- Teknik (n.): cebire
- Teknik (n.): çapakaltı çatlakları
- Teknik (n.): damacana
- Teknik (n.): değmeli bağlantı
- Teknik (n.): dövme kafası
- Teknik (n.): düz ek
- Teknik (n.): dip tomruğu
- Teknik (n.): düz menteşe
- Teknik (n.): ergitme alın kaynaklı birleştirmeler
- Teknik (n.): ekleme levhası
- Teknik (n.): fransız menteşe
- Teknik (n.): fıçı (şarap/bira)
- Teknik (n.): fıçı
- Teknik (n.): gaz ısıtmalı alın kaynağı
- Teknik (n.): hedef arkası duvarı
- Teknik (n.): herhangi bir şeyin enli ucu veya sapı
- Teknik (n.): ışıltılı alın kaynağı
- Teknik (n.): izmarit
- Teknik (n.): kaim uç
- Teknik (n.): kazık başı
- Teknik (n.): kaynaklı ucuca ekleme
- Teknik (n.): mafsallı ek
- Teknik (n.): küt kaynak
- Teknik (n.): küt ek aygıtı
- Teknik (n.): küt birleşme
- Teknik (n.): küt ek
- Teknik (n.): küt taraf
- Teknik (n.): küt uç
- Teknik (n.): küt kaynak
- Teknik (n.): manşonlu kaplin
- Teknik (n.): küt kaynak dikişi
- Teknik (n.): muflu kaplin
- Teknik (n.): pomel menteşe
- Teknik (n.): paslanmaz çelik alın kaynaklı bağlantı parçaları
- Teknik (n.): pasa
- Teknik (n.): sürekli alın kaynağı süreci
- Teknik (n.): şişkin alın kaynağı
- Teknik (n.): tos vurma
- Teknik (n.): tos vuraç
- Teknik (n.): uç uca ek
- Teknik (n.): uç kaynağı
- Teknik (n.): uç uca kaplama
- Teknik (n.): uçucaek
- Teknik (n.): ucuca kaynaklama
- Teknik (n.): uç
- Teknik (n.): uçtan yapıştırılmış delik silindir
- Teknik (n.): uç uca ek
- Teknik (n.): ucuca kaynak
- Teknik (n.): uç uca ek levhası
- Teknik (n.): yağmur suyu fıçısı
- Teknik (n.): yakma alın kaynağı
- Teknik (n.): yüzey menteşesi
- Teknik (n.): yüzeyaltı yırtıkları
- Teknik (adj.): alın kaynaklı
- Teknik (adj.): kaynak ağızlı
- Tekstil (n.): alın dikiş
- Tekstil (n.): parça dikiş
- Tekstil (n.): uç dikiş
- Tütün (n.): izmarit
- Tütün (n.): yaşmaklı
- Ağaç İşleri (n.): zıvana dili