Bull.
"bull." teriminin Türkçe anlamları:
- Tarım (n.): obur dallar
- Mimarlık (n.): yuvarlak kenarlı ilk basamak
- Astroloji (n.): boğa burcu
- Astronomi (n.): boğa
- Otomotiv (n.): arena
- Otomotiv (n.): birinci vites
- Otomotiv (n.): ön koruma demiri
- Üreme (n.): boğa yemi
- Üreme (n.): amerika'ya özgü kısa ve birbirine yakın tüyleri olan kaslı bir teriyer ırkı
- Üreme (n.): amerika'ya özgü kısa ve birbirine yakın tüyleri olan kaslı bir teriyer ırkı
- İngiliz Argosu (n.): erkeksi lezbiyen
- İngiliz Argosu (n.): kaslı lezbiyen
- Günlük Konuşma Dili (v.): böbürlenmek
- Günlük Konuşma Dili (v.): çene yarıştırmak
- Günlük Konuşma Dili (v.): çene çalmak
- Günlük Konuşma Dili (v.): havadan sudan konuşmak
- Günlük Konuşma Dili (v.): laflamak
- Günlük Konuşma Dili (v.): laflamak
- Günlük Konuşma Dili (v.): laklak etmek
- Günlük Konuşma Dili (v.): övünmek
- Günlük Konuşma Dili (v.): palavra atmak
- Günlük Konuşma Dili (v.): saçmalamak
- Günlük Konuşma Dili (n.): saçma sapan konuşma
- Günlük Konuşma Dili (n.): zırva
- Günlük Konuşma Dili (n.): safsata
- Günlük Konuşma Dili (n.): eşek osuruğu
- Günlük Konuşma Dili (n.): martaval
- Günlük Konuşma Dili (n.): havagazı
- Günlük Konuşma Dili (n.): hava cıva
- Günlük Konuşma Dili (n.): boğa dışkısı
- Günlük Konuşma Dili (n.): saçma sapan konuşma
- Günlük Konuşma Dili (n.): zırva
- Günlük Konuşma Dili (n.): safsata
- Günlük Konuşma Dili (n.): eşek osuruğu
- Günlük Konuşma Dili (n.): martaval
- Günlük Konuşma Dili (n.): havagazı
- Günlük Konuşma Dili (n.): hava cıva
- Günlük Konuşma Dili (n.): boğa dışkısı
- Günlük Konuşma Dili (n.): şirket koruması
- Günlük Konuşma Dili (n.): şirket koruma görevlisi
- Günlük Konuşma Dili (n.): değersiz şey
- Günlük Konuşma Dili (n.): kangurulara çarpmamak için arabanın önüne takılan koruyucu
- Günlük Konuşma Dili (n.): saçma
- Günlük Konuşma Dili (n.): saçmalık
- Günlük Konuşma Dili (expr.): boğaya bulaşırsan boynuzu yersin
- Günlük Konuşma Dili (expr.): çok kaslı ve güçlü
- Yaygın Kullanım (n.): boğa güreşi
- Yaygın Kullanım (n.): boğa
- İnşaat (n.): boğa başı (tuğla)
- Ormancılık (n.): akçam
- Ormancılık (n.): çıralı çam
- Gastronomi (n.): boğa
- Genel (v.): güçlüklere göğüs germek
- Genel (v.): bir işe cesaretle girişmek
- Genel (v.): hisselerin değerini yükseltmek
- Genel (v.): palavra atmak
- Genel (v.): spekülasyon yapmak
- Genel (v.): keriz silkelemek
- Genel (n.): amerikan teryeri
- Genel (n.): kızgın boğa
- Genel (n.): yarenlik
- Genel (n.): keriz silkeleme
- Genel (n.): akçam
- Genel (n.): aynasız
- Genel (n.): aptalca hata
- Genel (n.): söyleşi
- Genel (n.): bas
- Genel (n.): gaf
- Genel (n.): sondaj çarkı
- Genel (n.): bulteriyer
- Genel (n.): çam yarması
- Genel (n.): spekülatör
- Genel (n.): kocaman erkek hayvan
- Genel (n.): polis
- Genel (n.): teriyer köpeği
- Genel (n.): erkek arkadaş toplantısı
- Genel (n.): zırva
- Genel (n.): borsada fiyatların devamlı yükselişi
- Genel (n.): boğa
- Genel (n.): vurguncu
- Genel (n.): orman kibarı
- Genel (n.): atmasyoncu
- Genel (n.): kırbaç
- Genel (n.): wallstreet'deki bronz boğa heykeli
- Genel (n.): wallstreet'deki bronz boğa heykeli
- Genel (n.): wallstreet'deki bronz boğa heykeli
- Genel (n.): papa/papalık fetvası
- Genel (n.): papanın yaptığı resmi çağrı
- Genel (n.): mekanik boğa
- Genel (n.): mekanik boğa
- Genel (n.): hadım edilmiş boğa
- Genel (n.): kızgın/azgın boğa
- Genel (n.): azgın boğa
- Genel (n.): boğaya köpek saldırtma
- Genel (n.): boğanın köpeklerle dövüştürülmesi
- Genel (n.): yedek oyuncu kulübesi
- Genel (n.): oturan boğa
- Genel (n.): yarışçının boğa üzerinde 8 saniye veya daha uzun süre kalmayı amaçladığı rodeo türü
- Genel (adj.): kafasının dikine giden
- Genel (adj.): inatçı
- Genel (adj.): erkek gibi
- Genel (adj.): kısa ve kalın boyunlu
- Deyimler (v.): cesurca atılmak
- Deyimler (v.): tehlikeyle yüzleşmek
- Deyimler (v.): yaralı hayvan gibi böğürmek/bağırmak
- Deyimler (v.): öfkesini kusmak
- Deyimler (v.): öfkeyle bağırıp çağırmak
- Deyimler (v.): bağıra çağıra sövüp saymak
- Deyimler (v.): (yaralı) hayvan gibi böğürmek
- Deyimler (v.): (yaralı) hayvan gibi bağırmak
- Deyimler (v.): yüksek sesle/bağıra çağıra böğürmek/hakaretler yağdırmak
- Deyimler (v.): öküz altında buzağı beslemek
- Deyimler (v.): boşa kürek çekmek
- Deyimler (v.): başarı şansı olmayan bir işe girmek/girişmek
- Deyimler (v.): olmayacak duaya amin demek
- Deyimler (v.): öküzü/koçu sağmaya kalkmak
- Deyimler (v.): aşırı terlemek
- Deyimler (v.): birini kızdıracak/kışkırtacak bir şey olmak
- Deyimler (v.): bir işe cesaretle girişmek
- Deyimler (v.): bir işe cesaretle girişmek/kalkışmak
- Deyimler (v.): çene çalmak
- Deyimler (v.): cami duvarına işemek
- Deyimler (v.): deli saçması olmak
- Deyimler (v.): çok terlemek
- Deyimler (v.): elini taşın altına koymak
- Deyimler (v.): elini taşın altına koymak
- Deyimler (v.): gözünü daldan budaktan sakınmamak
- Deyimler (v.): geyik yapmak
- Deyimler (v.): hazırda tutulmak
- Deyimler (v.): gözünü daldan budaktan esirgememek
- Deyimler (v.): geyik çevirmek
- Deyimler (v.): laklak etmek
- Deyimler (v.): laflamak
- Deyimler (v.): kan ter içinde kalmak
- Deyimler (v.): pabuç bırakmamak
- Deyimler (v.): pabuç bırakmamak
- Deyimler (v.): terden sırılsıklam olmak
- Deyimler (v.): zorluklarla ertelemeden anında mücadele etmek
- Deyimler (v.): (bir) sorunun üzerine gitmek
- Deyimler (v.): zorluğa cesaretle göğüs germek
- Deyimler (n.): bam teli
- Deyimler (n.): bam teli
- Deyimler (n.): kırmızı çizgisi
- Deyimler (n.): kırmızı çizgisi
- Deyimler (n.): hassas noktası
- Deyimler (n.): hassas noktası
- Deyimler (n.): en nefret ettiği
- Deyimler (n.): en nefret ettiği
- Deyimler (n.): tahrik
- Deyimler (n.): tahrik
- Deyimler (n.): kışkırtma
- Deyimler (n.): kışkırtma
- Deyimler (n.): damarına basma
- Deyimler (n.): damarına basma
- Deyimler (n.): (birini) kızdıracağı belli olan şey
- Deyimler (n.): insanı yerinde (ter ter) tepindiren şey
- Deyimler (n.): boğaya kırmızı gösterme
- Deyimler (n.): abuk sabuk/ana fikri olmayan hikaye/öykü
- Deyimler (n.): özel bir şirket için çalışan detektif ya da koruma
- Deyimler (n.): aslı astarı olmayan dedikodu
- Deyimler (n.): kurt masalı
- Deyimler (n.): kurt masalı
- Deyimler (n.): kuyruklu yalan
- Deyimler (n.): kuyruklu yalan
- Deyimler (n.): martaval
- Deyimler (n.): palavra
- Deyimler (n.): palavra
- Deyimler (n.): uydurma masal
- Deyimler (adj.): saçmalık
- Deyimler (adj.): saçma sapan
- Deyimler (adj.): saçma sapan
- Deyimler (adj.): saçma-sapan
- Deyimler (expr.): beceriksiz
- Deyimler (expr.): boğa gibi güçlü
- Deyimler (expr.): beceriksiz
- Deyimler (expr.): boğa kadar güçlü
- Deyimler (expr.): deli saçması
- Deyimler (expr.): saçmalığın daniskası
- Deyimler (expr.): çok beceriksiz
- Deyimler (expr.): çok beceriksiz
- Deyimler (expr.): çirkefe bulaşma üstüne sıçrar
- Deyimler (expr.): çok sakar
- Deyimler (expr.): çok beceriksiz
- Deyimler (expr.): çok sakar
- Deyimler (expr.): çok sakar
- Deyimler (expr.): öküz gibi güçlü
- Deyimler (expr.): kaba saba bir şekilde
- Deyimler (expr.): sakar
- Deyimler (expr.): sakar
- Deyimler (expr.): paldır küldür
- Hukuk (n.): hücre
- Hukuk (n.): kodes
- Denizcilik (n.): bağlama halatı
- Deniz Biyolojisi (n.): deniz alası
- Deniz Biyolojisi (n.): boğa köpekbalığı
- Deniz Biyolojisi (n.): çuçuna
- Deniz Biyolojisi (n.): folya balığı
- Deniz Biyolojisi (n.): fulya
- Deniz Biyolojisi (n.): fare başlı iskorpit
- Askeri (n.): mayın tarlasından zorla geçiş
- Yerler (n.): arkansas eyaletinde şehir
- Yerler (n.): batı virginia eyaletinde yerleşim yeri
- Yerler (n.): illinois eyaletinde yerleşim yeri
- Yerler (n.): missouri eyaletinde yerleşim yeri
- Politika (n.): imparator dördüncü charles tarafından çıkarılan bir ferman/anayasa
- Dini (n.): aborijinlerin dini ritüellerde veya oyuncak olarak kullandığı tahta çıta
- Argo (v.): büyük penisli olmak
- Argo (v.): penisi büyük olmak
- Argo (n.): görünüş ve/veya davranışı itibariyle erkeksi kadın
- Argo (n.): (kurtarılmış terim) eşcinseller tarafından görünüş ve/veya davranışı itibariyle erkeksi olan lezbiyen kadın
- Argo (n.): fiziksel ve duygusal olarak erkeksi olan kadın
- Argo (n.): erkeksi/maskülen kadın
- Argo (n.): erkek gibi kadın
- Argo (n.): artis
- Argo (n.): artiz
- Argo (n.): artistlik yapan
- Argo (n.): palavracı
- Argo (n.): atmasyoncu
- Argo (n.): çakal
- Argo (n.): kampanacı
- Argo (n.): kıtırcı
- Argo (n.): polimci
- Argo (n.): martavalcının/palavracının daniskası
- Argo (n.): abartma
- Argo (n.): bir yığın saçmalık/zırva
- Argo (n.): boş şey
- Argo (n.): boş şey
- Argo (n.): değersiz şey
- Argo (n.): gardiyan
- Argo (n.): ingiliz
- Argo (n.): kadınlar arasındaki lezbiyen ilişki
- Argo (n.): kendinden güçsüz mahkuma şiddet uygulayarak istediğini elde eden mahkum
- Argo (n.): polis
- Argo (n.): saçma
- Argo (n.): saçmalık
- Argo (n.): saçmalık
- Argo (n.): erkeksi görünüme sahip lezbiyen
- Argo (adj.): saçma salak
- Konuşma (expr.): bu saçmalık
- Konuşma (expr.): hadi canım sen de!
- Konuşma (expr.): masal okumak
- Spor (v.): oyuna girmek için ısınmak
- Teknik (n.): buldozer
- Teknik (n.): boğa bloklar
- Teknik (n.): dişli çark
- Teknik (n.): dumanlı kuvars
- Teknik (n.): fener dişli
- Teknik (n.): kayış gergi kasnağı
- Teknik (n.): sondaj çarkı
- Teknik (n.): tambur
- Teknik (n.): uçuca kaynak yapma
- Teknik (n.): uzun kollu iri perdah malası
- Ticaret / Ekonomik (v.): borsa piyasasını yükseltmek
- Ticaret / Ekonomik (n.): ana para ödemeleri başka bir menkul değerin fiyatına bağlı olan tahviller
- Ticaret / Ekonomik (n.): boğa piyasaları
- Ticaret / Ekonomik (n.): boğa ayı tahvilleri
- Ticaret / Ekonomik (n.): boğa piyasası
- Ticaret / Ekonomik (n.): boğa piyasası
- Ticaret / Ekonomik (n.): borsanın satış eğilimine geçmesi
- Ticaret / Ekonomik (n.): borsa fiyatlarının yükselmesi
- Ticaret / Ekonomik (n.): boğa piyasası
- Ticaret / Ekonomik (n.): değer yükselişi üzerinde spekülasyon
- Ticaret / Ekonomik (n.): değer artışı üzerinden spekülasyon
- Ticaret / Ekonomik (n.): değer yükselişi üzerinden spekülasyon
- Ticaret / Ekonomik (n.): fiyatların ilerde yükseleceğini tahmin ederek bugünden tahvil veya hisse senedi alan kimse
- Ticaret / Ekonomik (n.): fiyatların yükseldiği piyasa
- Ticaret / Ekonomik (n.): fiyat yükselmesi beklentisinde satış
- Ticaret / Ekonomik (n.): fiyatların yükseldiği talebin canlı olduğu piyasa
- Ticaret / Ekonomik (n.): hisselerin yükseleceğini önceden tahmin edip hisse satın alan kişi
- Ticaret / Ekonomik (n.): iyimser piyasa
- Ticaret / Ekonomik (n.): iyimser bir menkul değerler borsası
- Ticaret / Ekonomik (n.): karma yükten oluşan sevkıyat
- Ticaret / Ekonomik (n.): menkul değerler
- Ticaret / Ekonomik (n.): sermaye piyasasında alıcı spekülatör
- Ticaret / Ekonomik (n.): sürekli çıkan piyasa
- Zooloji (v.): boğaya halka takmak
- Zooloji (n.): hindistan'a özgü iri bir antilop
- Zooloji (n.): erkekleri beyaz lekeli mavi-gri, dişileri boynuzsuz kahverengimsi olan büyük bir hint antilobu
- Zooloji (n.): boğa
- Zooloji (n.): brahman sığırı